Ultra zeki bir çocuk olan Umut, onuncu yaş gününden önce annesini bulmaya karar vermiştir. Yoğun bilgisayar becerileri sayesinde annesinin izine rastlar ve İstanbul'a gitmenin bir yolunu bulur. Annesini ararken tuhaf bir tesadüf eseri rastladığı Özge ile başlarını büyük bir belaya sokarlar. Kendini nefes nefese bir koşturmacanın içinde bulan Umut, hem annesinin izini sürmeye, hem de Özge Abla ile peşlerine düşen adamları atlatmaya çalışacak.

Talihsiz tesadüfler sonucu hayatları kesişen üçlü Emre'ye dedesinden kalan tarlaları almak için köyün yolunu tutar. Esas plan tarlaların üzerine konmakken Emre'nin muhtarın kızına aşık olması ile işler değişir. Kızı elde etmek için denemedikleri yol kalmayan üçlü işi araba yarışına kadar götürür. Köyde düzenlenen araba yarışının kazananı üçlünün planını tekrar alt üst edecektir.

 Talihsiz tesadüfler sonucu hayatları kesişen üçlü Emre'ye dedesinden kalan tarlaları almak için köyün yolunu tutar. Esas plan tarlaların üzerine konmakken Emre'nin muhtarın kızına aşık olması ile işler değişir. Kızı elde etmek için denemedikleri yol kalmayan üçlü işi araba yarışına kadar götürür. Köyde düzenlenen araba yarışının kazananı üçlünün planını tekrar alt üst edecektir.

Yasemin, kardeşi Ayşe ile beraber yaşayan, nişanlısı Ufuk ile mutlu bir ilişkisi olan genç bir kadındır. Ancak Ayşe'nin gördüğü bir kabus, hayatını alt üst eder. Her zaman görülebilecek türden bir kabus zannettikleri, aslında kafir bir büyücünün başlarına musallat ettiği Cuhena Kabilesi'nden cinlerdir ve korkunç günler onları beklemektedir.

Film, Türkiye'de havacılığın öncü ismi Vecihi Hürkuş'un sıradışı yaşam hikayesini konu alıyor. Vecihi Hürkuş'un teyyareci oluşu ve 1. Dünya Savaşı yıllarında göklerde düşmanla çarpışması işleniyor.

Akdeniz Bölgesi'ndeki bir kasabada yaşayan Yılmaz (Taylan Güner), yaptığı işlerde dikiş tutturamamış, hayal ettiği gibi traktör alacak parayı bir türlü biriktirememiş, kömür madeninde çalışmayı da istemeyen genç bir adamdır. Sevdiği kadın İpek'le (Pelin Ermiş) evlenebilmek için, babası Yaşar'ın (Turan Özdemir) da ısrarlarına dayanamayarak madende çalışmaya razı olur. Ancak madende çalışmak tabii ki kolay değildir ve hayati tehlikeler taşımaktadır.

Kısmen zihinsel engelli olan Azap (Seyithan Özdemir), yaşadığı köyün mezarcısıdır. Talihsiz bir yangın sonucu kızını ve hamile eşini kaybetmiştir. Kızının yaşadıklarını çok sonraları rastlantı sonucu öğrenen Azap, gerçekleri duymasının ardından ailesinin intikamının peşine düşecektir.

ABD'de yaşayan Hannah (Alyson Walker) Almanya'daki kuzeni Julia'nın (Meelah Adams) ziyaretinden dolayı çok mutludur, ancak Julia'da daha ilk andan itibaren ters giden birşeyler olduğu da kesindir. Julia'nın gelişinin ardından evinde tuhaf olayların yaşanmaya başlaması, Hannah'yı daha da şüpheye düşürür ve internette araştırma yapmaya iter. Burada Julia'nın çektiği videolara rastlayınca kötü bir şeylerin olduğuna ikna olur, ancak onu çok daha korkunç olaylar beklemektedir.

Son derece yakışıklı ve çekici bir prens olan Philippe Charming, küçüklüğünde lanetlendiğinden beri karşısına çıkan her kadını kendisine aşık etmiş, bu yüzden arkasında çok sayıda kalbi kırık aşık bırakmıştır. Hatta bunlar arasında Sindirella, Uyuyan Güzel ve Pamuk Prenses de vardır. Bu duruma son vermek isteyen Kral, oğluna son sözünü söyler: 21. doğum gününe kadar seçimini yapıp gerçek aşkı bularak büyüyü bozması, böylece kendisine aşık olan kadınları bu büyüden kurtarması gerekmektedir, yoksa kraliyet üzerindeki haklarını kaybedecektir. Yakışıklı Prens de gerçek aşkı bulmak için, yanına Lenore'u alarak birlikte birbirinden zorlu maceralara atılır.

Toprak, Cüneyt, Semih ve Uğur aynı öğrenci evinde yaşayan 4 arkadaştır. Son derece utangaç biri olan Uğur dışındaki üçünün sevgilileri Pınar, Tuğçe ve Melek ise karşılarındaki dairede oturmaktadır. Okulun bitirme projesi için bir bilimkurgu filmi çekmeyi planlayan 7 gencin planları, filme destek verecek sponsorun caymasıyla suya düşer. Mecburen daha düşük maliyetli bir soygun hikayesi yazan gençler, daha sonra bu soygunu gerçeğe dönüştürmeye karar verirler. Babası Emniyet Müdürü olan Toprak da dahil olmak üzere bu plana ikna olup soygun gününü beklerlerken, tahmin etmedikleri sürprizlerle karşılaşacaklardır.

Renkli isimli balık, yaşadığı akvaryumun ötesindeki dünyaları görmeye çok meraklı, keşif duygusu güçlü bir balıktır. Etrafındaki tüm balıkların tersi heveslere sahip olan Renkli'nin önündeki en büyük engel, akvaryumdaki herkesin korktuğu Mor Gözlü Ahtapot'tur. Akvaryumdaki yemlerin en güzelini kendine ayıran, olup biten her şeyden haberi olan ahtapot, yine de Renkli'nin, akvaryumun bulunduğu evdeki küçük Deniz'le arkadaş olmasını engelleyemez. Akvaryumun ötesindeki dünya hakkında çok şey öğrenen Renkli'nin bunları arkadaşlarına anlatması, tabii ki ahtapotun hoşuna gitmeyecektir.

Marsilya Polis Teşkilatı'na tayin olan Sylvain Marot (Franck Gastambide), şehirde Ferrari'leriyle terör estiren İtalyan bir soygun çetesini çökertmekle görevlendirilir. Bu amaçla efsanevi taksici Daniel'in yeğeni Eddy (Malik Bentalha) ile unutulmaz beyaz taksiyi yeniden ortaya çıkarırlar.

İlk filmin kahramanları, hayatlarına ve maceralarına bu filmde de devam ediyorlar. Yaprak ve Ali, gizli saklı sürdürmek zorunda olsalar da artık sevgili olmuşlardır. Grubun yeni üyesi Barış, Ali'ye zor zamanlar yaşatmaktadır. Grubun diğer üyeleri Gökhan, Sinan ve Oğuz kendi hayatlarında birçok sorunla yüzleşirken, Yaprak kendisine gelen isimsiz hediyelerin sırrını çözmeye çalışacaktır. Gençler, bütün bu tecrübelerle biraz daha büyüyeceklerdir.

Her cumartesi akşamı lise arkadaşlarıyla poker oynama alışkanlığından hiçbir koşulda vazgeçmek istemeyen Alper, nişanlısının sokaktaki eylemlere katılma konusundaki ısrarlarına rağmen evde kalmayı tercih eder. Ancak yakın arkadaşları bu konuda bölünmüştür, hepsinin kendilerine göre haklı gerekçeleri vardır ve kimse de kendi görüşünün en doğrusu olduğunu savunmaktan geri durmaz. Dışarıdaki olaylardan kaçarak eve sığınan insanlarla birlikte tartışma devam eder. Gece, bir poker partisinden çok daha farklı noktalara gidecektir.