Memorial Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Halil İbrahim Uçar, “Kalp Haftası” öncesinde kalp ve damar sağlığını korumanın yolları hakkında bilgi verdi.
Damar sağlığının bozulması kalbi ve tüm vücudu etkiler
Kalp, dolaşım sisteminin merkezini teşkil eder. Hayat boyunca ara vermeden çalışan en hayati organlarımızdır. Hücrelere oksijen ve besin taşınmasını sağlayan kalp damar sisteminin sağlıklı çalışması önemlidir. Damar sağlığının bozulması kalp ve diğer organların, dolayısıyla vücudun hayati fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesini engelleyerek ciddi sağlık sorunlarına hatta ölümlere neden olabilmektedir. Kalbi besleyen atardamarlarda biriken kolesterol-yağ, kalsiyum ve kandaki diğer maddelerle oluşan plaklar kalbin kan akımını azaltarak ya da tamamen engelleyerek kalp krizine yol açabilir. Kan akımını hızlı bir şekilde eski haline döndürecek müdahale yapılmazsa, kalp krizi kalp yetmezliği veya ölümle sonlanabilir. Kalp krizi sonrasında oluşan ölümlerin yaklaşık yarısı krizden sonraki 3-4 saat içinde olmaktadır.
2020 yılında 25 milyon insan kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybedebilir
Tıp dünyasındaki pek çok gelişmeye rağmen kalp ve damar hastalıklarının görülme oranında gözle görülür bir düşüş sağlanamamakta, bu rahatsızlıklar nedeniyle ölümler artarak devam etmektedir. Kalp hastalıklarının giderek artış göstermesi ile birlikte koruyucu sağlık hizmetlerinin değeri daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır. Dünyada her 3 kişiden 2’si bulaşıcı olmayan hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bulaşıcı olmayan hastalıklar içerisinde ise her 3 kişiden biri kalp ve damar hastalıkları nedeniyle ölmektedir. Dünyada her yıl 18 milyon üzerinde insan bu hastalıklardan hayatını kaybetmektedir. 2020 yılında dünyada kalp ve damar hastalıklarından hayatını kaybedenlerin sayısının 25 milyonu aşacağı tahmin edilmektedir. Bu ölümlerin ciddi bir kısmı kalp krizine bağlıdır. Kalp ve damar hastalıkları dünya çapında bir numaralı ölüm sebebidir.
Hasta olduktan sonra değil önceden önlem almak gerekiyor
Kalp damar hastalığına neden olan risk faktörlerini ortadan kaldırarak kalp hastalıklarının oluşmasını %80’e varan oranlarda önlemek mümkün olabilmektedir.Unutulmaması gereken nokta hasta olduktan sonra tedavi olmaktansa hastalığa neden olan riskleri ortadan kaldırarak hiç hasta olmamak her zaman daha doğru olandır. Öncelikle bu risk faktörlerini yok etmek için çaba gösterilmelidir.
Hareketi hayatınızdan eksik etmeyin
Kalp ve damar hastalıkları sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişikliği ile önlenebilen, oluştuktan sonra da tıbbi tedavi, beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi ve yaşam tarzında değişiklikler yapılarak iyileştirilebilen bir sağlık sorunudur. Hareket çok önemlidir.
Her gün yapılacak 30-60 dakikalık yürüyüşler sayesinde obezite, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların oluşmasının önüne geçerek kalp ve damar hastalıklarından korunmak mümkün hale gelir. Doğa ile uğraşmak, asansör kullanmamak, gideceğimiz yere ulaşmak için bindiğimiz toplu taşıma araçlarından 1-2 durak önce inerek yürümek gibi yaşamsal değişiklikler bile hareketli olmaya yardımcı olacaktır. Unutulmamalıdır ki dünyadaki ölümlerin yaklaşık %6’sından hareketsizlik sorumludur. Kan basıncı, kolesterol ve şeker değerleri, kilo ve vücut kitle indeksi düzenli olarak yapılacak hastane kontrolleri ile takip edilmelidir.
Kalp ve damar sağlığını korumak için 5 beslenme önerisi
Kalp sağlığını koruyucu besinler tüketin. Hazır gıdalardan uzak durmaya çalışın. Un, şeker ve tuzu mümkün olduğunca hayatımızdan çıkarın ya da oldukça az tüketin.
Günlük tuz miktarını 5 gram ile sınırlandırın.
Katı yağlardan ve hayvansal yağlardan mümkün olduğunda uzak durun. Bunun yerine taze sebze ve meyveler, bakliyatlar, balık, doğal karbonhidratlar ve lifli besinler tercih edin.
Her yiyeceği mevsiminde yemeye özen gösterin. Mevsim dışında tüketilen besinlerde kullanılan inorganik maddeler ve hormonlar vücudumuzda yıllar içerisinde birikerek hem kalp-damar tıkanıklığı hem de diğer hastalıklar açısından ciddi risk teşkil etmektedir.
Sigara ve tütün ürünlerinden uzak durun. Sigara, kan basıncında artışa, solunum yetersizliklerine, kanda pıhtılaşma eğilimine, iyi kolesterol seviyesinin düşmesine, damar sertliğine yol açarak kalp sağlığını tehlikeye sokar. Kendiniz içmediğiniz gibi çevrenizdekileri de pasif içicilikten koruyun. Her yıl çok sayıda kişinin sigara kullanmadığı halde pasif içicilik nedeni ile hayatını kaybettiğini unutmayın.
|