Dünyada yaklaşık 2.3 milyon kişinin MS hastası olduğunu kaydeden Yrd.Doç.Dr. Özge Arıcı, “Kadınların daha çok yakalandığı MS, sıklıkla 20-40 yaş arasında görülüyor. Tam olarak genetik bir hastalık olarak tanımlanmayan MS, ailesinde MS hastalığı olan kişilerde 5 ila 7 kat daha fazla izleniyor. Fakat son dönemlerde yaşanan umut verici gelişmelerden MS hastalığına yönelik yeni ilaçların kullanıma girmesi ile özürlülük oranını belirgin derecede azaltıyor” dedi.

Dünyada 2.3 Milyon Kişi MS!

Dünyada yaklaşık 2.3 milyon kişinin etkilendiği MS’in kişinin bağışıklık sisteminin kendi beyin ve omurilik dokusuna saldırıya geçmesi sonucu oluştuğunu ifade eden Yrd.Doç.Dr. Özge Arıcı Düz, hastalık seyrinde uyuşma, güçsüzlük, görme problemleri, dengesizlik, çift görme gibi nörolojik yakınmaların olabileceğini belirtti.

MS sürecinde gelişen bu atakları “en az 24 saat devam eden nörolojik bozukluk” olarak tanımlayan  YrdDoç.Dr. Özge Arıcı Düz, şunları söyledi;

Özellikle enfeksiyonlar ve ateş, ataklar için tetikleyici olabilir. Zaman içinde atakların bir kısmı tam iyileşmeyebilir ve ataktan geriye kalan nörolojik fonksiyon kayıpları olabilir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde idrar kaçırma, dikkat eksikliği ve unutkanlık yaşanabilir. Öncelikle atak tedavisi, sonrasında koruyucu tedaviler uygulanıyor. Eğer hasta atak geçiriyor ise, atak anında (steroid) kortizon tedavisi uygulanıyor. Koruyucu tedavi olarak kullanılan çok sayıda ilaç mevcut. Hangi ilacın seçileceğine hasta özelinde karar veriliyor, bu dönemde tedaviyi kişiye özel olarak seçmek gerekiyor. Bu ilaçlar da hastalığı tamamen iyileştirmiyor ancak atak sayısını azaltabiliyor, hastalık gidişatını yavaşlatabiliyor.

MS Hastaları Aşı Olmadan Önce Mutlaka Hekimlerine Danışmalı!

MS hastalarında bazı aşıların bağışıklık sistemini tetikleyerek ataklara neden olabildiğine dikkat çeken Yrd.Doç.Dr. Özge Arıcı Düz, son olarak sözlerine şunları ekledi;

MS hastaları aşı olmadan önce mutlaka hekimlerine danışmaları gerekir. Özellikle vücut ısısının artışı ile MS atakları tetiklenebilir ya da önceki atak bulguları yeniden ortaya çıkabilir. Bu nedenle vücut ısısını artıran enfeksiyonlardan sakınmak için gerekli önlemlerini almalılar ve sıcak banyo ya da güneş ışığından uzun süre maruz kalmamalıdır. En önemlisi de hastalık erken dönemde tanı almaz ya da uygun şekilde tedavi edilmez ise hastalığın özürlülüğü giderek artabilir. Bu nedenle hastalığı erken dönemde teşhis edebilmek çok önemlidir.