Türk yükseköğretim tarihinde bir ilki oluşturacak "Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi", Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde düzenlenen törenle başlatıldı.
Yükseköğretim Kurulunca (YÖK) Türk yükseköğretim tarihinde bir ilki oluşturacak Üniversitelerde Dijital Dönüşüm Projesi, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde düzenlenen törenle başlatıldı.AA'nın haberine göre; proje ile öğretim üyeleri ile üniversite öğrencileri, "LMS" ağı üzerinden interaktif şekilde iletişime geçerek derslerini ve projelerini yüz yüze eğitimin yanında dijital ortamda da sürdürecek.
Binlerce öğretim elemanının eğitime alınacağı proje, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden seçilen 8 pilot üniversitenin ardından tüm üniversitelerde yaygınlaştırılacak.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan akademik yıl açılış töreninde de işaret ettiği ve Cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulan Dijital Dönüşüm Ofisi'nin de hedefleri arasında yer alan dijital dönüşüm ile üniversitelerin teknolojik altyapısı hazırlanarak buna uygun iş süreçleri yeniden tasarlanacak.
Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi tanıtım toplantısı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve YÖK Başkanı Yekta Saraç'ın katılımıyla Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde düzenlendi.YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, açılış törenindeki konuşmasında, Türkiye'nin önemli şehirlerinden biri Ağrı'da, yeni nesiller ve ülke için çok önemsedikleri bir eğitim projesi olan "Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi"ni akademiye ve kamuoyuna takdim etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a katılımları ve projeyi sahiplenmeleri dolayısıyla teşekkür eden Saraç, katılımcı rektör, öğretim üyesi ve öğrencileri selamladı.Cumhurbaşkanlığı Stratejik Planı'nda da yer bulan, "Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi"nin, 8 pilot üniversitede uygulanmaya başladığını, bu sayının tedricen artılacağını belirten Saraç, bu üniversitelerde 3 bin dolayında akademisyenin "dijital okuryazarlık" dersi aldığını, 40 bin öğrencinin alacağını bildirdi.
Programın Anadolu Üniversitesi tarafından tamamen kamu desteği ile yürütüldüğünü ve YÖK tarafından koordine edildiğini aktaran Saraç, projeye ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "Projeyi önemsiyoruz çünkü üniversiteler, artık gerek öğrenciler gerek akademisyenler için küresel bazda bir rekabet ortamındadırlar. Dijital kapasite, bu rekabette önde yarışabilmek için en önemli ögelerden biri olarak değerlendiriliyor.
Dünya üniversiteleri, ekonomideki zorluklara ve fırsatlara hazırlıklı olabilmek için dijital dönüşüm farkındalığının oluşmasına, dijital teknoloji kullanıcılarının ve geliştiricilerinin yetiştirilmesine azami değer veriyor. Bugün açıkladığımız projemiz, bu büyük rekabet dünyasının bir parçası olarak yaptığımız bir çalışmanın takdimidir."
"ÇOK SAYIDA YENİ MESLEKLER ORTAYA ÇIKACAK" Saraç, üniversitelerde açık akademik arşiv sistemlerinin kurulması konusunda yaptıkları çalışmaları özetledi.Yekta Saraç, bulut hesaplama uzmanlığı, 3D üretim mühendisliği, artırılmış gerçeklik geliştiriciliği, yapay zeka eğitmenliği, teknoloji tasarımcılığı, veri güvenliği uzmanlığı, robot koordinatörlüğü gibi çok sayıda yeni mesleğin ortaya çıkışının Dijital Dönüşüm Projesi'nin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı.
Alanında uzman akademisyenlerin, uluslararası organizasyondan temsilcilerin, insan kaynakları ofisinde çalışan uzmanların katılımıyla oluşan Geleceğin Meslekleri Küresel Ajandası Kurulunun bir tahminine göre, bugün ilkokulda okuyan çocukların yüzde 65'inin henüz var olmayan işlerde çalışacaklarını aktaran Saraç, bu kurulun çalışmalarının Dünya Ekonomik Forumu tarafından da merkeze alındığını, güvenilir bulunduğunu ve desteklendiğini söyledi.
Bu çalışmalara göre özel sektör, işverenler ve sanayi kuruluşlarının geleceğe yönelik hazırlıklarını yürüttüklerinin altını çizen Saraç, "Biz de Yükseköğretim Kurulu olarak yeni açılan programlarımızı bu paradigmaları göz önüne alarak planlamaya dikkat ediyoruz." dedi.
"BU BİR NİYET TOPLANTISI DEĞİL, PLANLI BİR PROJE" Saraç, "Dijital Dönüşüm toplantısı, bir niyet toplantısı asla değil, somut hedefleri içeren planlı bir projenin aksiyon toplantısıdır ve gelecek için büyük umutlar vadetmektedir." değerlendirmesinde bulundu.Öğrencilere seslenen Saraç, "Dört yıl sonra mezun olduğunuzda, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın da katılımı ile gerçekleşen bu önemli günü ve Ağrı'yı hayırlarla yad edeceğinize inanıyorum" diye konuştu.Teknolojinin ana dinamik oluşturduğu, küresel dünyanın güçlü unsurları yüksek teknoloji, sibernetik, dijital dünya gibi kavramların dönemi yaşansa da çalışmalarının temelinde
Önce insan faktörü olması gerektiğinin bilinciyle hareket ettiklerini belirten Saraç, şunları kaydetti: "Sadece sosyal ve beşeri bilimler ile güzel sanatlarda okuyan öğrencilerimizin değil, 8 milyonluk bu değerli beşeri sermayemizin tümünün, akademik bilginin yanında ruhlarına hitap edecek, fikir dünyalarını geliştirecek, zenginleştirecek edebiyat, tarih, sanat gibi alanlarda engin donanımlarla yetişmelerini sağlamayı da asla göz ardı etmemeliyiz. Kadim medeniyetimizin önemli bir cüzü olan düşünce geleneğinin yorumlanmasının ve değerlendirilmesinin öğrencilerimiz için önemli bir rol gösterici olduğunun bilinciyle de hareket etmekteyiz."
"Z" KUŞAĞI YENİ KOŞULLARA UYGUN EĞİTİLECEK Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi'nin detaylarını YÖK Yürütme Kurulu Üyesi ve Proje Koordinatörü Prof. Dr. Naci Gündoğan katılımcılarla paylaştı.Yükseköğretimdeki gençlerin artık "Z Kuşağı" olarak adlandırılan, doğdukları andan itibaren dijital teknolojilerle yetişen, dijital teknolojileri birer uzvu gibi gören bireyler olduğunu anlatan Gündoğan, bu yeni neslin de Endüstri 4.0 ve yeni koşullara uygun eğitilmesinin ve yeni çağa uygun beceriler geliştirmesinin çağın bir gerekliliği olduğunu vurguladı.
Gündoğan, Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi'nin, insan odaklı bir yaklaşımla Türk yükseköğretimini 21. yüzyıl paradigmasına uygun, yerel özelliklerini kaybetmeden küresel çapta rekabet edebilir bir yapıya kavuşturmak amacıyla başlatıldığını anlattı.
"EĞİTİM SINIF ORTAMI İLE SINIRLI KALMAYACAK" Gündoğan'ın verdiği bilgiye göre, dünya genelinde özellikle ABD ve Avrupa'daki üniversitelerde öğretim üyeleri artık sınıf eğitiminin yanında öğrencilerine animasyonlu ve etkileşimli videolar, eğitmen videoları, ek kaynaklar ve makalelerle zenginleştirilmiş dijital ders malzemeleri de sunuyor. Z kuşağı öğrencileri, artık dijital ortamda ders materyallerini de üniversitelerden talep eder hale geldi. Projenin en önemli hedeflerinden birisi de her öğretim elemanını kendi dersinin "öğretim tasarımcısı" yapmak.
Türkiye'de de "Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi" ile öncelikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden belirlenen 8 üniversitenin öğretim elemanlarına 2018 Kasım itibarıyla dijital ortamda 6 haftalık bir süreçte "Dijital Çağda Yükseköğretimde Öğrenme ve Öğretme" dersi verilmeye başlandı. Bu kapsamda 3 bin 93 öğretim elemanı "Dijital Çağda Yükseköğretimde Öğrenme ve Öğretme" dersi aldı. Derslerde, dijital dönüşümde kendilerinden beklenen rol ve becerileri, yeni öğrenme yaklaşımları, başta açık ders malzemeleri ve kitlesel açık çevrimiçi dersler olmak üzere dijital ortam ve uygulamaları aktarıldı.
ÖĞRETİM ÜYELERİ, ÖĞRENCİLERLE DİJİTAL DİLDEN DE KONUŞACAK Proje ile üniversitelere Öğrenme Yönetim Sistemi (LMS) ve dijital teknolojiler konusunda teknik destek verilecek.Üniversitelerde artık, öğretim üyeleri ile üniversite öğrencileri, Öğrenme Yönetim Sistemi (LMS) aracılığıyla iletişime geçerek dersleri ve projeleri yüz yüze eğitimin yanında dijital ortamda da sürdürecek.Her öğrencinin bu sistem üzerinde kendine ait özel bir sayfası olacak ve tüm dijital ders malzemeleri bu sistem üzerinden takip edilebilecek. Öğrenme yönetim sistemlerinde modül olarak yer alan öğrenme analitikleriyle öğrencinin başarısını artırmak mümkün olabilecek.
Bu bağlamda öğrenme analitikleri, öğrencinin başarısı için öğrenciye, öğretim elemanına ve danışmanlara gerçek zamanlı bilgi verecek. Teknolojinin öğrenme süreçlerine entegrasyonu için kitlesel açık çevrim içi dersler, açık eğitsel kaynaklar, yapay zeka, bulut bilişim, veri madenciliği çalışmalarına öncelik verilecek.
Sistem sayesinde bir öğretim üyesi artık kitabı online ortama aktarabilecek, sanal ortamda video ve animasyonlarla desteklenmiş ders materyalleri hazırlayarak öğrencilere internet ortamında sunabilecek. Böylece öğrenciler, üniversitelerde 40-50 dakikalık dersler dışında her ortamda öğrenmeye devam edebilecek.Pilot üniversitelerdeki 40 bin öğrenciye "dijital okuryazarlık" dersi kapsamında "internet teknolojileri", "taşınabilir teknolojiler", "sosyal ağlar", "teknoloji, toplum ve insan", "bilişim etiği", "teknoloji ve hayat boyu öğrenme", "bulut bilişim", "geleceğin teknolojileri" konularında eğitimler verilecek.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut da, üniversitelerinin doluluk oranının yüzde 90'nın üzerinde olduğunu, 13 bin dolayında öğrencilerinin bulunduğunu aktardı. Karabulut, Dijital Dönüşüm Projesi'nin ülke olarak bilimsel sıçrama yapılmasına vesile olmasını diledi.
PROJEDE İMZALAR ATILDI Toplantıda, konuşmaların ardından YÖK tarafından Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden pilot olarak seçilen Ağrı İbrahim Çeçen, Bayburt, Iğdır, Munzur, Muş Alparslan, Siirt, Şırnak, Bingöl Üniversitelerinin rektörleri, "Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi" protokolünü imzaladı.Protokol ile üniversitelerde ders anlatım süreçlerinden ödevlere kadar tüm süreçlerde dijital dönüşüm teknolojilerinin yaygın kullanımı öngörülüyor. YÖK'ün yürüttüğü proje ilk olarak 8 pilot üniversitede uygulanacak, ardından Türkiye genelindeki tüm üniversitelerde hayata geçirilecek.
|