Halk arasında basur veya mayasır olarak da tanımlanan hemorroidler, aynı bacaklarda oluşan varisler gibi makat kanalı duvarındaki toplardamarların genişlemesi ve şişmesi sonucunda meydana gelirler. Makat ağzında ele gelen şişlik, ağrı ve kanama ile kendini gösteren hemorroidler toplumda orta yaş ve üzeri nüfusun büyük bir kısmını ilgilendiren yaygın bir sağlık sorunudur. Bu denli yaygın olan hemorroidlerden bildiğimiz ilaçlar ile veya cerrahi tadavi dışında günümüzde uygulanan bir çok modern tedavi yöntemi ile zahmetsiz bir şekilde kurtulmak mümkündür.
HEMORROİDLERDE KLİNİK BULGULAR VE TANI
Hemorroidler bulundukları yere göre iç ve dış olarak ikiye ayrılırlar. Linea dentata denilen anatomik sınırın üstünde kalan hemorroidler iç, altında kalan hemorroidler de dış hemorroid olarak sınıflamaktayız.
İÇ HEMORROİDLER
Bu hemorroidlere ait şişlikler makatta en çok sağ ön, sağ arka ve sol yan kadranda yerleşim gösterirler. Halk arasında en çok karşılaşılan ve hemorroid dendiği zaman genelde kastedilen iç hemorroidlerdir. Gözle görülmeyen bu hemorroidler ancak hasta ıkındırıldığında veya dışkılama sırasında anal kanaldan dışarıya çıkarlar makat ağzındaki basınç dışkılama veya ıkınma halinde en yoğun seviyededir bu nedenle uygun pozisyonda hasta ıkındırılarak muayene edilmezse gözden kaçabilirler. İç hemorroidler 4 derecede değerlendirilirler.
1. DERECE HEMORROİDLER:
Bunlar makattan dışarı çıkmadıkları için genellikle kanama bulgusu dışında fark edilmezler. Ancak rektoskopik inceleme sonucu gözle nebilirler.
2. DERECE HEMORROİDLER:
Bu hemorroid pakeleri dışkılama sırasında makattan dışarı çıkarlar. Ikınma ve dışkılama bittikten sonra kendiliklerinden içeri girerler.
3. DERECE HEMORROİDLER:
Dışkılama sırasında yada kendiliğinden dışarı çıkarlar ancak elle itilerek içeri girerler.
4. DECE HEMORROİDLER:
Hemorroid pakeleri atık daimi olarak makat dışındadır ve içeriye elle de itilemezler.
DIŞ HEMORROİDLER
Belirti ve bulgularına göre kronik deri uzantıları ve tromboze dış hemorroid olarak 2 şekil vardır. Kronik deri uzantıları hemen hiç belirti vermez. Yalnızca muayene sırasında anormal bir çıkıntı olarak saptanırlar. Tromboze dış hemorroidler basur memeleri içindeki toplar damarların patlaması sonucu meydana gelirler. Bunlar anüs mukozası ve çevre derisi altında küçük gergin, mavimsi mor renkte ve ağrılı bir şişlik şeklinde kendini belli ederler.
Tedavisi genelde konservatif olmakla birlikte bazı durumlarda lokal anestezi altında oluşan pıhtının boşaltılması hastada belirgin bir düzelme sağlar.
Hemorroidlerde genellikle 50 yaş üstü nüfusun yarısında (Bu Amerikaya ait veridir.) hemorroid belirtileri görülmektedir. Başlıcaları kanama kaşınma, ağrı, kirlenme, akıntı ve mukozal prolapsustur. (Anal kanal duvarının makattan dışarı çıkması halidir.) Hastaların çoğu utandıkları için doktora başvurmazlar ve kendilerin krem ve fitillerle tedavi etmek isterler yada doktora muayene olmadan sadece bu tür ilaçları kendilerine yazılmasını isterler.
Ancak bilinmelidir ki kanama sadece hemorroidden olmaz. Kanamaya neden olabilecek onlarca hastalığın yanı sıra bağırsak kanserleri de kanama olan hastalarda bilhassa belirli yaş üstündekilerde akla getirilmeli ve araştırılmalıdır. Bu nedenledir ki 2 - 3 günden fazla kanaması olan hastaların mutlaka bir doktor kontrülünden geçmesi anoskopi, rektoskopi, kolonoskopi ve ilaçlı barsak filmlerini çektirerek kanama nedeninin araştırılması gerekmektedir.
Böylece hayatı tehdit edebilecek kötü bir hastalığın erkenden teşhis konularak tedavi yoluna gidilmesi sağlanabilir. Hemorroidli hastaların en sık görülen şikayeti rektal kanamadır. Bu durum genellikle dışkılama sırasında veya sonrasında olur. Ikınma ve sık dışkılama ile artar.
Nadiren kan kaybı kansızlığa yol açacak kadar şiddetli olabilir. 2. derece hemorroidlerde kanamaya ilaveten akıntı ve kaşıntı 3. derece hemorroidlerde bütün bunlara ilaveten akıntı ve kaşıntı 3. derece hemorroidler bütün bunlara ilaveten az miktarda gayta sızıntısı söz konusu olabilir. 4. derece hemorroidlerde ise kanama kaşınma kirlenme akıntı şikayetlerine artık ağrı şikayetleri de eklenir.
TEDAVİ
Kanama eğer arasıra oluyorsa ve aşırı ıkınma sonucu ortaya çıkıyorsa tedavi kanamanın nedenine yöneltilir buna konservatif tedavi denir; yani hastaya kabızlığı ve ıkınmayı önleyici diyet bazı gaita yumuşatıcı ilaçlar sıcak oturma banyoları, krem ve fitiller verilerek kanamanın ağrının azaltılması yoluna gidilir.
Bu tedaviye cevap vermeyenlere günümüzün ameliyatsız ağrısız, dikişsiz, narkozsuz, modern tedavi teknikleri olan lastik bant ligasyonu, skleroterapi veya İnfrared Foto Koagulasyon denilen bir çeşit lazer tedavisi uygulanabilir. Bilhassa 1,2. bazende 3. derece hemorroidler için kullanılan bu teknikleri kısaca gözden geçirelim.
LASTİK BANT LİGASYONU
Lokal yada genel anestezi gerektirmeyen ve muayenehane şartlarında kullanabilen bu yöntemin amacı, hemorroid pakesinin dibine özel bir aletle lastik bir band yerleştirilerek kan dolaşımının bozulmasını sağlamaktır. Böylece 4-5 gün ile 1 hafta içinde hemorroid pakesi kuruyarak düşer. Uygun bir şekilde ve doğru endikasyonda yapıldığında 1,2. ve bazı 3. derece iç hemorroidlerde oldukça başarılı sonuçlar alınan ağrısız bir yöntemdir.
İNFRARED FOTO KOAGULASYON
1. 2. ve bazı 3. derece bütün hemorroidlerin tedavisinde özellikle kanamalı hemorroidlerde tercih edilen bir yöntemdir. Muayenehane koşullarında rahatlıkla uygulanabilir. Hastaya herhangi bir çeşit anestezi uygulamak gerekmez. Hemorroid pakesinin tabanına yakın mukoza kısmına cihazın uç kısmını hafifçe bastırarak 1 ila 1.5 saniye arasında 3-5 defa kızıl ötesi ışın tatbik edilir. Böylece pakenin kanlanmasını sağlayan damarlar yakılmış olur ve hemorroid pakesi zamanla küçülerek kaybolur. Nadiren tedavinin bir kaç defa tekrarlanması gerekebilir.
SKLEROTERAPİ
1.ve 2. derece hemorroidlerin tedavisinde kullanılan diğer bir yöntemdir. Özel olarak hazırlanmış sklerozan maddenin (Aethoxysklerol), özel bir enjektörle hemorroid pakesinin dip kısmına mukoza altına verilmesi işlemidir. Birkaç seans gerektirebilir. İşlem sırasında hasta ağrı duymaz. Sadece makatta hafif bir dolgunluk olarak hissedilir. Anestezi gerektirmeden muayenehane koşullarında rahatlıkla uygulanabilir.
Hemmoroidlerin oluşumu nasıl önlenir?
Tuvalet ihtiyacı hissetiğinde, hemen bağırsakları boşaltmak yoluna gidilmeli ve büyük abdest içeride tutulmamalıdır. Egzersiz, yürüyüş, bol sıvı ve lifli gıda alımı kabızlığı azaltır ve büyük abdestin kolay bir şekilde geçişini sağlar. Tuvalette uzun süre kalınmamalıdır.
1. ve 2. derecedeki hemorroidler. makatta çatlak , tromboze hemorroid, ağrı, kaşınma, enfeksiyonlar, sfinkter spazmı yada gebelik döneminde oluşan kabızlık gibi proktolojik hastalıkların tedavilerinde önemli bir yardımcıdır.
Anal çabuk buzdolabında yaklaşık olarak bir iki saat saklanır. Uygulamadan önce kayganlaştırıcı jel ile yağlanır ve hemen ardından anal kanlada 5-10 dakika süre ile kalmalıdır. Anokryo’nun her hangi bir yan etkisine rastlanmamış olup, tedavinin evde yapılması uygundur.
|