|
|
Süleyman Yaşar'ın ekonomik yorumu
Başbakan R. Tayyip Erdoğan, Şeker Bayramı’nın birinci günü ABD’ye haklı olarak tepki gösterip ”Birilerinin kalkıp da bize Kuzey Irak’la alakalı veya buraya yapılacak bir operasyonla ilgili akıl vermesine ihtiyacımız yok” dedi. Bu mesaj Amerika’da alınınca, ham petrolün varil fiyatları rekor düzeyde arttı. Petrolün varili 84.05 dolara çıktı. Daha önce görülen en yüksek ham petrol varil fiyatı ise 83.90 dolardı
Petrol fiyatlarının geçen cuma günü birdenbire artmasının nedeni petrol tacirleri tarafından, “Türkiye’nin yapacağı bir sınır ötesi operasyonun ülkenin en istikrarlı bölgesi sayılan Kuzey Irak’ta istikrarı bozacağı” şeklinde açıklandı. Ayrıca şu var: Gelişmekte olan ülkelerin petrol stoklarının azalması da böyle bir sınır ötesi operasyon nedeniyle fiyatların yukarı doğru çıkmasını hızlandıracaktır. Çünkü Türkiye ve Irak, petrol rezervi ve ulaşımı için en önemli iki ülke olarak görülüyor.
Irak, eylül ayında günde 2.18 milyon varil petrol ihraç etti. Ülkenin güneyi daha çok petrol üretmesine rağmen Kuzey Irak ihmal edilemeyecek bir petrol potansiyeline sahip. Kuzey Irak’tan eylülde günde 230 bin varil petrol ihraç edildi.
Türkiye ise Bakü-Ceyhan ham petrol boru hattıyla önemli bir petrol taşıyıcısı durumunda. Bakü-Ceyhan petrol boru hattından günde 700 bin varil ham petrol taşıması yapılıyor. Petrol üretim ve taşımasında böylesine önemli olan iki ülke arasında oluşacak bir sıcak çatışma petrol tacirlerini korkutuyor.
Ham petrol fiyatlarının yükselmesi küresel ekonomide en büyük endişe edilen konulardan birincisi. Çünkü, Amerika’da yaşanan konut sektörü krizinin gelişmiş ülkelere olumsuz etkilerine rağmen, gelişmekte olan ülkelerin hızlı büyümelerini sürdürmeleri dünya ekonomisine önemli katkı sağlıyor. Böylece dünya ekonomisinin büyüme hızı gelişmekte olan ülkeler sayesinde düşmüyor.
Küresel ekonominin büyüme hızını kesecek en önemli konu ham petrol fiyatlarının hızla yükselmesi. Böyle bir gelişme bütün ülke ekonomilerini durgunluğa götürebilir. Bu yüzden petrol fiyatlarındaki yükselme, Amerikan ekonomisi ve diğer gelişmiş ülkelerin büyüme hızlarının düşmesinden daha önemli bir konu olarak görünüyor.
Türkiye ekonomisi için de petrol fiyatlarının yükselmesi en önemli risklerden birini oluşturuyor. Çünkü, Türkiye ekonomisinin talebi esnek olmayan bir ham petrol ihtiyacı var. Bu nedenle artan ham petrol fiyatları cari açığı yüksek düzeyde olan Türkiye’nin riskini daha da artıracak. Artan risk Türkiye’ye sermaye girişinde bir daralmaya neden olursa, Türk Lirası hızla değer kaybedebilir.
Yılbaşına göre lira nominal olarak yüzde 16 oranında değerlendi. Amerika ile gergin bir ortamda Kuzey Irak bölgesine yapılacak bir sınır ötesi operasyon Türkiye’den sermaye çıkışına neden olduğu takdirde lira hızla değer kaybedip bir doların iki lira olabileceği seviye görülebilir. Çünkü Merkez Bankası’nın tüketici fiyat endeksine göre hazırladığı reel kur endeksi, nominal kurla kıyaslandığında tarihinin en yüksek seviyesine çıktı.
Bu arada Türkiye yedi yıldır uyguladığı istikrar politikasıyla güçlü bir ekonomik yapıya ulaştı. Kamu maliyesi son kırk yılda görülmedik şekilde düzeldi. Kamu borç yükü azaldı. Bu olumlu gelişmelere karşın özel sektörün dış borcu arttı. Özel sektör dış borç tutarı 138.5 milyar dolara ulaştı. İşte böyle bir özel sektör borç yüküyle Amerikan ilişkileri dikkatli götürülmediği takdirde, bir Amerikan bankasının Türkiye’den çıkması birçok firmayı zor durumda bırakabilir. Duygusallıktan kurtulup daha gerçekçi bir dış politika izlemekte ve uzun vadeli çıkarlara odaklanmakta fayda var.
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 09 Kasım 2007 Cuma 20:13 |
|
|
|
|