|
|
Eğitim-Bir-Sen Kayseri İl Temsilciliği tarafından 'Yeni Anayasa Yeni Türkiye' konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Anayasa Mahkemesi eski Raportörü Doç. Dr. Osman Can, “1921 yılında yapılan anayasa gibi bir anayasa ve oluşturulan meclis gibi bir meclis şu anda bile yok” dedi.
Kayserdi Şehir Tiyatrosu'nda düzenlenen konferansa Kayseri Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Yalçın, Eğitim-Bin-Sen yöneticileri ve üyeleri katıldı. Konferansa konuşmacı olarak katılan Doç. Dr. Osman Can, anayasaların yazılı metinler olduğunu, darbecilerin 'Değiştirilemez' ibaresi koyması nedeniyle değiştirilemez bir metin olmadığını söyledi. Anayasada, 'Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir devlettir' diye yazdığını ancak hiçbir zaman demokratik ve sosyal bir devlet olmadığını ifade etti.
Türkiye'de şu anda yeni bir anayasa oluşturulduğunu, sadece metninin değil yaşam tarzının da değiştirilmesi için çalışıldığını söyleyen Doç. Dr. Can, “Biz şu anda devletin anayasal düzeninin değiştirilmesinden bahsediyoruz. Otomobilin kullanma kılavuzunun değil, otomobilin değiştirilmesini tartışıyoruz” diye konuştu. Türkiye'de 1921, 1924, 1961 ve 1982 anayasası yapıldığını hatırlatan Can, “1924 anayasası, tek partili bir mecliste oluşturulan bir heyet tarafından yapıldı ve halka sorulmadı. 1961 yılındaki anayasayı darbeciler ve onlara destek veren bilim adamları ile CHP'nin desteği ile yapılıyor. CHP'liler zaten bunu inkar etmiyor. 1982 anayasasında ise danışma meclisi oluşturuluyor. Bu meclisin hazırladığı anayasa da darbeciler yoğurduktan sonra uygulanıyor. Bunların hiçbirinde millet yok. Bu topraklarda yaşayan insanlar, inanç özgürlüğü, ekonomik özgürlük isteyen insanların hiçbiri yok.
Ancak 1921 anayasası çok değişik ve ilginçtir. 1918 yılında Osmanlı, savaştan perişan bir vaziyette çıkmış ve topraklarının birçoğu işgal edilmiştir. Bu dönemde Anadolu'da hiçbir çağrı olmadan bir hareketlenme doğuyor ve Amasya Tamimi oluyor. Burada da bir meclis kuruluyor. Bu mecliste Kürdistan mebusu, Laz mebusu, Çerkez mebusu, imam, müftü, Alevi dedesi ve komünist imam da bulunuyor. Bu meclis bir anayasa yapıyor. Bu anayasa 24 maddeden oluşuyor ve şahıslara hiçbir ayrıcalık tanınmıyor. Bu anayasa, insanların yaşam tarzlarını en özgür bir şekilde yaşadıkları dönemi yansıtıyor.
1921 anayasasında egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. Ancak 1924, 1961 ve 1982 anayasasında da var ama sadece yazılı olarak var. Yönetim usulü ise, milletin kendi kaderini yönetmesi esasına göre şekilleniyor, meclis içinden bir hükümet seçiyordu. Hükümetin programları da meclis tarafından belirleniyordu. Böyle bir meclis şuanda bile yok. O kadar renk cümbüşü vardı ki o mecliste, sarıklı imamlar, Alevi dedesi kendi giysisi ile müftü kendi giysisi ile katılabiliyordu. Ama şu anda bile türbanı savunanlar, türbanlı bir aday gösteremediler seçimlerde.”
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 06 Ocak 2012 Cuma 10:32 |
|
|
|
|