Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan'a göre derslerini dikkatli dinleyen ve öğrenen öğrenciler bu sınavlarda başarılı olacak ve dershanelere gitmelerine gerek kalmayacak. Seviye Belirleme Sınavları (SBS) ile OKS'nin aynı olmadığını belirterek, öğrencileri "OKS'ye hazırlanır gibi SBS'ye hazırlanmayın" diye uyaran Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
* Sınavlara girmek zorunlu değil. Ama girmeyenler için de giremediği yılın en düşük puanı verilecek. Sınavlara katılım konusunda öğrenci ve velilere öneriniz nedir?
Bütün öğrenciler sınavlara kesinlikle katılmalı, veliler de öğrencilerini iyi takip etmeli. Bu OKS gibi değil. Öğrenci okulunda da yıl içinde birçok sınava giriyor. Sınava girmek kendine ayna tutmaktır. Çalışan öğrenci bunu hep yapar, deneme sınavlarına katılır, evde kendi kendine sınav yapar. Bunu da kendisi test edeceği bir sınav olarak görmeli. Asla ben ortaöğretime devam etmeyeceğim dememeli.
* Öğrenciler sınavlara nasıl hazırlansınlar?
Müfredatı takip etsinler. Ben müfredat, ders ve okul diyorum. Hızlı soru çözme teknikleri gibi artık yeni sistemde gerekli olmayan becerileri geliştirme üzerine gayret etmesinler. Öğrencileri aslında bu sistemle biz kurtarıyoruz. 6. sınıftalarsa o sınıfın tüm derslerine çalışsınlar. Dersini iyi dinleyen ve çalışan bu sınavda başarılı olacak.
* Bu kadar çok sınav olması öğrencileri tekrar dershanelere yöneltti.
Oysa yeni sistemin dershanelere yönelimi azaltacağı savunuluyordu. Yılların getirdiği alışkanlıklar var. Topluma ne söylenirse söylensin belli kaygılarını yanlış yönelimlere saparak gidermeye çalışıyor. Dershaneye gitmesine gerek yok öğrencinin. Eksiğini tamamlamak için gitmek isterse sorun değil. Eskiden dershaneye gitmeden başarılı olması zordu. En çalışkan çocuk da gidiyordu dershaneye bu bir zorunluluktu. Şimdi öyle bir zorunluluk yok.
* Yabancı dil sorularının yer alması yabancı dil eğitimi alan öğrencileri daha avantajlı hale getirmeyecek mi?
Asla öyle bir şey yok. Yabancı dilde eşitliği sağlamak zorundayız. Her yerde yabancı dil dersi veriliyor. Matematik dersinde durumu neyse yabancı dilin de durumu aynı. Önemsenen ders haline geldiği zaman bu derse talep gösterilecek.
OBJEKTİFLİK HAYAL
* Davranış puanının objektif kriterlere göre oluşamayacağı endişesine ilişkin aldığınız önlemler ne oldu?
Öğretmenler öğrencinin sınıf içi iletişimi, başarı durumu, devamsızlığı gibi özellikleri dikkate alarak davranış puanını tayin edecekler. Bir iki istisna büyütülüyor. Araştırmalar okullarda verilen not ile öğrencinin ÖSS gibi OKS gibi sınavlarda aldığı puan arasında tutarlılık olduğunu gösteriyor.
Ayrıca bu sistem ile ilk öğrencilerin 2 yıl sonra alınacak olması büyük şans. Eğer bir problem olursa sistem rahatlıkla bir çözüm ve tedbir üretebilir. Öğretmenin verdiği nota temelde güvenmek zorundayız. 100'lük sistemde kafadan herhangi bir puanı vermek çok zor, keyfiyet azaltıldı.
*Şişirme notlar söz konusu olduğunda bunu nasıl belirleyeceksiniz?
Aynı risk ÖSS için de geçerli ama ÖSYM ne yapıyor? Sınav kâğıtları geldiği zaman tutanağa gerek kalmadan istatistik olarak bir sınıftaki toplu kopya tespit ediliyor. Bilgisayar programı rahatlıkla bu kopya durumunu belirleyebiliyor. Bizim bu sistemde de öğretmenin verdiği puan, SBS'den aldığı puan gibi o kadar çok veri var ki, bütün bu verilerden hareketle rahatlıkla objektif olmayan not verme durumunu yakalayıcı mekanizmalar geliştirilebilir.
* Ama şu anda böyle bir mekanizma yok, sonuçlara bakarak mı bunu göreceksiniz?
Milli Eğitim de ÖSYM gibi bir okuldaki öğrencilerin notları ile ilgili bir kuşkulu durum ortaya çıkınca neden tedbir alınmasın? Rahatlıkla şişirme not ve subjektif değerlendirme gibi durumlar yakalanabilir. Okuldaki puanlar 100 üzerinden. Bu bizim şişirme not olduğunda daha kolay takip etmemizi sağlayacak.
Ayrıca bunu saptayacak çok güzel teknikler var. İki okulu karşılaştırdığınızda bile birinde şişirme not olup olmadığını belirleyebilirsiniz. Bu tekniklerin hepsini adaleti sağlama adına son dakikada dahi bile uygulayabilirsiniz. İstatistik biliminin teknikleri bunu sağlar.
* Tarım işçisi çocukları sınavlara giremeyecek. Okul açıkken sınav yapılsa...
Bunun hiçbir mantığı yok. Tek sınav yaptığınız zaman da aynı durum söz konusu. Tek sınavda da Türkiye'nin bütün bölge koşullarını dikkate alarak belirleyemiyorsunuz. Muhakkak bazı yöreler ve bazı öğrenciler için dezavantajlı olabiliyor.
|