Kayseri'de 2009 yılının Ramazan Bayramı şeker toplamak için evden ayrılan ve 556 gün sonra ölüm haberleri gelen 2'si kardeş 3 çocuğun aileleri için artık özel günler hiçbir bir önem teşkil etmiyor.
2 çocuğunu birden kaybeden anne Leyla Tekin, "Mezarlarına gittiğim çocuklarıma o caninin cezasını anlatarak, 'Rahat uyuyun' dedim. Başka analar ağlamasın, çocuklarına sahip çıksın" diye gözyaşı dökerken, Türkan Ay'ın annesi Özlem Ay ise, "Başka çocuklar melek olmasın" dedi.
Kayseri'nin Talas ilçesinde Ahmet Tuna ile Dilruba Tekin kardeşler ve Türkan Ay'ın aileleri, yaşadıkları acı günleri detayları ile İHA muhabirine anlattı. 21 Eylül 2009'da Ramazan Bayramı'nın 2. günü şeker toplamaya çıkan Dilruba ile Ahmet Tuna ve arkadaşları Türkan Ay'ın gelmemesinden endişelenerek aramaya başladıklarını anlatan anne Leyla Tekin, "Çocukları parkta görünce onlara seslenip eve gelmelerini istedim. Misafir olduğu için hemen içeri girdim. Tekrar balkondan baktığımda onları göremeyince eşim Hamza'yla birlikte çocuklarımızı aramaya başladık. Bir sonuç alamayınca Talas İlçe Emniyet Müdürlüğüne gittik. Polis ve biz aradık ve haber alamadık. O sırada haber alarak gelen basın mensuplarının da yardımıyla arama çalışmaları genişledi. 556 gün bizim için bir ömür gibi geçti ve cenazelerine ulaşıldı" diye konuştu.
BABA HAMZA TEKİN 2 KEZ KALP KRİZİ GEÇİRDİ
Arama sürecinde hissettikleri çaresizliği anlatan Leyla Tekin, "Evimizde çocuklar olmadığında yemek yiyoruz, içiyoruz ama hiçbir şeyin bir anlamı yoktu. 2 kez eşim kalp krizi geçirdi. Benim ciğerim yanıyordu ama onun acısı daha fazlaydı çünkü Hamza hiçbir şey konuşmuyordu, susuyordu. Bu suskunluk kalp krizlerine neden oldu" dedi.
Tam 555 gün sonra özel arama ekibinin kendilerini arayarak, "Dua edin, çocuklar çıkacak gibi" dediğini anlatan anne Tekin, "Biz o telefonun ardından çocuklarımızı canlı bekliyorduk. Akşam 00.00 sıralarında gazeteciler de bulunduğu gibi bir duyum aldıklarını söyledi ve eşim de kendisine yansıyan bir durum olmadığını belirtti. O gün sabaha kadar bekledik. Tekrar sabah saat 05.30 sıralarında gazeteciler geldi. TV'yi açtık ve altyazı geçiyordu, 'Çocukların cesetleri Yozgat'ta bulundu' diye. İşte o zaman dünyamız başımıza yıkıldı" diye konuştu.
Bu acıyı diğer ailelerin yaşamaması için her gün dua ettiğini anlatan anne Tekin, "Herkes çocuklarına sahip çıksın. Onlara göz kulak olsunlar. Biz bu acıyı çektik, diğer aileler çekmesin" şeklinde konuştu.
"BALKONDAN HER BAKIŞIMDA ONLAR GÖZÜMÜN ÖNÜNE GELİYORDU"
Oturdukları Talas ilçesinden acı hatıraların gözlerinin önüne gelmemesi adına taşındıklarını anlatan anne Tekin, "Balkondan baktığımda hep onlar gözümün önüne geliyordu. Biraz uzaklaşmak, o kötü hatıralardan uzak kalmak istedik ve taşındık" dedi.
"Şükür çocuklarımın mezarı belli oldu" diyen anne Tekin, "Onların yattığı yer belli. bulunmasa hala bekleyecektik. Arama hususunda desteklerini hiç esirgemeyen başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere tüm ekipten Allah razı olsun. Ben çocuklarıma o katil zanlısı mahkemeye çıkmadan söz vermiştim. Çocuklarıma, 'O cani cezasını alırsa gelip size söyleyeceğim' dedim. Geçtiğimiz günlerde cezaya çarptırılan zanlının haberini verdim ve onlara, 'Yerinizde rahat yatın, katil cezasını aldı' dedim. Bir nebze olsun buruk sevinç yaşadık ancak benim çocuklarım evde olmadıktan sonra hiçbir şeyin benim için bir anlamı yok" ifadelerini kullandı.
ANNE TEKİN'DEN YENİ İDDİA
Henüz Talas ilçesindeki mahalleye yeni taşındıklarını anlatan anne Tekin, "Benim çocuklarım 3,5 ay önce taşındığımız için çevreyi tanımıyordu. Ben asla o zanlının söylediklerine inanmıyorum. İfadelerinde zile basarak şeker istediklerini söylüyordu. Bu şahıs her şeyi söyler, kendi kendine senaryo yazmıştır. Çocuklara seslenmiş götürmüştür. Çünkü o öyle pişkin ki, her şeyi yapabilir" şeklinde konuştu.
TORUNUNA BAKARAK TESELLİ OLMAYA ÇALIŞIYOR
Hamza Tekin inşaatlarda çalışarak geçimini sağlamaya çalışırken, anne Tekin ise 10 aylık Kübra'yı severek çocuklarının acısını unutmaya çalışıyor. "Eğer yaşasalardı Dilruba 3., Ahmet Tuna ise 4. sınıfa gidecekti" derken gözyaşlarını tutamayan anne Tekin, "Ne olur herkes çocuğuna sahip çıksın" diyerek ailelere mesaj verdi.
Ay ailesi ise öldürülen kızları Türkan'ın acısını diğer çocukları İkbal'de unutmaya çalışıyor. Türkan Ay'ın annesi Özlem Ay, yaşanan o acı olaydan sonra sağlık problemleri yaşadığını, psikolojisinin bozulduğunu ve yüz felci geçirdiğini anlatarak, "Çocuklarımın bulunması ve o katilin yakalanması da bana ölüm gibi geldi. Dava sürecinde ben acımı unutmak ve asgari ücretle geçimini sağlayan eşime yardımcı olmak, en önemlisi de kızım İkbal'e en iyi şekilde bakabilmek adına bir işe girdim. Katilin Ankara'daki ikinci davasına gidebilmek için işten bir günlüğüne izin almıştım ve döndüğümde işten çıkarıldım, bunun ezikliğini yaşıyorum. Türkan'a yapamadığımı İkbal'e yapmak istiyorum. Ne istiyorsa onu alırım diye işe başladım ancak o zanlı işimi bile engelledi" diye konuştu.
Yardım isteyen çaresiz anne Özlem Ay, "Evdeyken hep aynı acıyı yaşıyorum. Bu acıyı yaşamamak ve aileme destek olmak için iş istiyorum. Ne olur bana yardım etsinler" dedi.
Diğer annelerin kendilerinin yaşadığı acıyı yaşamaması adına mesaj veren Ay, "Hiç çocuklarının yanından ayrılmasınlar. Bizim için bayram hiç yok. Gözlerinin önünde olsun çocukları. Devir öyle bir devir ki, bu bizimle bitmeyecek, çok anne-baba bizim gibi ağlayacak. Bunun yaşanmaması için dikkatli olsunlar. Başka çocuklar melek olmasın" ifadelerini kullandı.
|