|
KÜRT MESELESİ UZMANI MUSTAFA DAĞ |
|
|
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Stratejik Araştırmalar Merkezi Kürt Meselesi Uzmanı Mustafa Dağ, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde, devlet erkanı tarafından yazılan Dersim raporlarında, Dersim'in Osmanlı'ya ve Türkiye Cumhuriyeti'nde devlete karşı gelen yapısının ön plana çıktığını söyledi.
ERÜ Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde yapılan 'Dersim Raporları' adlı konferansta Kürt Meselesi Uzmanı Mustafa Dağ, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Dersim ile alakalı olarak düzenlenmiş askeri ve idari raporlar ile ilgili bilgi verdi. Söz konusu raporlara göre Dersim'deki sorunların, Dersim Olayları'nın olduğu 1938'de başlamadığını, Osmanlı dönemine uzandığını belirten Dağ, raporlarda Dersim'deki isyancı yapının ön plana çıktığını ifade etti. Raporlara dair örnekler veren Dağ, ünlü tarihçi Murat Bardakçı'nın babası Ali Cemal Bardakçı tarafından hazırlanan raporun, Cumhuriyet tarihinin en ılımlı raporu olduğunu belirtti. Dağ, “Ali Cemal Bardakçı, halk ile devlet arasında sıcaklık sağlanabilir ve gerginlik ortadan kaldırılabilirse Dersimliler Cumhuriyet'in en sadık dostları olacaklardır demiştir. Ama Dersimlilerin aslen ve neslen Türk olduklarını da vurgulamıştır.” dedi.
Dağ, bunun yanı sıra İbrahim Tali Öngören ve Fevzi Çakmak'ın tamamen sertlik yanlısı politika güttüğüne dikkat çekti. İbrahim Tali Öngören'in tecrit ve iskan politikasından yana olduğunu dile getiren Dağ, Fevzi Çakmak'ın 1931 yılında hazırladığı raporun tamamen askeri harekat yanıldı olduğunu vurguladı. Dağ, “Fevzi Çakmak Dersimlilerin askere alınmaması gerektiğini de yazmıştır. Çünkü ona göre Dersimliler askere giderse kendilerine verilen silahlarla isyan çıkaracaktır.”
Dersim'in kelime anlamı itibariyle 'gümüş kapı' manasına geldiğini belirten Dağ, Tunceli adının 1936 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla şehre verildiğini söyledi. Bölgenin dört tarafı dağlarla çevrili doğal bir kale görünümünde olduğunu ifade eden Dağ, “Coğrafik şartlardan dolayı merkezi otoriteye uzak ve o yüzden kontrol de edilemiyor. Dağlarla çevrili olmasından dolayı ulaşım yok, bu nedenle doğal olarak ticaret de gelişmemiş. Ekilip dikilebilecek alan olmadığı için tarım da gelişmiyor. Coğrafik şartlar bir şekilde halkı eşkıyalığa itiyor.” dedi. Dağ, olaylardan önce Dersim'in nüfusunun 101 bin 99 iken kayıplar ve sürgünler nedeniyle olaylardan sonra 74 bin 639'a gerilediğine dikkat çekti. Dağ, Cumhuriyet dönemi raporlarının ortak özelliğinin askeri harekat içerikli olması, iskan siyaseti gözetmesi ve asimilasyon politikası izlemesi olduğunun altını çizdi.
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 02 Aralık 2011 Cuma 14:01 |
|
|
|
|