"Evet, 4 yıllık görev süremiz boyunca 142 milyon Dolar para harcadık, bu doğru... Neye
karşılık? 4 lig, 2 Türkiye Kupası, 2 de Avrupa kupasına!.. Şu anki yönetime soruyorum; Siz
ne yaptınız?"
"Evet, 4 yıllık görev süremiz boyunca 142 milyon Dolar para harcadık, bu doğru... Neye
karşılık? 4 lig, 2 Türkiye Kupası, 2 de Avrupa kupasına!.. Şu anki yönetime soruyorum; Siz
ne yaptınız?"
"4 yılda 198 milyon Dolar harcanmış. Karşılığında ne var? Birisi hediye, sadece 2
şampiyonluk! Galatasaray durdu. Ama ne Fenerbahçe ne de Beşiktaş; Galatasaray kendi kendini
durdurdu..."
"Seyrantepe’ye itirazım konum itibariyle değil. Ben Mecidiyeköy’deki araziden vazgeçilmesine
karşıyım. Galatasaray bundan vazgeçti. Bir anlaşma yaptı. Ben bu irtifak hakkımdan
vazgeçiyorum. Bana Seyrantepe’de bir stad yap ve o stadda futbol oynayayım. Benim anladığım
ve bildiğim bu. Başka anlaşmalar varsa bilemiyorum. Ali Sami Yen 1949 yılında bize verilmiş
bir staddır. Kullanım hakkı değil, üst hakkı bizimdir. İrtifak hakkı bizim."
İŞTE FARUK SÜREN RÖPORTAJI...
Stat yapılması fikri ilk sizin zamanınızda ortaya atıldı ve projeler çizildi. Seyrantepe’yle
kıyasladığınızda avantajları, dezavantajları nelerdir? Seyrantepe projesini henüz görmedim! O nedenle yorum yapamayacağım! Bildiğim kadarıyla
Daimler Stadı’yla aynı olduğu fikri var bende. Demek ki eşi-benzeri olmayan değil! Benzeri
var zaten! Stuttgart’ta duruyor! Şimdi bu işe başladığınız zaman niye Mecidiyeköy? Bir kere
çok masraflı olması, futbol haricinde de diğer sportif dallarda olsun, gösteri amaçlı
kullanımlara açık olsun bir stad konseptini zaten biz yaptık. Tek sene 86 milyon dolara
ihale ettik. Ama bu Mayıs 2000’de oldu, yani UEFA Kupası finaline gitmeden önce. Zaten ondan
sonra Türkiye ekonomisi duraklamaya girdi. Bize de fırsat verilmedi ve neticede olmadı.
Özhan Canaydın’la görüşüyor musunuz? İki yılda bir! Seçimden seçime beni arar! Ancak dostluklar her zaman bakidir!
Hastalandığımız zaman birbirimizi ararız! Mesela ben hastalandım o aradı, ben de onun
hastalağında onu aradım. Seçim zamanları sizden destek mi istiyor? Öylesine görüşüyoruz! Benim desteğimden ne olacak ki, sadece bir oyum var!
Seyrantepe’nin temel atma töreninde sizi göremedik... Davetiye geldi. Temel atma töreninin olduğu gün saat 12.00’de davetiye elime ulaştı! Saat
11.00’de de zaten temel atılmıştı! Herhalde postada gecikti!
Sizi maçlarda da görmüyoruz, nedeni nedir? Sami Yen’e maçları seyretmeye gitmiyorum. Herhangi bir tatsızlık olmasın diye gitmiyorum.
Yeni stada mı gitmeyeceksiniz? Örneğin loca almayacak mısınız? Yeni statta loca tabi ki alacağım. Yönetim teklif etmese bile gizlice alırım!
Bir daha başkan olmayı düşünmuyor musunuz? Hayır. Yöneticilik defterini kapadım.
Futbol Federasyonu başkanlığı gibi bir görev de mi kabul etmezsiniz? Öyle bir görevi kabul etmem. Teklif gelse cevabın ‘Hayır’ olur.
Kulübü batırdığınız yönünde eleştiriler vardı. Eleştirilerin dağılma sürecinde etkisi olmadı
mı? Bakın, bir sürü anlamsız, delili, dayanağı olmayan tenkitlere maruz kaldım. “UEFA
Kupası’ndan niye faydalanamadık” diye bir tenkit var. Bundan faydalanamayan biz değiliz,
bizden sonra gelen yönetimler yapamadı. Kupayı kazandığımız zaman; 84 milyon dolar
giderimiz, 86 milyon dolar da gelirimiz vardı. Kaldı ki, mesele o zaman kazanmak değil.
Orayı kazandıktan sonra bunun meyvelerini alacaktık. Ancak orada bitti. Şimdi size bazı
rakamlar vereyim: 1996-2000 yılı arasında futbola 142 milyon dolar harcamışız. 2002-2006
yılları arasında ise 198 milyon dolar harcanmış. Aynı dönemde 49 futbolcu transfer edilmiş,
şu an sadece 6’sı kadroda. Ben 142 milyon dolarla 4 lig şampiyonluğu, 2 Türkiye Kupası, 1
UEFA Kupası, 1 de Süper Kupa kazandım. 198 milyon dolar karşılığında ne var? Sadece iki
şampiyonluk. Sonuncusu da Fenerbahçe’nin hediyesi!
Neden Faruk Süren günah keçisi ilan edildi? Çünkü en kolayı buydu. Netice bu olay gönül ve aşkla yapılan bir iştir. Takım işidir. Takım
dağıldığı zaman veya takımın içinden tepkiler aldığınızda ya direkt olarak ya da dolaylı
yoldan o zaman bu iş yürümüyor demektir. Hem Galatasaray’ın hem kendi menfaatlerim açısından
çekilmeyi uygun buldum.
Diyalog sorunu yaşıyor musunuz? Kendinizi yeterince ifade edemediniz mi? Ben kimseyle diyolog kuramama gibi bir zorluk yaşamadım. Hiç böyle bir problemim olmaz. Ama
dedikodu yapmam.
Yani yönetim içinde en zayıf halka siz miydiniz? Denetim açısından değil ama yararlanma açısından evet. Bir de medyada bir takım haksız
yazılar çıktı hakkımda, “Naylon Süren” gibi. Bu da süreci hızlandırdı.
Fenerbahçeli ve Beşiktaşlı bazı spor yazarları tarafından “Bu Galatasaray durdurulmalıdır”
şeklinde yazılar çıktı. Bunun da rölü oldu mu, bu dağılmada? Hayır... Fenerbahçe’nin de, Beşiktaş’ın da bir rolu olmadı. Bunun etkisi olmaz. Zaten çok az
okuyan bir toplumuz. Manşetler üzerinden hareket ederiz. Köşe yazılarının içeriğini çok
fazla okuyamıyız. Bunun çok etkisi olduğunu düşünmüyorum.
Yani Galatasaray’ı, yine Galatasaray mı durdurdu? Tabii ki... Galatasaray kendi kendini durdurdu.
"Emre ve Okan’ı asla affetmem"
Jardel’in takım içi dengeleri bozduğu, bazı oyuncuların Brezilyalı’ya cephe aldıkları ve bu
nedenle Galatasaray’ın 5. şampiyonluğu kaçırdığı yönünde haberler vardı. Hatta soyunma
odasında Jardel’in üzerine yürüyenler olmuş. Terim gidince bir disiplin zaafiyeti mi oluştu? Öyle bir şey yok. Jardel’e veya bir başka yabancıya kimse cephe alamaz. Buna izin vermeyiz.
Şampiyonluğu kaybetmemezin nedeni Emre ile Okan’dır. Sezon içinde İnter’le anlaşmışlar. Bu
nedenle tam performans göstermediler. Şampiyonluğu kaybettiğimiz Ankaragücü maçında Okan
ihanet eder gibi kırmızı kart gördü, takımı eksik bıraktı.
Bu iki futbolcuya karşı hala öfkelisiniz? Bir büyük olarak neden affetmiyorsunuz? Onları asla affetmeyeceğim. Bir kere şunun altını net bir şekilde çizelim: Emre ve Okan
Galatasaray’a hiç bir katkı sağlamadan gitti. Bırakın katkıyı, Galatasaray’ı zarar
uğrattılar. Galatasaray bunun hesabını onlardan hala sormadı. Sorar mı, sormaz mı onu da
bilemem! Okan’ı yeniden aldıklarına bakacak olursak, aslında durum ortada!
"Jardel’e laf etmek saçma"
Terim ve Hakan Şükür gittikten sonra Jardel, Serkan Aykut, Bülent Akın gibi futbolcuları
astronomik rakamlarla trasfer ettiniz. Bunlar panik transferler miydi? Öyle sayılabilir.
Fatih terim’le yaptığınız planlamada Jardel var mıydı? Yoktu.
Jardel’in 28 milyon dolarlık maliyeti konusunda da çok eleştiri aldınız? Jardel o kadar para
edecek futbolcu muydu? Jardel’le Süper Kupa kazandığımız, Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynadığımız
unutulmasın. Kaldı ki, Jardel’i Mehmet Cansun transfer etti, sonra da aynı Mehmet Cansun
maliyeti nedeniyle gönderdi!
"Allianz Arena bile kurtarmaz!"
Peki stat her şey mi? Galatasaray’ın kurtuluşu bu stat projesine mi bağlı? Stat bu manzumenin bir parçası. Şimdi ben acı bir şey söyleyeceğim: Şu anki zihniyete sahip
yönetime, Bayern Münih’in Allianz Arenası’nı da versen, bir şey yapamazlar. Çünkü bu bir
vizyon, konuya yaklaşım meselesi. Sportif olay olan futbola, kurumsal açıdan yaklaşım
meselesi. Futbol sportif bir olay ancak arada endüstriyel bir durum da var.
Şu anki yönetim sizce nasıl bir zihniyete sahip? Paylaşmak çok önemli. Özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe gibi büyük topluluklara hizmet
ediyorsanız paylaşmak esasdır. Özhan Başkan geniş kitlelerle paylaşmayı seçmedi. Özhan
başkan zamanında müthiş işler başarılabilinirdi, ama başarılı olunamadı. Nedenini
bilemiyorum! |