|
Türkiye Sınırlarının Ötesinde Destan Yazıyor |
|
 |
Türkiye'nin dış politikası, son yıllarda dikkat çekici bir dönüşüm geçirdi. Bölgesel güç olma yolunda attığı cesur adımlar, sadece komşu coğrafyalarda değil, Körfez'den Afrika'ya uzanan geniş bir alanda etkisini hissettiriyor. Katar, Libya, Suriye, Somali ve Sudan gibi ülkelerde artan nüfuzu, Türkiye'nin Lozan Antlaşması ile kendine çizilen sınırların ötesine geçtiği yorumlarını beraberinde getiriyor.
Türkiye Sınırlarının Ötesinde Destan Yaziyor: Türkiye'nin dış politikası, son yıllarda dikkat çekici bir dönüşüm geçirdi. Bölgesel güç olma yolunda attığı cesur adımlar, sadece komşu coğrafyalarda değil, Körfez'den Afrika'ya uzanan geniş bir alanda etkisini hissettiriyor. Katar, Libya, Suriye, Somali ve Sudan gibi ülkelerde artan nüfuzu, Türkiye'nin Lozan Antlaşması ile kendine çizilen sınırların ötesine geçtiği yorumlarını beraberinde getiriyor.
Stratejik Hamlelerle Büyüyen Etki Alanı Türkiye'nin son yıllardaki dış politika adımları, çok yönlü ve proaktif bir vizyonun eseri. Katar'da 2008'den itibaren derinleşen ilişkiler, askeri üs ve ekonomik iş birliğiyle Körfez'de bir dayanak noktası oluşturdu. Katar Türkiye'nin bölgedeki nüfuzunu güçlendirdi. Libya'da ise Arap Baharı sonrası iç savaşta Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni destekleyen Türkiye, 2022 itibarıyla Doğu Akdeniz'deki pozisyonunu deniz yetki alanları anlaşmasıyla pekiştirdi. Libya'yı tamamen kontrol ettiği iddiası tartışmalı; ancak burada güçlü bir etki yarattığı kesin. Suriye'de ise 2012'den beri aktif olan Türkiye, İdlib ve kuzey bölgelerde güvenli alanlar oluşturarak Suriye'nin geleceğinde söz sahibi oldu.
2024'te "tam hakimiyet" iddiası henüz bir tahminden ibaret, ama stratejik bir etki alanı inşa ettiği ortada. Somali'de 2011'den bu yana insani yardım, altyapı projeleri ve askeri üsle varlığını hissettiren Türkiye, Afrika'daki etkisini bu ülkeyle somutlaştırdı. Sudan'da ise geçmişte stratejik iş birliği öne çıksa da, 2019 darbesinden sonra bu rolü azaldı. "Dün itibarıyla kontrol" iddiası yeni bir gelişmeye işaret ediyorsa da, bu henüz netlik kazanmadı.
Lozan'dan Yeni Bir Vizyona: Çok Yönlü ve Proaktif Dış Politika Türkiye'nin Lozan Antlaşması ile belirlenen sınırları aştığı iddiası, fiziksel bir genişlemeden çok, etki alanının büyümesiyle ilgili. Katar'dan Somali'ye uzanan bu hamleler, neo-Osmanlıcı bir vizyon ya da bölgesel liderlik çabası olarak okunabilir. Ancak bu, doğrudan toprak ilhakından ziyade diplomatik, askeri ve ekonomik nüfuzla şekilleniyor. Tarihsel bir destan yazıldığı söylemi romantik bir yorum; gerçekte Türkiye, pragmatik, çok yönlü ve proaktif bir dış politika izliyor. Batı ile ilişkilerini sürdürürken, aynı zamanda Rusya, Çin, Afrika ve Orta Doğu gibi farklı coğrafyalarla da ilişkilerini geliştiriyor. Bu çok yönlü yaklaşım, Türkiye'nin jeopolitik konumunu güçlendirmeyi amaçlıyor.
Sırada Irak ve Lübnan mı Var? Geleceğe dönük hedefler arasında Irak ve Lübnan'dan bahsediliyor. Irak'ta PKK ile mücadele için Kuzey Irak'taki operasyonlar ve Türkmen nüfusa destek, Türkiye'nin buradaki varlığını güçlendiriyor. Lübnan'da ise henüz somut bir hakimiyet girişimi yok; ama insani yardım ve siyasi ilişkilerle bu ülkedeki etkisini artırma potansiyeli mevcut. Her iki ülke de Türkiye için hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor. Bölgesel istikrarsızlık ve uluslararası tepkiler, bu hedefleri zorlu bir sınav haline getirebilir.
Karşılaşan Zorluklar ve Riskler Türkiye'nin bu genişleme çabaları, başarılarla birlikte engeller de getiriyor. Suriye ve Libya'daki çatışmalar, kontrolü zorlaştırıyor. ABD, Rusya ve AB gibi küresel aktörler, Türkiye'nin hamlelerini dikkatle izliyor; Doğu Akdeniz'deki anlaşmalar Yunanistan ve Fransa ile gerilime yol açtı. İçeride ise İmamoğlu ve CHP gibi siyasi dinamikler, dış politikaya ayrılan kaynakları etkileyebilir. Türkiye'nin yeni haritası, bu dengeleri iyi yönetmesine bağlı. Ayrıca, Türkiye'nin bazı dış politika hamleleri, özellikle Batılı ülkelerden ve bölgedeki bazı aktörlerden tepki çekebiliyor. Bu durum, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde gerilimlere yol açabiliyor. Dış politika hamleleri, özellikle askeri operasyonlar ve yardımlar, önemli bir ekonomik yük getirebiliyor. Bu durum, Türkiye'nin iç ekonomik dengelerini etkileyebiliyor.
Oyun Şimdi mi Başlıyor? Türkiye, Katar'dan Somali'ye, Libya'dan Suriye'ye uzanan etkisini artırarak bölgesel güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Lozan sınırlarının ötesine geçme iddiası, fiziksel değil, nüfuz anlamında geçerli. Irak ve Lübnan gibi yeni hedefler, bu vizyonun devamı olabilir. Ancak başarı, uluslararası dengelere, iç istikrara ve ekonomik güce dayanıyor. Devlete güven çağrısı, vatandaşın bu sürece katılımını teşvik edebilir; ama asıl oyun şimdi başlıyorsa, Türkiye'nin hem fırsatları değerlendirmesi hem de riskleri göğüslemesi gerekecek. Yeni harita, toprakla değil, etki alanlarıyla büyüyor. |

(Muhabir: Mert Kandemir)
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 27 Mart 2025 Perşembe 13:45 |
|
|
|
|