|
ÖĞRETMEN ADAYLARININ SONU NE OLACAK! |
|
|
Milli Eğitim Bakanlığı’nın da bir öğretmen kapasitesi var. O da bütün mezunları öğretmen olarak alamıyor. Almaya kalksa bile, Maliye Bakanlığı kadro izni vermiyor. Bu işler o kadar kolay yürümüyor.
Durum böyle olunca da, öğretmenlik bekleyen gençlerin sayısı 100 binlere ulaşıyor. İşin içinde biraz abartı da olsa, “100 binlerce öğretmen adayının atama beklediğini” öğretmen sendikaları da ifade ediyor, atama bekleyen gençler de.
Asıl sorun, “okullarda şu kadar öğretmen açığı var, şu kadar aday atama bekliyor” meselesinde değil. Bence asıl sorun, gerçek ihtiyacın ne olduğunun belirlenmemesinde. Bunu belirleyecek olan devlet kurumları da Milli Eğitim Bakanlığı ile YÖK’tür.
Artık bu iki devlet kurumu el ele vermeliler. Milli Eğitim Bakanlığı, her sene ne kadar yeni öğretmene ihtiyacı olduğunu belirlemeli, YÖK de, buna göre eğitim fakültelerinde kontenjan düzenlemesi yapmalı. Bunun başka çözüm yolu yok.
Bu yapılmazsa, eğitim fakülteleri sürekli olarak öğretmen adayı mezun etmeyi sürdürür. Sürdürür de ne olur? Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ankara Kızılay’daki merkez binası da atama bekleyen gençlerin “ağlama duvarı” olmaya devam eder. Hem gençlere yazık hem de “tek istihdam bakanlığı” gibi gözüken Milli Eğitim Bakanlığı’na. Haydi YÖK ve MEB, iş size düşüyor. |
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 27 Şubat 2008 Çarşamba 22:45 |
|
|
|
|