|
Deli fişek üç gençtik...
Mahallede tanınan.
Firari günlerimiz olmuştu
Lisenin son sınıfında
Sen tornacı, o mühendis
Ben ressam olmuştum.
Şehrin ıssız sokaklarını adımlarken
Sert basan ayaklarımızdan
Ne serçe kalırdı dalda
Ne bir kuş kaldırımlarda...
Deliydik işte, adam çağımızda.
Ben, sen, o yoktu... Biz vardık
Hep, biz olarak doğardık
Günün ilk şafağında.
Ya şimdi?..
Ne sen... ne de o...
Yani, adını andıkça yürekte ateş
Tandırdaki köz misali o...
Hatırlarmısın, bir başına bine bedeldi.
Yürüdü mü yer titrer
Haykırdı mı gök gürlerdi.
Silüsünü aldığı gün nasıl gururluydu.
Görev yeri; Dağ komando taburuydu.
Fişek gibiydi, civandı,mertti.
Onu Tendürek’de,
Seni Gabar dağında vurdular.
Kızılca kıyamet koptu şehirde
Erciyes’in karı bitti eteklerinde
Halaylarla yolcu etmiştim,
Tekbirlerle döndünüz
Ülkeme ışıktınız, birer birer söndünüz .
Hasan...Cafer... ben geldim
Firari gecelerin planlayıcısı,
En iyi aşk mektupları yazan
Bitmeyen yolların yolcusu ben geldim.
Bir bordo gül getirdim, hisarcık bağlarından
Bir soğuk su...Serçel yaylarından
Buğulu gözlerimden ağladığımı sanmayın
Yanınızda kalayım, n’olur uyandırmayın.
|
|
|
|