Hiç uyuyamıyorum", "Aşırı uyuyorum","Az uyusam olmaz mı?", "Gece sürekli uyanıyorum?", "Eşim horluyor uyuyamıyorum"gibi şikayetler günümüzde son derece arttı.
Uyku nedir?
Uyku açıklaması güç bir tanımlamadır. Ansiklopedide “Bakınız uyumak” gibi bir açıklamayla karşılaşırız. Uyku sadece geceyle sınırlı alanı etkilemez, günün her saatinde sonuç ya da sebep olarak belki fazla üzerinde düşünmediğimiz bir yaşantı biçimidir. Yaşantıdır çünkü uyku aktif bir süreçtir, bir zamanlar ölümün kardeşi ya da dinlenme, rahatlama saatleri olarak hatta günün önemli bir bölümünü çalan bir süreç gibi tanımlanmasına karşın bugün bilimsel gerçekler bu durumu ortaya koymuştur.
Uykunun işlevi nedir?
Uyku, "gün boyu yorulan ve yıpranan sinir sisteminin onarıma alındığı, gün içinde edinilen bilgilerin ayıklanıp depolandığı, dış uyaranlara açık ve bireyin gelişimi ile ilgili işlevsel bir süreç" olarak tanımlanabilir. Her ne kadar bilim ve teknoloji uykuyu açıklamak yolunda ilerlemiş olsa da halen açıklanamamış sorular, sırlar vardır.
Peki açıklayabileceğimiz sorular, sorunlar nelerdir?
"Hiç uyuyamıyorum” "Aşırı uyuyorum” ”Az uyusam olmaz mı? "Gece sürekli uyanıyorum" “Otururken bile uyuyorum” "Sıçrayarak uyanıyorum” "Çok kötü rüyalar, kabuslar görüyorum” "Kardeşim uyurken sayıklıyor.” Bunlar doğrudan uyku ile ilişkisi belirlenip aktarılabilen yakınmalar, bir de görünmeyen tarafı var... Uzun dönemde yayılarak bedensel ve sosyal hayatı felce uğratır.
Uykunun önemi nedir?
Sağlığımız açısından yemek içmek kadar önemlidir. Özellikle sinir sisteminde biriken toksik atıklar uykuyu meydana getirir. Uyku, bu toksik maddelerin vücuttan atılmasını ve dinlenmeyi sağlar. Bedensel ve ruhsal yorgunlukları giderici, dinlendirici ve yeniden enerjik olmamızı sağlayıcı bir ihtiyaçtır.
Uyku sırasında neler olur?
Uyku anında kalp atımları azalır. Tansiyon düşer. Solunum sayısı azalır. Vücut sıcaklığı düşer. İç organların çalışması azalır. Sinir sitemi ve duyu organları istirahat halindedir. Yorgunluk, bünyenin direncini azaltır. Hastalıklara zemin hazırlar.
KİŞİYİ UYARAN VE TETİKLEYEN ETKENLER NELERDİR?
1- Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı, yüksek tansiyon ilaçları ve depresanlar, amfetamin, kafein türevleri.
2- Psikolojik etkenler: stres, gerginlik ve endişe uykuya dalmayı geciktirebilir. Uykusuzluk çeken kişi kaygılarının farkında olamayıp, bunu uyku bozukluğuna çevirmiş olabilir. Genellikle gün içinde erkekler yaşanan sıkıntı, çözümlenememiş problemler, geçmişteki olayları yine sonuçlanmamak üzere yatağa taşır. Yeteri kadar gevşeyemediği için uykuya geçemez ya da uykusundan sıçrayarak uyanabilir.
UYKU İHTİYACI NEYE GÖRE DEĞİŞİR?
Acaba hangi noktada problemler başlıyor?
Mutlaka kişiye, yaşına, yaşam dönemine, sağlık durumuna göre uyku ihtiyacı değişebilir. Aslında sadece insanlar arasında değil diğer canlılar arasında da vazgeçilmez gereksinim olan uykuda farklılıklar vardır. Herşeyden önce tüm canlılar için esas olan uykunun kalitesidir.
KISA SÜRELİ UYKU SORUNU NEDEN OLUR?
Uykuyla ilişkili bir sorunu uzun ya da kısa sürelerde hemen hepimiz hayatımızın bir döneminde yaşamışızdır. Eğer ki bir iki gün ya da birkaç gün içinde sorun çözüldü ise yardım arayışı gerekmeksizin o dönemi atlatırız. Bu dönemler yaşanan geçici huzursuzluk ya da stresle ilişkili olabileceği gibi bir başka hastalık durumu, uyunan çevreden kaynaklanabilir.
Erkeklerde uyku bozuklukları
Bir yetişkin için 6-8 saatlik uyku yeterli olmaktadır. Ancak bireysel farklılıklar olabilir. 4-5 saati yeterli bulan kişiler de vardır. Özellikle günümüz orta yaş erkekleri yoğun çalışma koşulları nedeniyle uyku sürelerini minimuma çekme gayreti içindedirler. Bu nedenle de kimi kez uyarıcı içecekler kimi kez de ilaçlara yönelmektedirler. Doktorlardan da bu yönde talepleri olmaktadır. Bu durum genç erkeklerde daha farklıdır. Özellikle üniversite gençlerinde daha fazla uyumaya meyil izlenmekte veya baykuş gibi gündüzleri uyuyup geceleri uyanık kalmayı tercih etmektedirler.
Erkekler gündüz daha fazla mı uyuyor?
Evet. Erkeklerde kadınlara oranla gündüz uyku hali daha fazladır. 70 yaşlarında %25 sıklıktadır. Yaşlılık döneminde uykuda geçirilen süre azalırken yatakta geçirilen süre artmaktadır. Üstelik bu durumu "uyumadım gözlerimi kapadım", diye aktarırlar. Uyanma sayısı ve süresi erkeklerde daha belirgin artarken, kadınlarda da sese karşı duyarlılık artmaktadır.
|