|
İNMEDE İLK ÜÇ SAAT ÇOK ÖEMLİ |
|
|
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Beyza Çitçi inme durumunda hastanın acilen hastaneye ulaştırılması gerektiğini belirterek “Böylece hemen ikinci bir inme riskine ve olabilecek hasarlara karşı müdahale edilir” diyor.
Toplumumuzda sık görülen ve yaşam kalitesini düşürerek hayatı tehdit eden hastalık olan inme (stroke) durumunda hasta yakınının hastayı çok hızlı bir şekilde hastaneye götürmesi hayati önem taşıyor. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Yrd.Doç.Dr. Beyza Çitçi, inmenin tarifini şöyle yapıyor: “İnme, beyin damarlarının ani olarak tıkanması veya kanamasıdır. İnme, beyindeki bir alana giden kanlanmayı azaltan bir damar tıkanıklığına neden olan ya da beyin kanamasına zemin hazırlayan çeşitli hastalıkları içermektedir. Beyinde oluşan ani hasar sonucu vücudun bir yarısında felç, konuşma, anlama bozukluğu gibi çok çeşitli bulgular verir ve inme terimi bu ani durumu anlatmak için kullanılmaktadır.”
İnmenin risk faktörleri arasında en önemlisinin yaş olduğunu belirten Dr. Çitçi, diğer risk faktörlerini şöyle sıralıyor: “En önemli risk faktörü ileri yaştır. Yüksek tansiyon, diyabet, ailede 60 yaşın altında inme ya da kalp hastalığı öyküsü, kolesterol yüksekliği, sigara, alkol kullanımı, obezite, egzersiz eksikliği, kalp hastalıkları, çeşitli pıhtılaşma bozuklukları, uyku apne sendromu inme için risk faktörüdür. Ayrıca gebelik, doğum kontrol ilaçları ve migren inme riskini arttırmaktadır. Bu nedenle bizim düzeltilebilir risk faktörleri dediğimiz, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, diyabet gibi hastalıkların yakın takip ve kontrolü sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz yapma, sigara ve alkol kullanımının bırakılması hastalıktan korunmak için büyük önem taşımaktadır.”
Uyuşmaya dikkat! İnmenin genellikle belirti vermeden ortaya çıktığını vurgulayan Dr.Çitçi, “Genel olarak klinik bulgular belirti vermeksizin ani olarak başlamakla birlikte daha az sıklıkta inme öncesi geçici iskemik atak dediğimiz kısa süreli görme kaybı, konuşma bozukluğu, vücudun bir yarısında uyuşma, güçsüzlük gibi bulgular olup düzelebilmektedir. Bazı hastalar düzelen bu şikayetlerini önemsemezler oysa bu durum yaklaşan bir felcin habercisi olabilir ve bu kişilerin acil olarak doktora başvurmaları gerekir. Nadiren beyin kanamalarından ve damar tıkanıklarından önce hastaların daha önce yaşadıklarından farklı ve şiddetli baş ağrıları görülebilmektedir” diyor.
İnme belirtileri görüldüğünde yapılması gerekenler konusunda da Dr. Çitçi şunları söylüyor: “Hastaların acil olarak kendilerine en yakın sağlık merkezine ulaştırılması gereklidir. Sağlık merkezine ulaşana kadar şuuru kapalı olan hastalar için soluk yolunun açık tutulması, kusma mevcut ise hastanın yan çevrilmesi hayati önem taşır. Sıkça gördüğümüz hasta yakınları tarafından tansiyon ilacı verilmesi de istemediğimiz bir durumdur. Çünkü inme tipine göre tansiyonun yüksek tutulması gereken ve tam tersine düşürülmesi gereken durumlar vardır bu klinik durumların ayırımı yapılmadan tansiyona müdahale etmek hastaya zarar vermektedir. İskemik inme dediğimiz damar tıkanıkları nedeniyle oluşan inme tiplerinde ilk 3 saat içinde pıhtı eritici-trombolitik tedavi (tPA) dediğimiz bir tedavinin uygulama şansı vardır. Bu tedavi ülkemizde belirli merkezlerde uygulanıyor. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nde de var olan bu tedavinin önemi, inmeden erken dönemde kullanılan ilaçlardan bazı klinik durumlar için etkinliğinin yüksek bulunmuş olmasıdır. Tüm erken başvuran hastalarda uygulanamamakla birlikte bu şansı olan hastaların şansını kaybetmemeleri için hastaneye mümkün olduğunca erken getirilmesi önemlidir.”
İnme sonrası tedavi çok önemli İnme geçiren hastanın inme sonrası tedavisinin hastanın klinik durumuna göre yoğun bakım ya da nöroloji servislerinde yürütüleceğini belirten Nöroloji Uzmanı Yrd.Doç.Dr. Beyza Çitçi “Erken dönemde inme tipine göre tedavi düzenlendikten sonra hastayı olası ikinci inmeden korumak için gereken önlemler alınır ve nörolojik hasara yönelik fizik tedavi ve rehabilitasyon programı uygulanır. Nörolojik hasarların iyileşmesi çoğu zaman oldukça yavaş olmaktadır. Hasta ve hasta yakınlarının ümitlerini kırmadan fizik tedavi ve rehabilitasyona devam etmeleri oldukça önemlidir. Taburcu olduktan sonra ilaçlarını düzenli kullanmalı, tansiyon, kolesterol, kan şekerinin iyi kontrolü, düzenli beslenme, sigaradan uzak durma, egzersiz tekrarlayan inmeden korunmak için büyük önem taşımaktadır” diyor.
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 30 Temmuz 2008 Çarşamba 13:57 |
|
|
|
|