Ya Rab...
“Ecelim karşıma gelmiş, haberim yok Yâ Râb…
Bu ne gaflet, ne sefahat; kederim yok Yâ Râb…” *
Yıllar hep beyhûde geçti, sular azgın çağladı,
Nefse gem vurmaktan yana hünerim yok Yâ Râb…
Kalbimizin iftirâkı nâçar kıldı bizleri,
Ömrüm hazin bir âh-ü zâr, zaferim yok Yâ Râb...
Kirpiğime dokunmadı rahmet yüklü bulutlar,
Seccâdeyi sele veren seherim yok Yâ Râb…
Aşkı şâhit edemedik son gönül cemresine,
Ehl-i dîlin rahlesinde değerim yok Yâ Râb…
Günahkâra merhamet kıl, âbâd eyle kulunu,
Kıbleden başka menzîle seferim yok Yâ Râb…
İlticâ ettim kapına yâd-ı cemîlim Sen’sin
İltifata mahzar amel defterim yok Yâ Râb…
Bir zerre-i lütfûn bile bahtiyâr eyler bizi,
Sen’den başka sığınacak bir yerim yok Yâ Râb…
Hicran dolu bir hayatın gurûbuna ağlarım,
Visâline “Gül” den gayrı serverim yok Yâ Râb…
Medetkârım O “Gül” varken, gönül mükedder olmaz
Ve Sen varsın, Habibin var; kederim yok Yâ Râb…
Rahmân ve Rahîm Sensin; Sen’den Kerîm yok Yâ Râb…
Resûl-i Zîşan’dan başka rehberim yok Yâ Râb…
|