|
Nasreddin Hoca çok yağmurlu bir günde pencerenin önüne oturmuş dışarıyı izliyormuş. Bir ara komşularından birini, koşa koşa evine doğru giderken görmüş. Pencereyi açarak seslenmiş: -Yazık sana komşu..! Senin gibi aklı başında, inançlı bir adam, Allah’ın rahmetinden kaçar mı hiç?…
İçinden Nasreddin Hoca’ya hak veren adamcağız, koşmayı bırakmış ve ağır ağır yürümeye başlamış. Fakat eve geldiğinden tepeden tırnağa ıslandığını anlayınca, Hoca’nın oyununa uğradığını anlamış...
Günün birinde bu sefer de Nasreddin Hoca yolda yağmura tutulmuş, koşa koşa evine gidiyormuş. Daha önce kendisiyle alay ettiği komşusunun evinin önünden geçerken adamcağız “taşı gediğine koymanın tam zamanı” diye düşünerek, Hoca ya seslenmiş: -Hocam, Hocam, Allah’ın rahmetinden niçin kaçıyorsun, ayıp değil mi sana?
Hoca, hiç istifini bozmadan koşmaya devam ederek şu cevabı vermiş: -Sen ne anlarsın be adam!… Ben rahmetten kaçmıyorum, tam tersine yere düşen rahmetleri çiğnememek için koşuyorum!…”
|
|
|
|