Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi yaptığı açıklamada, bu yıl Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'ne 2 bin pehlivanın katılmasını beklediklerini belirterek, ''Yağlı güreşin ana vatanı Edirne Kırkpınar Er Meydanı'dır ve Türkiye Başpehlivanı, Sarayiçi'nde seçilir. Bizler 648 yıldır yaşatılan tarihi bir geleneğe tanıklık etmenin ve düzenlemenin onurunu ve mutluluğunu yaşamaktayız. Kırkpınar, ağası, pehlivanı, cazgırı, davulcuları, zurnacıları, galibi, mağlubu, bezcisi, yağcısı, peşrevi, kırkızı dipli mumu, altın kemeri, çevirmecileri ve de seyircisiyle bir kültür iklimidir'' dedi. Edirne Belediyesi bu yılki başpehlivanlık güreşlerinde birinci olacak güreşçiye 16 bin lira, ikinciye 13 bin lira, üçüncü ve dördüncüye 5 biner lira para ödülü verecek.
Başaltı güreşlerinde ise birinci 9 bin lira, ikinci 7 bin lira, üçüncü ve dördüncü de 2 bin 500'er lira para ödülü alacak.
Belediye, 13 kategoride yapılacak güreşler ile en iyi peşrev dalında ilk üç dereceye girecek pehlivanlara para ödülü yanında altın, gümüş ve bronz madalya da verecek. Güreşlerde organizasyon komitesince belirlenecek en centilmen ve en teknik güreşçiler de altın madalyayla ödüllendirilecek.
Derece alacak pehlivanlara Devlet Bakanlığı, Kırkpınar Ağası, çeşitli özel ve kamu kuruluşlarınca da para, kupa, madalya ve çeşitli hediyeler verilecek.
-SARAYİÇİ- Edirne Belediyesi'nce düzenlenen Tarihi Kırkpınar Güreş ve Kültür Etkinlikleri Haftası, Edirne'nin en önemli mesire yerlerinden birisi olan Sarayiçi mevkisindeki sahada yapılıyor. Bu yıl kültür ve sanat etkinlikleri halkla daha içi içe ve birlikte yapılması amacıyla Saraçlar Caddesi'nde gerçekleştiriliyor.
Yağlı güreşlerin yapıldığı Sarayiçi'ndeki Er Meydanı 1985 yılına kadar salaşpur denilen sazdan yapılma tribünlerle çevriliydi. 1985 yılında dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal'ın talimatlarıyla yenilendi. İlk etapta şeref tribünü ve şehir yönüne doğru olan tribünler yıkılarak betonarme olarak yeniden yapıldı, üzeri de uzay çatı ile kapatıldı. 1992 yılına kadar geçen sürede tribünlerin hakem kulesinin tarafındaki bölümü eski halinde hizmet verirken, o yıl Kırkpınar'a gelen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in talimatıyla buranın da yapımı için çalışmalar başlatıltı. 1992 Eylül ayında ihalenin gerçekleştirilmesiyle başlanan tribün yapımı, 1996 yılı Kırkpınar haftasında tamamen bitirildı ve 25 bin izleyici kapasitesiyle Sarayiçi Er Meydanı bugünkü haline getirildi.
-KIRKPINAR'IN OLMAZSA OLMAZLARI- KISPET: Kıspet, pehlivan için çok önemli bir unsur. Kıspet sözü 'Kisve'den geliyor. Kıspet dikmek ayrı bir iş ve sanıldığı gibi saraç işi değil. Kıspet dikmenin birçok inceliği var. Kıspetin beli düz ve kıvrımlıdır. Kenarın iç tarafına uçkur vazifesini görsün diye kalınca bir ip parçası geçirilmiştir. Bu ip bir uçkur gibi kıspetin belini açar ve kapar. ''Kasnak'' diye buraya denir. Bazı yerlerde ''peşkavaz'' diye anılır. Güreşte hasmın eli bu kasnağı kolaylıkla tutmasın diye bazı kıspetlerde kasnağı beş, altı kat deriden yaparlarmış. Bu deri hem sert hem enlidir. Kıspetin arka tarafı pehlivanın oturması için geniş yapılır fakat uyruk ve paçalar dardır. Ancak pehlivanın bacağı girip çıkar. Paçalar sayvanlıdır. Bu paçalar baldırın üstünden iple bağlanır. Paçalar, hasmın eli veya parmağı içeri girmesin diye güzelce sıkılır. Paça iç taraftan keçebent denilen keçe parçası veya bez ile sarılır. Paçanın adı da şirazedir.
ZEMBİL: Kıspetler ''zembil'' adı verilen sazdan yapılmış bir torbada taşınır. Bu zembilin en büyük özelliği pehlivanın kıspetine bulaşan yağı dışarı vermemesidir. Usta pehlivanlar gelecekte başarılı olacaklarına inandıkları çıraklarına zembillerini taşıtırlar, bu bir gelenektir. Ayrıca güreşi bırakan pehlivan zembilini duvara asar.
YAĞLANMA: Güreş esnasında vücudun kavranması güç olsun diye pehlivanlar zeytinyağ ile yağlanmaktadır. Pehlivanlar yağ ve su ile doldurulmuş kazanların etrafında yağlanırlar. Pehlivanlar önce sağ elle sol omuza, göğse, kol ve kıspete yağ sürerler, daha sonra sol elle aynı işlemi yaparlar. Pehlivanlar bu arada birbirlerinin sırtını yağlarlar. Güreş başladıktan sonra pehlivanlar çayırda dolaşan ibrikçilerden diledikleri zaman yağ ve su alabilirler.
DAVUL ve ZURNA: Güreşin en önemli ögelerinden olan davul ve zurnada Kırkpınar'a has bir melodi bulunmaktadır. Yağlı güreşlere çalacak olan müzisyenlerin güreş ezgilerini çok iyi bilmeleri, güreşin gidişatına göre müziğin ritmini ayarlamaları gerekir.
PEŞREV: Güreşin başlangıcı ve güreşe hazırlıktır. Ahenkli ve mevzulu bir biçimde güreşe ısınma hareketi olarak bilinen peşrev seyircilerin göz zevkini okşamasının yanında pehlivanın moralini yükseltir. Pehlivan peşrevle, kaslarını, nefsini, kalbini ve beynini başlayacak olan güreşe hazırlar. Güreşmek üzere çayıra çıkan pehlivanlar ahenkli bir şekilde ellerini ve kollarını sallayarak peşreve başlarlar. Peşrevde üç kez ileri üç kez de geri gidişten sonra yere sol diz ile çökülerek önce sağ el yere, dize, dudağa ve alına üç defa değdirilir. Bu merasim bitikten sonra sıçrayarak ''Hadi bre'' pehlivan diye nara atılır. Karşılıklı gidiş ve gelişten sonra rakibin paçaları yoklanır, sırtı sıvazlanır, enseler bağlanır, eller tutuşur ve böylece güreşe girilmiş olur.
CAZGIR: Çayırda güreşecek olan pehlivanların adlarına, lakaplarını, oyunları seyircilere anlatan kişidir. Genellikle eski pehlivanlardan olan cazgırlar güreşecek pehlivanları bütün özellikleriyle halka anlatır ve dualarla pehlivanları meydana sürer. Bu merasimden sonra pehlivanlar da halka doğru yürüyerek güreş için hazırlığa başlarlar. Buna yağlı güreşte ''çıkış'' adı verilir.
HAKEM: Yağlı güreşin ilk zamanlarında birkaç eski pehlivan, köy ağaları veya güreşlerden anlayan birkaç kişi kurallara aykırı iş yapılmasın diye güreş meydanının bir köşesine oturur güreşleri kontrol ederdi. Bugün ise kuralları uygulayan hakem heyetleri oluşturuldu.
AĞA: Kırkpınar güreşlerinin en temel ögelerinden biri ağalık müessesesidir. Önceleri pehlivanları güreşe çağıran, yarışmaları düzenleyen, gelen konukları ağırlayan, yemek ve yatacak yerlerini temin eden, örf ve adetlere uygun olarak güreşlerin yapılmasını sağlayan, ödüller veren Kırkpınar Ağasıymış. Ancak şimdi ağanın sayılan bu faaliyetlerinden büyük bir bölümü Edirne Belediyesi'nce karşılanıyor.
ALTIN KEMER: Kırkpınar başpehlivanına verilen, Kırkpınar'ın en büyük ödülü. Kırkpınar'da başpehlivan olan güreşçi 1 yıl süreyle altın kemerin sahibi olur. Ancak aralıksız üç yıl üst üste başpehlivan olan güreşçi altın kemerin sürekli sahibi olur. Altın kemer Edirne Belediyesi'nce özel olarak yaptırılıyor. Bu arada Kırkpınar Ağası da şehre gelişinde altın kemer takılarak karşılanır. Aralıksız Üç yıl üst üste Kırkpınar Ağası olan kişi de altın kemerin sürekli sahibi olur. Bu kemerin şimdiye kadar Alper Yazoğlu, merhum Hüseyin Şahin ve Adem Tüysüz sürekli sahibi oldu.
-YAĞLI GÜREŞTE OYUNLAR- Yağlı güreş müsabakalarında rakibi yenmek için çok çeşitli oyunlar geliştirildi ve bunlardan çoğunluğu bugün de meydanlarda uygulanmaya devam ediyor.
Yağlı güreş oyunları ayakta ve yerde olmak üzere ikiye ayrılıyor. Ayakta hücum oyunlarında elense, tırpan, budama, tek çapraz, çift çapraz, sırt çaprazı, tek ve çift dalmalar, kazkanadı, paça dış kazık, ayak kündesi, koltuk altı, tek dirsekle budama, çift dirsek kapma, kalçaya dalmak, ayak kemanesi ve rakibi taşımak bulunuyor.
Ayakta yapılan savunma içerikli oyunlar ise iç ve dış tırpanda bacak kaçırma, çift çaprazda burun kakması, yanbaş, boyunduruk, boyundurukta dizleme, tek dalma kurtuluş, dalarken baskı, kazkanadı boşalması, kazkanadından sıyrılma, koltukaltında girmek, karşılıklı paça kasnak, çift çaprazda çift paça kapmak, arka çaprazdan sıyrılmak, paça kasnaktan sıyrılmak ve karşılıklı kaldırmalarda direnme olarak sıralanıyor.
Yerde yapılan hücum oyunları ise sarma, tek sarma, sarmadan çoban bağı, iç kazık, dış kazıkta gerdanlama, paça kasnak, ters kepçe, sarmada kolla yaslanma, oturak kündesi, şak kündesi, ters sarma, iç kazık ters paça olarak belirtiliyor.
Yerde yapılan savunma oyunları ise sarmayı bozmak, sarmadan yan kılçık, sarmadan dönme, sarmada dolu paça kasnak, sarma kündede rakibin ayak bileğinden tutarak kündeye geçmek, yerde kol bastının karşılığı sarmadan dönerken gırtlaklama, sarma ve kündede dolu kalkmalar, ters kepçeden kurtulmak, şak kündesinde bilek kapmak, şakta bilek kapmak, şakta kolbastı, kenamede sırta sayvant ve kemanede aşırma yaparak kalkmaktan oluşuyor. |