|
SİGARA İÇMEK ÖZGÜRLÜK DEĞİLDİR! |
|
|
Sigara yasağında asıl sorunun, içenlerin içmeyenleri zehirlemesi olduğunu söyleyen TÜSAD Tütün Çalışma Grubu Başkanı Prof. Tunçalp Demir, "Bir kimsenin başkasına silahla ateş etmesi ya da yemeğine zehir koyması özgürlük sayılamazsa, havasını zehirlemesi de özgürlük olamaz" dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu’ nun 2009 yılı anketine göre ülkemizde 15 ve daha yukarı yaştaki bireylerin yüzde 31,3’ü her gün ya da ara sıra tütün ve tütün mamullerini kullanıyor. Yani yaklaşık 20 milyon insanımız sigara içiyor.
19 Temmuz 2009'un bir dönüm noktası olduğunu söyleyen, "Türkiye bu tarihten itibaren tümüyle tütünsüz bir ülke olma yolunda büyük bir adım atacaktır" diyen Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Tunçalp Demir, sigara yasağını, tiryakilerin tepkisini ve Türkiye'yi bekleyen süreci ntvmsnbc'ye değerlendirdi.
"Dünyada her yıl 5 milyon, ülkemizde ise 100 bin kişi sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle ölüyor. Dünya Sağlık Örgütü bu nedenle sigarayı en önemli sağlık sorunu olarak kabul ediyor. Kapalı alanlarda sigara yasağının yürürlüğe girdiği ülkelerde sigaraya bağlı ölümlerin azaldığı biliniyor. Bu yasanın temel amacı da sigara içmeyenlerin, sigara içenlerin dumanına maruz kalıp sağlıklarını kaybetmelerini önlemek. Bilindiği gibi sigara yalnız içeni değil, aynı ortamda bulunanı da öldürür."
Ölüme gitmek özgürlükse...
Sigarayı 'kişisel özgürlük' olarak nitelendiren tiryakilerin, "Bedenimi istediğim gibi kullanırım" şeklindeki klişe yaklaşımlarını, "Sigara eroin ve kokain kadar bağımlılık yapıcı bir maddedir. Herhangi bir bağımlılığın sürdürülmesinin ‘Özgürlük’ kavramı ile ilişkisi olamaz" şeklinde değerlendiren Prof. Demir'in yorumu şöyle:
"Madde bağımlısı gerçekte o madeninin tutsağıdır ve onsuz yaşayamaz. Ancak bunu bu şekilde söylemeyeceği için sanki bir özgürlükmüş gibi sunmaya çalışır. Aynı bakışla eroin, kokain ya da esrar içmek de özgürlük sayılabilir mi?
Sigara kronik intihardır
Sonuçta bizim kimsenin özel yaşamına müdahale gibi bir yaklaşımımız yok. Her ne kadar sigara içimi kronik intihar olarak tanımlansa da sonuçta kişi eğer istiyorsa intihar edebilir. Ancak hekim olarak görevimiz onu bu konuda uyarmak ve elimizden geldiğince iknaya çalışmaktır. Sigara yasaklarında asıl sorun içenlerin içmeyenleri zehirlemesidir. Nasıl ki bir kimsenin bir başkasına silahla ateş etmesi, ya da yemeğine zehir koyması özgürlük sayılamazsa, havasını zehirlemesi de özgürlük olamaz. Ancak kişinin kendine yapacağı en büyük iyilik sağlığını korumak olmalıdır. Bundan dolayı kişinin kendine yapacağı en büyük iyilik, sigara içmemesidir.
Başkalarını öldürme özgürlüğü olamaz
Önümüzdeki yüzyılda yaklaşık 1 milyar insanın sigara nedeniyle beklenenden erken öleceği tahmin ediliyor. Sigara içenlerin yarısı sigaraya bağlı nedenler yüzünden beklenenden erken ölüyor. Sigara ölüm nedeni olan 40’tan fazla hastalığa yol açar. Sigaraya bağlı en önemli ölümcül hastalıklar ise başta akciğer, ağız, boğaz, yemek borusu, mesane kanseri olmak üzere koroner kalp hastalıkları, KOAH (Kronik obstrüktif akciğer hastalığı) ve felçlerdir. Pasif sigara içimine bağlı olarak da akciğer kanseri, KOAH ve kalp hastalıklarının geliştiği gösterilmiştir. Yani başkalarını öldürme özgürlüğü diye bir kavram olamaz."
Hiçbir ülkede işletmeler zarar etmedi
Sigara yasağına karşı çıkanların argümanlarından biri de bar ve cafe gibi işletmelerin müşteri kaybedeceği ve ekonomik zarar göreceği. Prof. Dr. Tunçalp Demir, bu yaklaşımın gerçekçi olmadığı görüşünde:
"Dünyada bu yasağın uygulandığı hiçbir yerde işletmeler zarar etmemiştir. Ancak sigara şirketleri sürekli propogandalarını bu konu üzerine yöneltmektedir. Unutmayalım ki bu ülkede sigara içmeyenlerin sayısı içenlerden fazladır. TÜİK-2009 verilerine göre, içenlerin oranı yüzde 31,4. Yani ezici bir çoğunluk sigara içmemekte. Birçok kişi daha önce sigara nedeniyle gitmediği yerlere çocuklarıyla birlikte gidecektir. Ayrıca bu yasak tüm işletmelerde uygulanacağı için cafe ya da bar müşterilerinin sonuçta gidecek başka yerleri yoktur, onlar da buralara gidecektir. Büyük olasılıkla müşteri azalmasının ötesinde müşteri artışı bile olabilir. Ülkemizde geçen yıl yürürlüğe giren alışveriş merkezlerindeki sigara yasağından sonra, özellikle fast food lokantalarda görünür müşteri azalmasına karşın (sigara içmek için iskemle işgal edenler) cirolarda azalma olmadığını bir çok işletme sahibi belirtmektedir."
Yasağı delmek isteyenler olacaktır
'Yasak tam anlamıyla uygulanır mı yoksa bazı boşluklar yaratılarak delinir mi?' sorusuna Prof. Tunçalp Demir'in cevabı şöyle: "1996’da ilk sigara yasakları başladığında da aynı kaygılar vardı. Ancak bugün otobüs, uçak gibi toplu taşıma araçları, bankalar, kamu kurum ve kuruluşları ile birçok özel şirkette sigara içilmiyor. İçilmediği gibi teşebbüs bile edilmiyor. Geçen günlerde sanırım Erzurum uçağında sigara içme teşebbüsü olduğunda ciddi reaksiyonlar gelişti. Uçak geri döndü, kişi gözaltına alındı. Bu nedenle bu yasakların da, tabii ki ilk günde değil ama zamanla oturacağını düşünüyorum. Özellikle tütün endüstrisi kaynaklı delme girişimleri olacaktır. Bunlara karşı her zaman uyanık olmak gerekiyor. Özellikle de basına bu konuda çok iş düşüyor.
Çoğunluk yasağı destekliyor
Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun'un 19 Mayıs 2008'de yürürlüğe girmesinden önce, 14 Şubat-1 Mart 2008 tarihleri arasında Synovate'in Global Omnibus'un anketinde Türk halkına yönelik kamuoyu yoklaması yapıldı. 16 kentte, 15 ve üzeri yaşlarda bin 331 kişiden oluşan rastgele seçilen örnek grup ile yüz yüze görüşme yöntemiyle yapılan ankete yanıt verenlerin yüzde 85'i işyeri ve kamuya açık alanlarda, yine işyeri ve alışveriş merkezi gibi kapalı alanlarda 'sigara içilmemesini' desteklerken, yüzde 75'i ise bu uygulamaya kuvvetle destek verdiğini belirtiyor."
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 16 Temmuz 2009 Perşembe 19:50 |
|
|
|
|