|
|
Türkiye'nin en fazla tartışılan kurumlarının başında gelen Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Sezer'in seçtiği son üye Bülent Serim'in istifası ve 'iktidar partisinin ideolojisini gerçekleştirmeye çalışan bir kurul' suçlamasıyla yeniden gündeme geldi. AKP ile akademik camia ve YÖK arasında yıllardır sert esen rüzgarlar, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından yapılan yönetmelik değişiklikleri, rektör ve YÖK üyeliği atamalarıyla sıcak bir iklime dönüştü. Sezer döneminde seçilen YÖK üyeleri ve rektörlerin büyük bölümünün görev sürelerinin tamamlanması, üniversiteler ve YÖK'teki muhalif seslerin giderek zayıflamasına neden oldu.
Davutoğlu önermiş olabilir YÖK Üyesi Bülent Serim'in istifası, Türkiye ve üniversitelerin gündemini sarsarken, YÖK'teki hissedilir değişimin fotoğrafı da bir kez daha ortaya çıktı. 2007 yılı aralık ayında Prof. Dr. Erdoğan Teziç'ten görevi devraldığı günden bu yana, açıklamaları ve icraatlarıyla sürekli gündemde kalmayı başaran YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, AKP'ye yakın bir araştırma şirketinin ortağı olması ile söz ettirmişti. O dönemde Başbakan Erdoğan'ın başdanışmanı şimdi Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturan Ahmet Davutoğlu ile yakın arkadaş olan Özcan, Malezya'da Davutoğlu ile beraber çalıştı. Özcan, bir röportajında 'Beni YÖK Başkanlığı'na Davutoğlu önermiş olabilir' demişti.
Arapça akademik dil oldu Özcan yaklaşık 20 aylık görev süresinde ses getiren genelge ve açıklamalara imza attı. Yayınladığı türban genelgesi ile çok tartışılan Özcan, 'Üniversiteler paralı olsun', 'Katsayı adaletsizliği giderilmeli', 'Araplar'da para çok' gibi sözlerle gündemde kaldı. Özcan başkanlığındaki YÖK'ün, doçent olmada geçerli olan İngilizce şartını kaldırıp Arapça, Farsça gibi dilleri de 'akademik dil' olarak sayma, ilahiyat fakültelerinin kontenjanlarını 2 yılda yüzde 200'e yakın oranda artırma, gibi kararları da çok tartışıldı.
İlk istifa 'okul' arkadaşından Özcan YÖK Başkanı olunca ODTÜ'de öğretim üyesi olan Prof. Dr. Aybar Ertepınar istifa etti. Ertepınar istifasına gerekçesini babası Coşkun Ertepınar Atatürk'ün Latin harflerini öğretirken yanında olduğunu hatırlatmış ve 'O fotoğraftaki adamın oğlu olmanın bir sorumluluğu vardır. Babam da benim durumumda olsa aynı şeyi yapardı' diyerek açıklamıştı. Ertepınar'dan boşalan Başkanvekilliği'ne Prof. Dr. İzzet Özgenç getirildi. Erdoğan'ın hukuk danışmanlığını yapan Özgenç, 2005'te TCK görüşmeleri yürütülürken, 'zinanın hapisle cezalandırılmasının suç olmasını' önermişti.
Gözler Gül'de YÖK'te 7 Bakanlar Kurulu, 7 Cumhurbaşkanı ve 7 de ÜAK'ın atadığı üye bulunuyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in atadığı üyelerden kalan 3 kişinin de dün YÖK'ten ayrılması ile Sezer'in atadığı üyeler kalmazken Cumhurbaşkanı kontenjanından da 3'ü boş kaldı. Cumhurbaşkanı Gül'ün bu 3 koltuğa kimi atayacağı ise merakla bekleniyor.
AKP'ye yakın isimler Özcan'In Başkan olmasının ardından YÖK'e Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 3 isim daha atadı. YÖK'e yeni dönemde atanan üyelerden Prof. Dr. Durmuş Günay, Ulaştırma Bakanı'nın danışmanlığını yapmış AKP'den milletvekili aday adayı olmuştu. AKP döneminde TÜİK Başkanı olan Prof. Dr. Ömer Demir'in de YÖK'e atanması tartışma yaratmıştı. Yine bu dönemde Bakanlar Kurulu kontenjanından YÖK Üyeliği'ne atanan Naci Ağbal'ın, AKP'ye yakın isimler arasında yer aldığı ileri sürülmüştü. Ağbal, geçtiğimiz aylarda Maliye Bakanlığı Müsteşarı oldu. Yine Bakanlar Kurulu tarafından atanan Prof. Dr. Mahmet Akif Aydın da muhafazakar kimliği ile tanınıyor. Aydın, İslam Araştırmaları Enstitüsü'nde başkanlık görevini de sürdürüyor. |
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 18 Temmuz 2009 Cumartesi 10:49 |
|
|
|
|