|
KRONİK BÖBREK YETERSİZLİĞİ |
|
|
Kronik böbrek yetersizliğinin seyrini yavaşlatmak için bol su içmeniz, et, süt, yumurta gibi hayvansal proteinleri ve tuzu sınırlamanız tavsiye ediliyor
Et, balık, tavuk, hindi, süt ve yumurta hayvansal protein kaynakları. Proteinler, vücutta değişik görevler için kullanıldıktan sonra yıkılır. Bunun sonucu protein yıkım ürünü olan üre, ürik asit gibi zararlı maddeler açığa çıkar. Sağlıklı kişilerde bunlar böbrek tarafından idrarla dışarı atılır. Böbrek yetersizliğinde söz konusu maddeler dışarı atılamaz. Ve hastalık ilerler. Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi Organ Nakli Bölümü Sorumlusu Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Alp Gürkan anlattı:
Böbrek yetersizliği hastalığında diyetin rolü nedir?
Böbrek hastalıklarının tedavisinde diyet büyük rol oynamakla birlikte, altta yatan nedenin tedavisi önemli. Böbrek hastasının diyetinde dikkat edilmesi gereken en önemli maddeler su, tuz ve proteindir.
Böbrek yetmezliğinde su içmenin önemi nedir?
Böbrek yetersizliğinin ileri evrelerine kadar hastalar genellikle içtikleri suyla orantılı miktarda idrar çıkarırlar. Bu nedenle böbrek yetersizliğinin yeni başladığı dönemde kanda üre ve diğer zararlı maddelerin çok yükselmemesi için alınacak en iyi önlem fazla miktarda su içmektir. Ancak böbrek yetmezliğinin son dönemlerinde idrar miktarı iyice azalır ve su içmekle idrar miktarı artmaz. Fazla suyun vücutta kalması tansiyon yüksekliği, kalp yetmezliği ve nefes darlığına yol açar. Bu nedenle bir gün önce çıkarılan idrar miktarına 500 mililitre (3 su bardağı) kadar su eklenirse alınması gerekli su miktarı bulunur. Bu dönemde hastanın mümkünse her gün tartılması önerilir.
Tuz sınırlanmalı mı?
Böbrek yetersizliğinde vücuda alınan tuzun atılması azalır ve vücutta birikir. Fazla miktarda tuz tansiyonu yükseltir ve vücutta su birikmesine ve kalp yetmezliğine yol açar. Günlük tuz alımı 2-3 gram olmalıdır. Potasyum içeren diyet tuzlarının kullanımı ise böbrek hastalarında çok tehlikeli olduğundan önerilmez.
Protein içeren yiyecekler kesilmeli mi?
Et, balık, tavuk, hindi, süt ve yumurta hayvansal protein kaynaklarıdır. Proteinler, vücutta değişik görevler için kullanıldıktan sonra yıkılır. Bunun sonucu protein yıkım ürünü olan üre, ürik asit gibi vücut için zararlı maddeler açığa çıkar ve sağlıklı kişilerde böbrek tarafından idrarla dışarı atılır. Böbrek yetersizliğinde söz konusu maddeler dışarı atılamaz. Buna bağlı olarak halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, ağızda kötü koku gibi hastalık belirtileri ortaya çıkar.
Böbrek yetmezliği hastalarında protein alımının kısıtlanmasıyla bu zehirli maddelerin üretimi de azaltılmış olur. Bu amaçla kilogram başına günde 0.6-0.8 gram hayvansal kaynaklı protein içeren diyet önerilir. Kan üre değerini iyice düşürebilmek amacıyla diyette proteinin tamamen kesilmesi çok yanlıştır. Çünkü protein; büyüme, gelişmenin sağlanması, dokuların onarımı ve vücut savunması için en önemli besin türüdür. Vücudun da proteine mutlaka ihtiyacı vardır. Büyüme ve gelişmenin sağlanması dokuların onarımı ve vücut savunması için en önemli olan besin türüdür.
Böbrek yetmezliği nasıl tedavi edilir?
Kronik böbrek yetersizliğinin geri dönüşümsüz son evresi olan ‘son dönem böbrek yetersizliği’nde kaybedilmiş olan böbrek fonksiyonları sadece ‘diyaliz’ veya ‘böbrek nakli’ ile yerine konulabilir. Bu nedenle adı geçen tedavi yöntemleri ‘renal replasman tedavileri’ (böbrek yerine koyma tedavileri) olarak adlandırılır. Son dönem böbrek yetmezliği dendiğinde artık böbreklerin işlevinin yüzde 90’ından fazlasını kaybettiğini anlıyoruz. Bu durumda böbreğinin görevini üstlenecek bazı tedavi yöntemleri gerekiyor. Elbette böbrek yetmezliği yaşayan hastalar bu açıdan diğer organ yetmezliği yaşayan hastalara kıyasla daha şanslılar, bir nevi kötünün iyisi. Çünkü kalp, karaciğer gibi diğer organ yetmezlikli hastaların diyaliz gibi bir şansları yok.
Bu hastalar organ bulamadıkları takdirde kısa süre içinde hayatlarını kaybediyor. Halbuki böbrek yetmezliği olan hastalar diyaliz yöntemlerinden biriyle yaşamlarını şöyle veya böyle idare ediyor.
Diyaliz tedavisi nedir? Çeşitleri nelerdir?
Diyaliz tedavisi hemodiyaliz ve periton diyalizi olmak üzere iki şekilde uygulanabilir. Hemodiyaliz (halk arasında makine diyalizi); bir makine aracılığıyla hastanın kanının özel bir filtreden süzdürülerek, içindeki zararlı maddelerin temizlendiği ve temizlenen kanın tekrar hastaya geri verildiği bir tedavi şeklidir. Genellikle haftada üç gün dörder saat yapılır. Aynı zamanda hemodiyaliz sırasında vücutta fazladan birikmiş suyun çekilmesi de mümkün.
Periton diyalizi (karın diyalizi) ise; karna takılan plastik bir tüp (kateter) ve karın boşluğuna verilen özel bir sıvı (periton diyaliz solüsyonu) aracılığıyla hastanın periton zarından (karın zarından) filtre olarak yararlanılarak yapılan diyaliz yöntemidir.
Tüm yerine koyma tedavilerinin birbirine göre avantaj ve dezavantajları vardır. Bununla birlikte böbrek nakli son dönem böbrek yetersizliğinde tüm dünyada en ideal tedavi yöntemi olarak kabul ediliyor.
Özgür Gökmen Çelenk / Radikal |
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 10 Eylül 2009 Perşembe 12:11 |
|
|
|
|