|
ARAP BASINI: YENİ TÜRKİYE |
|
|
Arap basınında bugün İsrail'i Anadolu Kartalı tatbikatından silen Türkiye, Suriye ile geliştirdiği yeni stratejik ilişkileri ile gündeme oturuyor. Öte yandan her ne kadar ertelense de Goldstone raporunun İsrail üzerindeki olumsuz etkileri ele alınıyor.
Arap basınını bugün en çok meşgul eden konu İsrail'e karşı ardarda attığı beklenmedik adımlarıyla dünyanın ilgi odağı haline gelen Türkiye. Son yıllarda AB'ye girmekten yana ümidini kestiğine işaret edilen Ankara'nın artık Batı yerine Doğu'ya yönelen yeni bir anlayışı benimsediği bu bağlamda da İsraille stratejik ilişkileri yavaş yavaş koparmaya gittiği ifade ediliyor. Diğer yandan İsrail'e bir kar olarak döneceği düşünülen Goldstone raporunun ertelenmesi meselesinin tahmin edildiğinin aksine İsrailliler üzerinde yine de olumsuz etki yaptığı, İsraillilerin büyük bir psikolojik baskı ve şok yaşadıklarına dikkat çekiliyor.
Birleşik Arap Emirlikleri'nden yayımlanan Daru'l Haliç gazetesi bugünkü ''Yeni Türkiye'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''Türkiye'nin son olarak ABD'nin de katılacağı ortak Anadolu Kartalı tatbikatına İsrail'in katılmasını iptali kararına yüzeysel bir bakışla değil Türkiye'nin senelerdir; özellikle de Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinden bu yana Tel Aviv ile Ankara arasındaki stratejik birliğin etkilerini kısıtlamaya yönelik eğilimleri açısından bakmak gerekir. Türkiye'nin bu değişiminin zirvesi ise Gazze'ye yönelik Siyonist saldırı, işgal askerlerinin yaptıkları soykırım ile Türkiye başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos Ekonomik Forumunda Siyonist varlığın cumhurbaşkanı Şimon Peres'in yüzüne karşı konumda ve diğer Türk liderlerinin tavırlarında kendini gösteren ayaklanmada yaşandı.
Bugün Türkiye'nin Siyonist varlık ve Arap devletleriyle ilişkilerinin dünkü gibi olmadığı açıktır. Orada çıkış noktasını Türkiye'nin coğrafik konumundan ve tarihi rolünden alan Doğulu bir siyasete dayanan yeni bir Türkiye yaklaşımı bulunmaktadır. Bu yaklaşım sayesinde Türkiye, konum ve rolünü yansıtacak şekilde bölgesel yönelim ve konumların belirlenmesinde merkezi bir rol oynayacaktır. İsrail bu ''Türk devrimi''nden aşırı endişe duymaktadır. Siyonist varlık liderleri Türkiye'nin Avrupa ve ABD'deki çıkarlarına zarar verip intikam almaya çalışmaktadır. Arap ülkeler Türkiye'nin savaşına girdiği bu sahnede yerini muhakkak almalıdır. Çünkü bu bizim bölgemizin sahnesidir ve bu savaşın sonuçları, getirecekleri bizi direk ilgilendirmektedir.
Orta Doğu'da yeni bir birliğe doğru
Londra'dan yayımlanan El-Kudsu'l Arabi gazetesi bugünkü ''Suriye-Türkiye-İran Üçgeni'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''Suriye-Türkiye ilişkileri her alanda hızla gelişiyor. Dün iki ülkenin serbest ticaret bölgesi kurulması ve iki ülke vatandaşlarına vize uygulamasının kaldırılmasını içeren bir anlaşmaya imza atması da bu gelişmenin canlı ve pratik olarak şekillendirilmesini ifade ediyor. Dikkat çekici olan nokta ise Türkiye-Suriye ilişkilerinin gelişmesinin Türkiye-İsrail ilişkilerinin zayıflamasıyla eşzamanlı gelmesidir. Öyle ki Türkiye liderliği, göklerinde Amerika'nın gözetiminde ve ABD uçaklarının da katılımıyla gerçekleşecek ortak tatbikata İsrail uçaklarının katılımını iptal etti. Türkiye ayrıca, bazı Avrupa devletlerinin ırkçılığı ve 70 milyondan fazla vatandaş barındıran Beyaz Hıristiyan locasında Müslüman bir devletin varlığını istememesi nedeniyle AB'ye girme çabalarının meyvesini vermeyeceğinden emin olduktan sonra eski Osmanlı günlerinde olduğu gibi Doğu'ya yöneldi.
Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze saldırısına karşı koyması ve geçen yıl İsrail cumhurbaşkanını yalancılıkla hükümetini de çocukları öldürmekle suçlayıp İsviçre'de yapılan Davos Ekonomik Forumu'ndan çekilmesiyle Arap kamuoyunda büyük popülarite kazandı.
Eğer yeni Türkiye-Suriye birliğine İran da katılırsa ittifak, etkisi sınırsız bir aşamaya girer. Suriye'nin İran liderliğiyle iyi ilişkileri nedeniyle bu hususta etkin bir rol oynayarak böyle bir ittifakın sağlanması uzak bir ihtimal değil.
Bizler şu an da bölgede Suriye, İran ve Türkiye'yi kapsayan yeni bir bölgesel üçgenle karşı karşıyayız. Bu üçgen belki de bölgede otuz yıldan fazla hüküm süren Suriye-Mısır-Suudi Arabistan üçgenin yerini alır. Suriye bu üçgenden, Orta Doğu bölgesinde yeni bir aşama başlatacak daha geniş bir İslami bölgesel birliğe doğru ayrıldı.
İsrail Goldstone raporunun şokunu yaşıyor
Suudi Arabistan'dan yayımlanan El-Riyad gazetesi yazarlarından Yusuf Alkwylit bugünkü ''Goldstone ve Mitchell arasında İsrail'' başlıklı makalesinde şu ifadelere yer veriyor; ''Goldstone raporu İsrail'de korkunç bir sarsıntıya neden oldu. Çünkü Yahudi diyanetine tabi bir yargıç tarafından hazırlanan bu rapor sadece gerçeği ortaya koyuyor. Ayrıca bu yargıç daha önce Güney Afrika'daki ülkesindeki ırkçı ayrımcılığı kınamış, Sırbistan'da işlenen suçları araştırmaya kalkmıştı. Gazze saldırısının bir savunma saldırısı olmadığı aksine gerçek savaş suçu olduğunu ortaya koyan raporu İsrail'i şok etti. Davanın sahibi Fetih ve Hamas arasındaki anlaşmazlıklar ve kararı erteleyen erteleme bir yana bu rapor siyasi ve manevi değerinden birşey kaybetmiş değildir. Raporun psikolojik ve insani baskısı İsrail'i, uluslararası yasal kovuşturmayı önlemek için ve ülkelerinin sınırlarından çıkmamaları gayesiyle bu savaşı planyayanları, savaşa katılanları ve karar verenleri tutuklamaya zorlayabilir.
Diğer darbe ise Filistinliler ve İsrailliler arasında müzakerelerin sürdürülmesinde başarısız kaldığı için ABD elçisi George Mitchell'in istifa etmesi yönündeki işaretlerdir. Belki İsrail duvarlarına çarpması ve en önemlisi yerleşimin durdurtulması olan gerekliliklerini yerine getirmeyen Amerikan hükümeti tarafından uygunsuz kibarlık tavırlarının sergilenmesi istifasını garantileyen sebeplerdir.
Ancak başarısızlık başkan Obama'nın siyaseti için geçerli olacaktır. Çünkü İrlanda'nın İngiltere ile sorununu çözmekte başarılı olan Mitchell, Orta Doğu davasında sınıfta kalmayı sadece kişisel değerlendirmeler nedeniyle değil aynı zamanda kendisine ve görevine duyduğu saygıdan ötürü kabul etmeyecektir. Kendisinin görevin zorluğunu ve Amerikan hükümetinin doğru çözüm mantık ve kannatine ulaşmak istediğindeki ciddiyetsizliğini idrak eden tek uluslararası elçi olmaması umulur.
Mitchell'in istifa etmesi Amerikan başkanının bölgedeki görevini artıracakve karmaşık sorunları çözmede kabiliyetinin kendisinden başkalarının kabiliyetlerini aşmasını sağlayacak. Ancak neticede mantıksal bir değişim gerçekleşmeyecek. Çünkü İsrail'in Amerika ile sorunu tüm başkanlarıyla, temsilcileriyle ve köklüdür.
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 14 Ekim 2009 Çarşamba 15:48 |
|
|
|
|