'Din ve Toplum' ana temasıyla toplanan 4. Din Şurası kararlarına ilişkin bilgi veren Ali Bardakoğlu merkezi sistemden ezan okumayı kaldıracaklarını açıkladı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, 'Din dili deyince dinin anlattıklarının, muhtevasının, mesajının ve davetinin toplumun her kesimine anlayacağı şekilde ulaştırılmasını kastediyoruz. Yoksa bizim dışımızdaki ortakların bizden beklediği şekliyle dini anlatmayı kastetmiyoruz' dedi.
Bardakoğlu, Bilkent Otel'de düzenlediği basın toplantısıyla 'Din ve Toplum' ana temasıyla toplanan 4. Din Şurası kararlarına ilişkin bilgi verdi.
Şurada, sorunlar ve çözüm önerileri konusunda farklı bakış açılarının dile getirildiğini ve tartışma imkanı doğduğunu belirten Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 'kendilerini öne çıkarmayı ve kendilerine alan açmayı değil, dinin huzur, sevgi ve barış ikliminden herkesin yararlanmasını sağlamayı amaçladıklarını' vurguladı.
Din ve toplum konularını ele almakta öteden beri ihtiyatlı olduklarına dikkati çeken Bardakoğlu, ancak kurum olarak İslamın inanç, ibadet ahlak esasları hakkında toplumu bilgilendirmekle yükümlü bulunduklarını, ahlak deyince de sadece bireysel değil, sosyal ahlakı anladıklarını dile getirdi. Bardakoğlu, bu nedenle şurada 4 komisyonda 'din ve toplum' konusunun ele alındığını, sosyal açılımlı din hizmetlerinin bu çağda nasıl olması gerektiğinin tartışıldığını, Başkanlığın din dilini ve dini anlatırken kullandığı iletişim araçlarının nasıl yenilenebileceği üzerinde kafa yorulduğunu söyledi.
Şurada, aile, din ve toplum hizmetleri konusunda sağlam bilgilere ihtiyaç duyulduğu ve Diyanet İşleri Başkanlığının, din ve toplum araştırmalarını besleyecek, sağlam veri tabanıyla hizmetlerini geliştirecek bir araştırma merkezi kurması yönünde karar alındığını belirten Bardakoğlu, toplumdaki hareketliliği gözlemeden masa başında hizmet üretmenin doğru olmayacağına işaret etti.
'Din sadece bilmek için değil, bildiklerimizi davranışa dönüştürmek için vardır' diyen Bardakoğlu, şuranın bu amaçla insanlara duygu ve ahlaki eğitim verilmesini tavsiye ettiğini dile getirdi.
'HİÇBİR SİYASİ PROJENİN BİR PARÇASI DEĞİLİZ'
Şuranın açılışında üzerinde durulan 'din dili' konusunun ulusal ve uluslararası hiçbir siyasi projeyle ilişkilendirilmemesi gerektiğini vurgulayan Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bu bize ve bizim bütün iyi niyetli gayretlerimize büyük bir haksızlık olur. Din dili deyince dinin anlattıklarının, muhtevasının, mesajının ve davetinin toplumun her kesimine anlayacağı şekilde ulaştırılmasını kastediyoruz. Yoksa bizim dışımızdaki ortakların bizden beklediği şekliyle dini anlatmayı kastetmiyoruz. Din dili konusundaki çabalarımızın herhangi bir siyasi projeyle, ılımlı İslamla ilişkilendirilmesi, sadece bizim insanımızın zihninde olan herşeyi magazinleştirme yanlışının bir parçasıdır. Biz dini din olarak anlıyor, dini din olarak anlatıyoruz. Hiçbir siyasi projenin bir parçası değiliz ve dini bütün bunların üzerinde görmeyi dinimize bağlılığımızın bir gereği sayıyoruz.'
Dini anlatırken, toplumun, insanın ve gençlerin anlayacağı bir dil kullanmanın gerekliliğine vurgu yapan Bardakoğlu, hutbe ve vaazlara yapılan en ciddi eleştirilerden birinin kullanılan dilin akademik bir dil olmasından kaynaklandığına dikkati çekti. Bardakoğlu, insanın bulunduğu bölgeye, eğitimine ve algılama kapasitesine uygun bir söylem geliştirmenin önemine değinerek, toplum kültürünü besleyen halk din kitaplarına ihtiyaç olduğunu söyledi.
Basit dille yazılan küçük kitapların büyük beğeni topladığını ifade eden Bardakoğlu, akademik dilden vazgeçmeden, insanları aydınlatabilecek bir üslup bir söylem üretmek gerektiğini belirtti. Bardakoğlu, şuranın başkanlığa bu konuda da tavsiyede bulunduğunu bildirdi.
'DİN HER SABAH KALKTIĞIMIZDA YENİDEN KONUŞACAĞIMIZ BİR KONU DEĞİL'
Medyanın dini konulara bakış açısına da değinen Bardakoğlu, son zamanlarda dini konuların daha ciddiyetle ele alındığını görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Dinin sadece hüzün, melankoli ve kıssadan ibaret olmadığını vurgulayan Bardakoğlu, dinin düşünsel ve entelektüel yönünün ve toplumsal ahlakı onarıcı yanının da ele alınması gerektiğini ifade etti.
Şura üyelerinden, 'Diyanetin medyada yer alan din tartışmalarına uzak durduğu' eleştirisi geldiğini ve buna kısmen kendisinin de katıldığını belirten Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ancak dini konuları ağırbaşlılıkla sağduyu ve ciddi bilgilerle ele almak çoğu zaman insanlara ilginç gelmiyor. Bazen benim dakikalarca yaptığım röportajlar, medyatik bulunmadığı için genellikle değerlendirilmiyor. İnsanların zihninde şok etkisi yapan, çok yeni farklı söylemler tercih ediliyor. Biz de sırf medyada bizden söz edilsin diye her gün yeni bir şey söyleyemeyiz. Din her sabah kalktığımızda yeniden konuşacağımız bir konu değildir. Bu din 14 asırdır vardır ve biz dini, ana kaynaklarının ışığı altında, 14 asırlık sahih geleneğimizi de göz önüne alarak, ama günümüzde, 21. yüzyılda yaşadığımızı fark ederek anlatmak zorundayız. Başkanlık mensuplarından, ilahiyat fakültesinin ciddi öğretim üyelerinden de her sabah din konusunda yeni bir şey beklemeyin.'
'YÜREĞİMİZDE AZ BİR SIZI, AZ BİR İNSAN SEVGİSİ VARSA...'
Şurada cinsel istismar konusunun da ele alındığını hatırlatan Bardakoğlu, tebliğlerin 'bu konuda çok da iyi bir noktada bulunulmadığını ve bu alandaki özgürlüklerin giderek toplumu aşındırdığını' ortaya koyduğunu ifade etti.
Gazetelerin 3. sayfalarını her gün dolduran, özellikle son birkaç yılda iyice gözler önüne serilen olayların, herkesi düşündürmesi gerektiğini vurgulayan Bardakoğlu, 'Gençlerimizin etrafını saran tehlikeler konusunda ne dindar olmak ne anne-baba olmak gerekir ne de öğretmen ve imam olmak gerekir. Yüreğimizde az bir sızı, az bir insan sevgisi varsa, yarınımız hakkında biraz endişemiz ve umudunuz varsa, biz bu tehlikeleri görmeliyiz ve birlikte çare aramalıyız. Bu hepimize düşen ortak bir sorumluluktur' dedi.
Bardakoğlu, şuranın diyanet işleri başkanlığını bu konuda daha aktif rol almaya ve etkili şekilde çalışmaya davet ettiğini söyledi.
Aile kurumunun önemine değinen, aile ve irşat bürolarını dini rehberlik açısından önemsediklerini vurgulayan Bardakoğlu, aile içi sorunların çözümünde dinin yara sarıcı yönünü ortaya çıkardıkları için başkanlığın kadın personeline teşekkür etti.
'GENÇLERİN ZİHNİNİ BULANDIRACAK ROL MODELLERDEN KAÇINILMALI'
Televizyon dizilerinde ve filmlerde daha özenli davranılmasını da isteyen Bardakoğlu, 'evlilik dışı ilişkileri normal gösteren ve alıştıran ahlaki yanlışları sıradanlaştıran' filmlerden ve rol modellerden kaçınılması gerektiğini söyledi.
'Geleceği inşa ederken bu yanlışların bir çukur olduğunu ve bunlara düşersek bir daha kalkamayacağımızı bilmemiz gerekiyor' diyen Bardakoğlu, ahlaki ve manevi değerleri korumada herkese görev düştüğünü dile getirdi. Bardakoğlu, çocukların ve gençlerin zihnini bulandıracak rol modellerden kaçınılmasının şuranın temennisi olduğunu bildirdi.
Medyada dinin ve din adamlarının imajını zedeleyen her türlü resimden, çizgiden ve fotoğraftan kaçınılması gerektiğini belirten Bardakoğlu, toplumu manevi kültürel yönden eğiten insanların imajı zedelendiğinde, herkesin zarar göreceğini ifade etti.
Din hizmetlerinin cami dışına çıkması için sosyal açılımlı din hizmeti kavramını geliştirdiklerini anımsatan Bardakoğlu, çevre bilincinin oluşması, kan davalarının önlenmesi, barışın sağlanması, ağaçlandırma, çevre sağlığı, yoksullukla mücadele, kız çocuklarının okutulması, aile içi şiddetin önlenmesinde, din görevlilerinin toplumsal zihniyet dönüşümünü gerçekleştirmesi gerektiğini vurguladı.
Bardakoğlu, 'her insana ulaşan, her insana kapısını, gönülü açan din görevlisi' profilinin peşinde olduklarını belirterek, 'bu bizim sevdamızdır, bu bizim hayalimizdir' dedi.
'REHBERLER CAMİLERİN MANEVİ VE KÜLTÜREL YÖNÜNÜ DE ANLATSIN'
Şura üyelerinin, vaazların ve hutbelerin birebir yapılması halinde daha etkili olacağını dile getirdiklerini anlatan Bardakoğlu, ancak sınırlı kadro nedeniyle başkanlık olarak merkezi vaaz sisteminden yararlandıklarını söyledi.
Başkanlık bünyesindeki yüzde 10-15 olan ilahiyat fakültesi mezunu oranını arttırmayı hedeflediklerini belirten Bardakoğlu, kademeli olarak merkezi vaaz uygulaması yerine din görevlisinin alın terinin ürünü hutbe ve vaazla topluma ulaşmayı amaçladıklarını kaydetti.
Merkezi ezanın da kademeli olarak kaldırılacağını, din görevlilerinin kendi edasıyla sedasıyla ezanı okumasının teşvik edileceğini bildiren Bardakoğlu, imkanlar yetersiz olduğu zaman merkezi sisteme geçtiklerini dile getirdi.
Bardakoğlu, şurada ayrıca yer değiştiren vatandaşlara daha iyi din hizmeti sunulması, yabancı turistlere camileri gezdiren rehberlerin bu yapıların sanatsal yönünün yanında manevi ve kültürel geçmişini de anlatması, gençlerin sigara, alkol ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklardan kurtarılmasında diyanetin aktif rol alması yönünde tavsiye kararları alındığını dile getirdi.
CAMİLERDE GÖRSEL SUNUM ÖNERİSİ
Şurada camilerde kültürel ve sosyal merkezler açılmasının da önerildiğini söyleyen Bardakoğlu, bunun vatandaşların bir araya gelmesi, cami görevlilerinin de sosyal hayata katılması için önemli olduğunu dile getirdi.
Bardakoğlu, vaaz ve irşat faaliyetlerinde gelişen teknolojiden yararlanılmasının da tavsiye edildiğini belirterek, bu kapsamda camilerde görsel sunumların yapılması yönünde önerilerin getirildiğini kaydetti.
|