|
|
İç kapağında, “M.E.B. Tavsiyeli İlköğretim 100 Temel Eserden Seçmeler Dizisi” yazan kitap, bize daha çok günümüzün soğuk Amerikan şakaları tarzı bir derlemesi gibi göründü. İşte kitaptaki ilk bilmece: “Adam saçını ıslatmadan şampuanlamış, neden?” Cevabını söyleyebilecek misiniz bakalım! Kitaptan okuyalım: “Çünkü kuru saçlar için yazıyormuş.” Bu kitaba bakıp, “100 temel eser 100 temel rezalete dönüştürülmüş” demekten kendimi alamadım.
Millî Eğitim Bakanlığı 2004’te ilk ve orta öğretimde okunacak eserlerle ilgili bir çalışma başlattı. Bunun için, konuyla ilgili kişilerin görüşlerinin alınması yoluna da gidildi. Çocuklarımızın ortak hafızasını oluşturacak edebiyat ve fikir eserlerinin seçimini o zaman “çok geç kalmış hayırlı bir iş” olarak nitelendirmiştik.
İlk ve orta öğretimde okutulması düşünülen Türk ve dünya edebiyatının yüz eserinin belirlenmesi ile ilgili toplantıya bakanlığın müsteşarı başkanlık etmiş, ilim ve edebiyat dünyasından farklı kesimleri temsil edebilecek isimler katılmıştı. Bu toplantıda farklı kesimlerden gelen, yazar, ilim ve fikir adamları çok sağlam bir müşterek zemin bulmuşlar, bu arada ortaya çıkan listelerde neredeyse yüzde doksan nisbetinde benzerlik olduğu görülmüştü. Daha sonra, Bakanlık, 73’ü Türk edebiyatından, 27’si dünya edebiyatından yüz eserlik bir liste yayınladı. Yaşayan yazarların yer almadığı bu listeyi biz de gazetelerde gördük.
Türkiye şartlarında Millî Eğitim Bakanlığı’nın tâbi olduğu kayıtlar, sınırlamalar, resmî ideoloji aşılama yönündeki görevleri (!) ve muhtemelen şahsî yaklaşımlar bu listeye çeşitli şekillerde yansımıştı.
Zamanında bu liste ile ilgili görüşlerimizi muhtelif yazılarda ele almıştık. Buradaki esas hareket noktamız, bu konuda geç kalınması idi. Bundan kırk, elli yıl önce klasik eserlerimizle ilgili bir liste hazırlansaydı da biz şimdi bu listeyi tadil etmek veya genişletmek için uğraşsa ve tartışsa idik! Klasiklerimiz bizi ortak dile ve değerlere yaklaştıracağı için bugünkü anlama problemleri ile de pek fazla karşılaşmayacaktık. Durmuş oturmuş bir dilimiz, bu durmuş oturmuşluktan ötürü güçlü bir fikir ve sanat hayatımız ve ciddî bir edebî-kültürel birikimimiz olacağı görüşündeydik.
Konuyla ilgili esas fikrimiz ise, “Millî Eğitim Bakanlığı’nın, gecikmiş fakat önemli teşebbüsündan çıkan sonuçlar, temel eserler listesinin resmî çerçevede değil, geniş bir uzlaşma zemininde, sivil girişimle oluşturulabileceğini bir daha gösterdi” şeklinde idi.
Bizim üzerinde durduğumuz eserlerle, orta öğretimde, yani 5. sınıftan sonra okunabilecek kitaplarla ilgili idi. Bakanlığın, ilk öğretimin ilk kademesi için de bir liste hazırladığını bilmiyorduk. Meğer böyle bir liste varmış bu listede, anonim halk edebiyatı mahsulleri maniler ve bilmecelerden seçmeler de yer alıyormuş.
“Türk Bilmecelerinden Seçmeler” isimli kitabı görünce, konudan haberdar olduk.
Kapağa bu “bilmece”lerden birkaç tanesini koymuşlar. Bu örneklere bakınca, “bilmece kavramı nasıl da değişmiş!” demekten kendimizi alamadık!
Düşünen file ne denirmiş? “Filozof” denirmiş!
Temel her şimşek çaktığında saçını başını düzeltiyormuş. Niçin? Fotoğrafının çekildiğini zannediyormuş! Vs. vs.
İç kapağında, “M.E.B. Tavsiyeli İlköğretim 100 Temel Eserden Seçmeler Dizisi” yazan kitap, bize daha çok günümüzün soğuk Amerikan şakaları tarzı bir derlemesi gibi göründü.
İşte kitaptaki ilk bilmece: “Adam saçını ıslatmadan şampuanlamış, neden?”
Cevabını söyleyebilecek misiniz bakalım!
Kitaptan okuyalım: “Çünkü kuru saçlar için yazıyormuş.”
Bu kitaba bakıp, “100 temel eser 100 temel rezalete dönüştürülmüş” demekten kendimi alamadım.
Konu önemli, yarın da devam edeceğiz! |
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 18 Aralık 2009 Cuma 17:40 |
|
|
|
|