|
ÖSYM SINAV SORU SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRİYOR |
|
|
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 12 yıl önce bilgiden çok yeteneğe dayalı soruların sorulduğunu ve bu sistemi değiştirmek için çalışma yaptıklarını söyledi.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, gelecek yıllarda üniversiteye giriş sınavlarında açık uçlu soru sormayı düşündüklerini belirterek, ''2010 yılında sınav sisteminde yapılan bu değişiklik, açık uçlu soruların ileriki yıllarda sorulmasına altyapı oluşturacak'' dedi.
Yarımağan, Okan Üniversitesinin Akfırat Yerleşkesinde düzenlenen ''YGS-LYS-2010 Üniversite Giriş Sistemi'' konulu programda, sınav sistemi ve yapılan değişiklikler hakkında bilgi verdi.
Sınav sisteminde 1998'de yapılan değişiklikle bilgiden çok yeteneğe dayalı soruların sorulduğu bir sisteme geçildiğini belirten Yarımağan, amacın, dershaneye giden adayların mümkün olduğu kadar okula devamlılığını artırmak olduğunu kaydetti.
Bu sistemin beklenen sonuçları vermediğini, sistemde bazı olumsuzlukların görüldüğünü ifade eden Yarımağan, bu olumsuzlukları; lise öğrencilerinin sınavda sorulmuyor diye 11 ve 12'nci sınıflardaki derslerle ilgilenmemesi ve öğrencilerin üniversiteye bilgi açısından yetersiz gelmesi şeklinde sıraladı.
Yarımağan, 2005'te göreve geldiğinde sistemi lise müfredatını içeren bir yapıya kavuşturduklarını anlattı.
2010'da yapılan değişikliğin, geçen yıllarda yapılan değişikliklere oranla çok daha küçük bir değişiklik olduğunu vurgulayan Yarımağan, içerikte hiçbir değişikliğe gidilmediğini söyledi.
Bu yıl yapılan değişikliğin bir amacının da açık uçlu sorular sorulmasına olanak sağlamak olduğunu aktaran Yarımağan, ''Önümüzdeki yıllarda sınavlarda açık uçlu soru sormayı düşünüyoruz. 2010 yılında sınav sisteminde yapılan bu değişiklik, açık uçlu soruların ileriki yıllarda sorulmasına altyapı oluşturacak'' diye konuştu.
Açık uçlu soru sisteminin uygulanabilmesinin, sınava giren öğrenci sayısında belirli bir azalmanın sağlanmasıyla olabileceğini belirten Yarımağan, ileriki yıllarda da öğrenci sayısının azalacağını düşündüklerini kaydetti.
Önümüzdeki üç-beş yıl içinde geçmeyi düşündükleri açık uçlu soru sisteminin, sınavı orta öğretimin olumsuz etkilerinden de kurtaracağını anlatan Yarımağan, açık uçlu sorunun da; altında cevapları olmayan, adayların yorum yapmasına olanak veren ve adayların çözüm yaparak sonuca ulaşmalarını sağlayan sorular olduğunu kaydetti.
SİSTEMDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN AMAÇLARI
Yarımağan, 2010 yılında sistemde yapılan değişikliklerin amaçlarını ise şu şekilde sıraladı:
''Her adayın cevaplandırmak istediği testlerin yer alacağı sınavlara katılmasını sağlamak. Sınav sayılarını artırarak, ölçme ve değerlendirme geçerliliğini artırmak, yan faktörlerin rolünü azaltmak. Testlerin sürelerini ayırarak adayların ders düzeyindeki bilgilerini sağlıklı biçimde ölçmek. Puan türlerini artırmak ve her yüksek öğretim programı için daha uygun program türünü belirlemek. Bütün bunların sonunda, yerleştirme işlemlerinin geçerliliğini artırmak. Açık uçlu soruların da sorulabileceği bir sistem oluşturmak.''
11 Nisanda yapılacak birinci aşama Yüksek Öğretime Geçiş Sınavında (YGS) toplam 160 sorunun 160 dakikada cevaplanacağını söyleyen Yarımağan, testlerin ortak müfredata dayalı testler olduğunu kaydetti.
YGS puanlarının en küçüğünün 100, en büyüğünün 500 olarak hesaplanacağını ifade eden Yarımağan, taban puanı-1'de 140 puanla ön lisans ve açık öğretim programlarını tercih etme hakkı elde edileceğini kaydetti.
Taban puanı-2'de 180 puanla ikinci aşama sınavlara (LYS) katılma hakkı kazanılacağını anlatan Yarımağan, taban puanı-3'te 180 puanla da birinci aşama (YGS) puanlarıyla öğrenci alan lisans programlarını tercih etme hakkı kazanılacağını söyledi.
İkinci aşama olan Lisans Yerleştirme Sınavında (LYS) adayların matematik, fen bilimleri, edebiyat-coğrafya sosyal bilimler ve yabancı diller testlerine tabi tutulacağını kaydeden Yarımağan, LYS puan değerleri aralığının ise en küçük 100, en büyük 500 puan olarak hesaplanacağını aktardı.
Yarımağan, LYS'de taban puan-3'te 180 puanla adayların LYS puanıyla öğrenci alan lisans programlarını tercih edebileceğini belirtti.
LYS'de uygulanacak Türkçe testinde Türkçeyi kullanma gücüyle ilgili sorular, Sosyal Bilimler testinde sosyal bilimlerdeki temel kavram ve ilkelerle düşünmeye dayalı sorular bulunacağını ifade eden Yarımağan, Sosyal Bilimlerde Tarih'ten 17, Coğrafya'dan 14 ve Felsefe'den 9 soru yöneltileceğini kaydetti.
Yarımağan, Temel Matematik testinde adayların matematiksel ilişkilerden yararlanma gücünün ölçüleceğini dile getirerek, fen bilimlerindeki temel kavram ve ilkelerle düşünmeye dayalı soruların yer alacağını Fen Bilimleri testinde de Fizik'ten 14, Kimya ve Biyoloji'den 13'er soru bulunacağını bildirdi.
YGS'DE CEVAPLAR HER TEST İÇİN AYRI AYRI DEĞERLENDİRİLECEK
YGS'de uygulanan testlere verilen cevapların her test için ayrı ayrı değerlendirmeye alınacağını söyleyen Yarımağan, YGS'nin değerlendirilmesi sonucu her bir aday için YGS-1, YGS-2, YGS-3, YGS-4, YGS-5 ve YGS-6 olmak üzere 6 ayrı puan türü oluşturulacağını aktardı.
Sınavda 140-180 arası puan alan adayların sadece meslek yüksekokulu ön lisans programları ile açıköğretim programlarını tercih edebileceğini vurgulayan Yarımağan, YGS puanlarından en az biri 180 olan adayların LYS'ye girmeye hak kazanacağını ifade etti.
Yarımağan, özel yetenek sınavıyla öğrenci alan yüksek öğretim programlarına başvurabilmek için ise YGS puanlarından en az birinin 140 ve üzeri olması gerekeceğini söyledi.
Ünal Yarımağan, yerleştirme puanları hesaplanırken Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı (AOBP) katsayı değerinin alan içi programlar için 0.15, alan dışı programlar için ise 0.13 olacağını aktardı.
Meslek lisesi ve öğretmen lisesi çıkışlı adaylar kendi alanlarındaki lisans programlarına yerleştirilirken yerleştirme puanlarına eklenecek ek puanın ''0.05 x AOBP'' olarak hesaplanacağını dile getiren Yarımağan, YGS ve LYS puan türlerinin herhangi birinde ilk bine giren adayların, bu puan türüyle yerleştirilirken AOBP katsayısının alan içi ve alan dışı tüm programlar için 0.15 olacağını belirtti.
Yarımağan, bir önceki yıl bir yüksek öğretim programına merkezi sistemle yerleştirilen veya ön kayıtla kaydolan adayların yerleştirme puanları hesaplanırken katsayıların yarısının alınacağını dile getirdi.
Ortaöğretim başarısının alan içi yerleşmedeki etkisinin 2010'da 2009'a göre azaldığını, alan dışı programlardaki etkisinin ise geçen yıla göre arttığını dile getiren Yarımağan, ek puanın etkisinin de 2009'a göre azaldığını ifade etti.
Yarımağan, 2009'da aşılması neredeyse imkansız olan ''alan içi-alan dışı farkı''nın ise 2010'da çok azaldığını söyledi.
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 17 Ocak 2010 Pazar 10:39 |
|
|
|
|