Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) hastalarında ''ALK'' mutasyonu bulunanlarda tedavi şansı sağlayan ileri evre hastaların kullanabileceği yeni bir ilaç geliştirildi.
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) hastalarında “ALK” mutasyonu bulunanlarda tedavi şansı sağlayan ileri evre hastaların kullanabileceği yeni bir ilaç geliştirildi. Henüz tüm faz çalışmaları tamamlanmamasına karşın, FDA tarafından başvuru için kabul edilen “Crizotinib” isimli ilacın daha önce 2-3 basamak tedavi almış ileri evre hastalarında kullanılmasıyla, yüzde 50'nin üstünde kısmi ya da tam yanıt elde edildi.
Faz-1 çalışmasına katılan ileri evre KHDAK'li ve ALK geninde mutasyon bulunan ve tedai almış 82 hastanın yüzde 57'sinde kısmi veya tam yanıt sağlanırken, katılımcı hastaların yüzde 33'ünde hastalık stabil kaldı ve genel hastalık kontrol oranı 8. haftada yüzde 87 bulundu. Altı aylık kanserin ilerleme ve yayılım göstermeden (progresyonsuz) sağ kalım olasılığı yüzde 72 olarak hesaplandı.
Akciğer kanseri, dünya genelinde erkeklerde önde gelen, kadınlarda ise ikinci sırada kanserden ölüm nedeni olarak gösteriliyor. Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK), akciğer kanserli hastaların yaklaşık yüzde 85'ini oluşturuyor. KHDAK hastalarının yaklaşık yüzde 75'i metastatik ya da ileri düzeyde bulunuyor.
"STANDART TEDAVİ SEÇENEKLERİNİN YÜZDE 15'NDE YANIT ALINIYOR"
Pfizer Onkoloji İş Birimi Başkanı ve Genel Müdürü Garry Nicholson, ilerlemiş küçük hücreli dışı akciğer kanseri için mevcut standart tedavi seçeneklerinin, sadece yüzde 15 dolaylarında yanıt sağladığını söyledi. Mevcut standart tedavi olan platin bazlı kemoterapinin radyoterapi kombinasyonu ile hastaların yüzde 15'inde 5 yıl sağ kalım elde edilebildiğini ifade eden Nicholson, “Ne yazık ki KHDAK, kemoterapiye orta derecede duyarlıdır. Yeni ve eski kemoterapi ajanlarının kombinasyonları ile bile hastaların yalnızca yüzde 20-25'inde tedavi yanıtı ve yüzde 30-35'lik bir yıllık sağ kalım oranı sağlanmaktadır” diye konuştu.
Nicholson, küçük hücreli dışı akciğer kanserlerinde saptanan çok sayıda gen mutasyonu bulunduğunu anlatarak, şöyle devam etti: “KRAS, EGFR, BRAF, HER2, ALK, MET bunlardan bazılarıdır. Bu hastaların yüzde 3-5'inde 'ALK' geninde mutasyon görülür. Bunlar genellikle nispeten genç yaşta, sigara içicisi olmayan ve kanser hastalardır. ALK, tümör büyümesinin durması veya tümör gerilemesi ile ilişkilidir.
Bilimsel gelişmeler, ALK'nin kanserde yeni tedavi hedefi olarak tanımlanmasına yol açmıştır. ALK baskılandığında, tümör hücrelerindeki önemli büyüme ve sağ kalım yolakları engellenmekte, bu da tümörlerin stabilizasyonuna veya tümörün gerilemesi-küçülmesine (regresyon) yol açabilmektedir. Dünya genelinde yılda 40 binden fazla yeni tanı konmuş KHDAK hastasının ALK-pozitif olduğu tahmin edilmektedir. KHDAK tümörlerinin yaklaşık yüzde 3-5'i ALK-pozitiftir. İleri evre KHDAK hastaları ya önceden cerrahi yolla alınmış bir patoloji numunesi, ya da bir core biyopsisinden tümörün moleküler karakterizasyonu yoluyla ALK durumu açısından değerlendirilebilir.”
"FDA,BAŞVURU YAPILMASINI KABUL ETTİ"
Faz aşamaları devam eden ve küçük hücreli dışı metastatik ileri evre ve ALK tipi tümör yapısına sahip hastalarda ciddi iyileşme şansı sağlayan yeni keşfin “Critozinib (PF-02341066)” olduğunu belirten Nicholson, “Critozinib, araştırma aşamasındaki bir ilaçtır ve ruhsat otoriteleri tarafından henüz onaylanmamıştır” uyarısında bulundu.
Nicholson, Pfizer Crizotinib için Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi ile Japonya Sağlık, Çalışma ve Refah Bakanlığı'na eş zamanlı ilaç başvurusunda bulunduğunu anlatarak, “Yeni İlaç Başvurusu, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından dosyalanması kabul edilerek öncelikli değerlendirme statüsü tanındı. Japonya Sağlık, çalışma ve Refah Bakanlığı (MHLW) tarafından da kabul edildi” dedi.
FDA'nin öncelikli değerlendirme statüsünü, tedavide önemli avantajlar sunabilecek ya da hiçbir yeterli tedavinin olmadığı durumda tedavi sunabilecek ilaçlara tanıdığını dile getiren Nicholson, FDA'nın kararının çok önemli olduğunu vurguladı.
Nicholson, şu ana kadar elde edilen klinik çalışma sonuçlarının memnuniyet verici olduğunu ifade eden Nicholson, “Onaylandığı takdirde ALK-pozitif ileri KHDAK'li hastaların tedavisini değiştirebilir” dedi.
"HASTALARIN YÜZDE 33'ÜNDE HASTALIK STABİL"
Nicholson, “İlacın, ALK'yi baskılayarak tümör hücrelerinin büyümesi ve sağ kalımı için kritik önem taşıyabilen hücre yolağındaki bir dizi sinyali engellediğini” ifade ederek, Faz 1 çalışmasının sonuçlarının açıklandığı söyledi. Faz 1'e ilişkin verilerin ilk olarak Amerikan Klinik Onkoloji Derneği'nin 46. Yıllık Toplantısında ana oturumda paylaşıldığını belirten Nicholson'un verdiği bilgiye göre, Faz I çalışmasına katılan ilerlemiş KHDAK'li ve ALK geninde mutasyon bulunan, daha önce 2-3 basamak tedavi almış 82 hastanın yüzde 57'sinde kısmi veya tam yanıt elde edilirken, yüzde 33'ünde hastalık stabil kaldı. Genel hastalık kontrol oranı 8. haftada yüzde 87 bulundu. Altı aylık kanserin ilerleme ve yayılım göstermeden (progresyonsuz) sağ kalım olasılığı yüzde 72 olarak hesaplandı.
İlaca ilişkin şu an yürümekte olan klinik çalışmalar şöyle:
“PROFILE 1007 (A8081007): Daha önce en az 1 basamak tedavi almış ALK pozitif KHDAK hastalarında crizotinib'in anti-tümör aktivitesini ve güvenliliğini standart tedavi ile karşılaştıran randomize, açık etiketli Faz III çalışma.
PROFILE 1005 (A8081005): Daha önce birden fazla basamak kemoterapinin başarısız olduğu, ALK pozitif KHDAK hastalarında crizotinib (PF-02341066)'in etkililik ve güvenliliğini inceleyen açık etiketli, tek kollu, Faz II çalışma.”
İlaç, henüz ruhsat almadığından, şu an sadece klinik araştırma kapsamında kullanılabiliyor.
|