Uzmanlar, beyne oksijen taşınmasını, dolayısıyla beynin çalışmasını sağlayan demir vitamininin eksik edilmemesi konusunad vatandaşları uyarıyor.
Okula giden, sınava hazırlanan çocukların verimli olabilmek için öğünlerinde demirden zengin olan kırmızı et, yumurta, kuru baklagilller, pekmez, kuru kayısı, koyu yeşil yapraklı sebzeleri yeterince almaları gerektiği belirtildi.
“Çocuğunuza sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmak istiyorsanız buna küçük yaşlardan başlamalısınız. Özellikle tost ve hamburger, patates kızartması, kolalı içeceklerin bulunduğu kantinlerden karnını doyurmasındansa beslenme çantası alışkanlığı kazandırın” diyen uzmanlar, “Çocuğunuzun beslenme çantasında öğle yemeğine kadar arada yiyebileceği bir meyve, öğle yemeğinde ekmeğinin arasına konulacak peynir veya et/tavuk yanında bir kutu ayran veya bir kutu süt, yanında kuru meyveli bir-iki dilim kek veya evde yapılmış börek konulabilir” dedi.
-BEBEKLİK DÖNEMİNDE BESLENME NASIL OLMALI-
İlk altı ay önerilen tek şeyin anne sütü olduğunu belirten uzmanlar, “Anne sütü kadar kaliteli, ekonomik ve pratik başka bir besin daha yoktur. Altıncı aydan itibaren bebeklerin gerek enerji gereksinimlerinin artmış olması, gerekse fizyolojik değişikliklerinin karşılanması amacıyla ek besinlere geçilmeli. Bu sayede değişik tatlarla tanışan bebekler sonraki aylarda yeme alışkanlığını kolay kazanırlar. Elbette bu besinler bebeklerin ayına uygun şekilde sıralandırılarak verilmeli . Besleyici değeri yüksek ama alerji yapma niteliği az olan besinler ön planda tutulmalı.
Elma ve şeftali gibi asitsiz taze meyve suları veya bu meyvelerin püresi, patates, havuç gibi gaz yapmayacağı bilinen sebzelerle başlamak üzere hazırlanan sebze çorbaları veya sebze püresi, pirinçli çorbalar, yoğurt, peynir, pekmez, ekmek, yumurta bebek beslenmesinde kullanılan ek gıdalar. Bu besinler bebeğin ayına göre sırasıyla beslenmesine eklenmeli.
Annelerin bebekleri için hazırladıkları yemeklerde kullandıkları malzemelerin mevsiminde olmasına dikkat edilmeli, ayrıca hazırlama aşamasında gerekli olan hijyen kurallarına uyulması da çok önemlidir. Gıdaların teker teker denenmesi, hem oluşabilecek alerjik reaksiyonun fark edilmesinde hem de lezzetinden hoşlanılmayan gıdanın tespitinde fayda sağlar. Bal, alerji yapma olasılığı nedeniyle iki yaşından önce tercih edilmemeli” dedi.
-ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ-
Uzmanlar daha sonra şu bilgileri verdi; “Çocukluk dönemi çok geniş bir aralığı içine alır. Bir yaşını tamamlamış olan ve herhangi bir sağlık sorunu olmayan bir çocuğun artık bütün besin gruplarını tüketebilecek hale gelmiş olması gerekir. Anne sütü alımı varsa bir yaşa kadar buna da devam edilmesi tavsiye edilir.
Bir-beş yaş arası olan ve okul öncesi dönem olarak da adlandırılan dönemde evde kazanılan doğru beslenme alışkanlıkları, okul dönemindeki alışkanlıkları ve yetişkin olduklarındaki oluşabilecek sağlık sorunları arasında yakın bir ilişki vardır. Bu dönemde doğru beslenme alışkanlıkları kazanma konusunda anne, baba ve aile büyüklerinin örnek teşkil etmeleri önemli.
Bu yaş grubunda günlük olarak her besin grubundan tüketmesi sağlanmalı, günlük beslenme düzenleri ona göre ayarlanmalı. Tabii ki yapılacak fiziksel aktivite varsa bu da almaları gereken besin miktarlarını etkiler. Besin grubu olarak; süt ve ürünleri, et grubu, sebze meyve grubu, yağ grubu ve tahıllar yer almalı.
Okul çağı döneminde özellikle dikkat edilmesi gereken nokta, çocuğun mutlaka kahvaltı yaptırılıp okula gönderilmesidir. Ayrıca okul kantinlerinde ve yemekhanelerinde verilen yemek çeşitliliği de önemli. Bu yaş grubuna özel olarak hazırlanmış mönülerin uygulanması gerekir. Bu dönemde yanlış kazanılan beslenme alışkanlıkları ileriki yaşlarda birçok hastalığa yakalanma riskini arttırır.
-ÇOCUKLARIN KAHVALTISI NASIL OLMALI-
1-2 dilim peynir çeşidi, tam tahıllı ekmek, zeytin, pekmez-bal, süt, haftada iki – üç kere yumurta veya omlet, taze meyve, evde yapılmış kuru meyveli kek veya börek çocukların kahvaltılarında olabilecek gıdalardır.
-OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARI NASIL BESLENMELİ-
Bu yaş grubu çocukların oldukça aktif oldukları ve gelişimlerinin en yüksek düzeyde seyrettiği düşünülerek gereksinimleri karşılayacak hem besleyici değeri yüksek hem de çocukların severek tüketebileceği gıdalarla beslenmesi gerekir. Her zaman olduğu gibi her öğün kendi içerisinde yeterli miktarlarda karbonhidrat, protein ve yağ içermeli. Mutlaka kahvaltı arkasına ara öğün, öğle yemeği, bunu takip eden bir veya iki küçük ara öğün ve akşam yemeği, okul çocuğunun gereksinimlerini karşılayacak yemek sistemidir. Özellikle çocukların ana öğünlerde temel besin grubumuz olan ekmek ve ekmek türevi olan çorba, pilav makarna gibi gıdalar, et/tavuk haftada en az bir gün balık ve mevsiminde olan herhangi bir sebze yemeği, bunun yanında oldukça önemli kalsiyum kaynakları olan süt ve yoğurt hem ana öğünlerde hem de ara öğünlerde tükettirilmeli.
-ÇOCUĞUN BESLENME ÇANTASINDA NELER OLMALI-
Çocukların her öğününde karbonhidrat-protein- yağ dengesinin olması istenir. Eğer çocuk kahvaltısını evde yapıp çıkıyorsa, öğle yemeğine kadar arada yiyebileceği bir meyve, öğle yemeğinde ekmeğinin arasına konulacak peynir veya et/tavuk, yanında bir kutu ayran veya bir kutu süt, yanında kuru meyveli bir-iki dilim kek veya evde yapılmış börek, beslenme çantasına konulabilecek alternatifler olabilir.
SINAVLARA ÇALIŞAN ÇOCUKLARIN ÖZEL BİR BESLENME ŞEKLİ OLMALI MI? ZİHİN AÇICI BİR BESLENME TARZI VAR MI
Demir, beyne oksijen taşınmasında, dolayısıyla beynin çalışmasında çok önemli role sahip. Bu sebeble beslenmenizde demirden zengin olan kırmızı et, yumurta, kuru baklagilller, pekmez, kuru kayısı, koyu yeşil yapraklı sebzeler yeterince olmalı. Tüm gün boyunca zihinsel potansiyeli aynı seviyede koruyabilmek için az yağlı yiyecekleri ve günde dört-beş öğünlük beslenmeyi tercih etmek gerekir. Böylece gün içinde yorgunluk, uyuklama ve zihinsel potansiyelin düşmesi engellenmiş olur.
SAĞLIKSIZ BESLENEN BİR ÇOCUKTA NE TÜR SORUNLAR GÖRÜLEBİLİR
Sağlıksız beslenen çocuklarda görülebilecek en büyük sağlık sorunu çağımızın hastalığı obezite ve ardından gelebilecek obezitenin yol açtığı genç yaşta oluşabilecek kalp damar hastalığı, diyabet, tansiyon, böbrek fonksiyonlarında bozukluk, mide rahatsızlıkları, demir eksikliği ve bu eksikliğin neden olabileceği birçok hastalık görülebilir. Bunun yanı sıra yetersiz beslenme sonucu gelişim bozuklukları ve konsantrasyon problemleriylede sıklıkla karşılaşılmaktadır .
KIŞIN SIKÇA ENFEKSİYON HASTALIKLARINA YAKALANILABİLİYOR. ÇOCUKLARI BUNLARDAN KORUMAK İÇİN NASIL BİR BESLENME TARZINA AĞIRLIK VERİLMELİ
Öncelikle yeterli ve dengeli beslenme her zamanki gibi koruyucu yöntem. Bunun yanı sıra antioksidanlardan zengin mevsim meyve ve sebzelerinin yeterli miktarlarda tüketilmesi enfeksiyonlara karşı savunma sistemine destek olur.
ERGENLİK DÖNEMİNDE NASIL BESLENİLMELİ
Bu çağda, hızlı büyüme ve gelişme nedeniyle çocukların enerji, protein, vitamin ve mineral gereksinimleri yetişkinlere oranla daha fazladır. Bu nedenle, bu geçiş döneminde gencin yaşam şekli, bilgisizlik nedeniyle kazanılan yanlış beslenme alışkanlıkları gerek kısa sürede gerekse daha ileriki yıllarda ortaya çıkabilecek çeşitli sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Yetersiz ve dengesiz beslenme büyümeyi yavaşlatır, bazı beslenme bozukluğu hastalıklarına neden olur, bulaşıcı hastalıklara karşı direnci düşürür. Genel olarak ülkemizde çocuk ve gençlerde yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak görülen sağlık sorunları; zayıflık, şişmanlık, bu iki durumun oluşturduğu komplikasyonlar, yetersiz veya fazla besin öğesi alımları, guatr, anemi ve diş çürükleridir.
BESİN ÇEŞİTLİLİĞİ SAĞLAYIN
Yetişkin bir bireyin günlük besin alımını birçok faktör etkiler. Bu faktörler arasında; cinsiyet, yaş, fiziksel aktivite, kişinin sağlık sorunu olup olmaması sayılabilir.
Günlük enerji alımı yaşla birlikte her 10 yılda yaklaşık yüzde iki azalır. Bunu göz önünde bulundurarak günlük besin alımınızı kontrol altında tutmanız gerekir. Bunun için,
• Her öğüdünde tüm besin gruplarından yemeye çalışın. • Besin çeşitliği yapın. • Fazla kilonuz varksa verin. Ağırlığınıza dikkat edin. • Fiziksel aktiviteyi ihmal etmeyin. • Günlük beslenmede şeker ve tuz alımını azaltın. • Alkol alıyorsanız mutlaka azaltma yoluna gidin. • Günlük beslenmenize sebze ve meyveyi mutlaka ekleyin. • Süt, yoğurt, peynir gibi ürünlerin az yağlı olanlarını tercih edin. • Herhangi bir sağlık sorununuz varsa tedavi olun.
İştahsız çocuğa yemesi için ödül teklif etmek doğru değil
-ÇOCUK İŞTAHSIZSA NE YAPMALI-
Anneleri en çok üzen ve telaşlandıran konulardan bir tanesi çocuklarının yemek yememesidir. ‘Çocuğumu doyuramıyorum, aç kalıyor’ düşüncesiyle ne yapacaklarını şaşıran anneler, doğru sandıkları birçok yanlış yaparak yemek yemeği ya çocukları için işkence haline getirirler ya da kendileri için büyük bir tehdit unsuru oluştururlar.
Çocuklarda iştahı etkileyen en büyük etkenlerden biri öğün aralarında abur cubur yemeleridir. Bu tip durumlarda çocuk, sofra düzenine alıştırılmalı. Çocuğunuz bir yaşına geldiğinde aile sofrasına oturmalı ve yemek zamanının aileyle biraraya gelinen, eğlenceli bir vakit olduğunu öğrenmeli.
-TABAĞINI ÇOK DOLDURMAYIN-
Çocuğunuzun gereksinimlerini karşılayacak küçük ara kahvaltılar ya da meyveler, kahvaltıyla öğle yemeği arasında, öğle yemeğiyle akşam yemeği arasında verilebilir. Ancak bu öğünler iştahı kapatacak miktarda ve ana öğün saatine çok yakın olmamalı.
Ayrıca yemek tabaklarının çocuğunuzun ilgisini çekecek tarzda renkli ve eğlenceli olması, tabağına yiyebileceği kadar yemek konması çocuğunuzun çok daha istekli yemek yemesini sağlar.
Çocuğunuzla alışveriş yapma, sofra hazırlanırken yardım isteme, hatta onun da yemek hazırlanmasında katkıda bulunması yemek yeme isteğini artırır.
Yemek öncesi çocuğunuzun hem temizlik hem de kendisini daha zinde hissetmesi için elini, yüzünü yıkaması faydalı olur. Çocuğunuz çok yorgun ve uykusuzsa yemek yemesi için ısrarcı olmayın.
Eğer çocuğunuz yemek yemeyi reddediyorsa bunun birçok farklı nedeni olabilir. Bunlardan bir tanesi genellikle çocuğun dikkatleri üzerine çekerek herkesin kendisiyle ilgilenmesini sağlama çabasıdır. Böyle bir durum varsa yemeyi reddeden çocuğunuza, tabağındakileri bitirmesi konusunda ısrarlı ve tepkili davranmak yerine, ‘peki’ diyerek, onunla ilgilenmeyin, bundan ne kadar endişe duyduğunuzu hissettirmeyin. Aksi halde çocuğunuz bunu bir koz olarak görür ve istediği bir şeyi yaptırmak için yemeği reddetme yoluna gider.
-YEMİYORSA ZORLAMAYIN-
Yemek istemediğinde tabağındakileri bitirmek zorunda olmadığını, aç değilse daha sonra da yiyebileceğini söyleyin. Tabağını yarım saatten fazla önünde tutmayın. Ancak bu tavrınızda tutarlı olun. Tabaktakileri bitirmesi için ödüller koymak ya da baskıcı, ters tavırlar içine girmek, zorlamak, kandırmak çocuk üzerinde yemekle ilgili kötü çağrışımlara yol açar. Çocuğunuzun yemeği reddetmesindeki diğer en önemli neden ise iştahsız olmasıdır.
Özellikle hasta ve ateşi yükselmişse, diş çıkartıyorsa, yorgun ya da uykusuzsa, düzeni değişmişse çocuğun iştahı azalabilir. Telaşlanmadan hacmi küçük ama içeriği ihtiyaçlarını karşılayacak, yemekten hoşlanacağı şeyleri eğlence. Ancak ısrarcı olmayın. Tüm bunlara rağmen çocuğunuz da kilo kaybı gözlemliyorsanız, yemeği şiddetle reddediyor ve yediklerini çıkartıyorsa vakit kaybetmeden bir uzmana başvurun.”
|