Tedaviye rağmen geçmeyen migren, doğuştan kalpte delik bulunması ile ilgili olabiliyor...
Uzmanlar, doğuştan kalpte delik bulunması halinde genellikle kanda bulunan toksik maddelerin, pıhtılar ve oksijensiz kirli olarak bilinen kanın, akciğerlerden filtre olmadan doğrudan temiz kan sistemine geçebildiğini, kalpteki delik kapatılan bazı hastalarda, migren şiddetinde belirgin bir azalma olduğunu, hatta tamamen iyileşme görülebildiğini belirtiyor.
TOBB ETÜ Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Zülküf Önal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, baş ağrısının nöroloji kliniklerine en sık başvuru nedenlerinden biri olduğu söyledi.
Halk arasında şiddetli baş ağrısı olarak bilinen migrenin orta veya ağır şiddette kişinin yaşam kalitesini düşüren bulantı ile beraber olan, kadınlarda üç kat daha sık görülen baş ağrısı tipi olduğunu belirten Önal, tipik migren ağrısının başın tek tarafında, zonklayıcı karakterde 4-72 saat kadar sürebilen ve beraberinde kusmaya yol açan, ışık ve sesten rahatsızlık duymaya neden olan ve fiziksel aktivite ile artan bir ağrı tipi olduğunu anlattı.
Önal, hastaların yaklaşık üçte birinde ''aura'' denilen ağrı öncesi garip kokular, gözde ışık çakmaları ve garip hislerle başlayıp ağrı ile devam eden bir sürecin söz konusu olabildiğini ifade etti.
"MİGRENLİ HASTALARDA KAPLTE DOĞUŞTAN DELİK SIKLIĞI İKİ KAT FAZLA"
Migren atağının 4 evresinin bulunduğunu bildiren Önal, her evrenin her zaman ve her hastada görülmesi gerekmediğini; ayrıca her hastada atakların da farklı olabildiğini söyledi.
Önal, ağrı öncesi dönemin, ağrıdan saatler veya günler önce başlayabildiğini ve bunun ilk evre olarak gösterildiğini belirterek, ''2. evre aura baş ağrısından hemen önceki, 3. evre ağrı fazı, atak dönemi ve 4. dönem ise ağrı sonrası görülen yakınmalardır'' dedi.
Migren ağrısının kalp sağlığı ile ilgili olabileceği yönünde araştırmalar bulunduğunu dile getiren Önal, kalbin dört odacıklı bir organ olduğunu, üstteki iki odacığa kulakçık, alttaki iki odacığa karıncık adı verildiğini kaydetti.
|