|
SUNİ ET DELİ DANA NEDENİ OLABİLİR |
|
|
ERÜ Veteriner Fakültesi Besin/Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nurhan Ertaş, suni etin deli dana nedeni olma ihtimalinin yüksek olduğuna dikkat çekti.
ERÜ Veteriner Fakültesi Besin/Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nurhan Ertaş, son günlerin çok tartışılan suni et konusuna açıklık getirdi. Henüz deneme aşamasında olan suni etin, içerisinde bulunan prion proteini molekülleri nedeniyle deli dana hastalığına yol açabileceğini savunan Ertaş, Hollandalı bilim insanlarının bu ihtimal dolayısıyla prionun yerine cio-bakter özütü kullanacakları yeni bir deneme üzerinde çalıştıklarını belirtti.
Suni eti, yaşayan bir hayvandan alınan doku parçasının laboratuvar ortamında geliştirilerek kas dokusuna dönüştürülmesi olarak tanımlayan Ertaş, "Bu biyoteknolojik bir çalışma. Hayvandan biyopsi yöntemiyle bir doku alınıyor, daha sonra bu doku parçasından kök hücreleri çıkarılıyor. Kültür ortamında bu kök hücreleri üretiliyor. Kök hücrelerine elektrik akımı verilerek egzersiz yaptırılıyor ve böylece kas oluşumu sağlanıyor. Bu kas fibrilleri büyüyor ve kas dokusu haline geliyor" dedi.
İlerleyen yıllarda dünya nüfusunun artacak olmasından dolayı kıtlık ortaya çıkma ihtimali düşünülerek söz konusu çalışmanın yapıldığına dikkat çeken Ertaş, daha önce benzer çalışmaların Amerika'da hindi ve tavuk eti üzerinde yapıldığını ancak başarılı bir sonuç elde edilemediğini ifade etti. Ertaş, halihazırda Hollanda'da domuz eti üzerinde yapılan çalışma ile ilgili olarak şunları söyledi: "Şu anda üretilen ette biftek ya da bonfile gibi bir kas yapısı elde edilememiş. Şu anda 2 santimetre büyüklüğünde, 0.7 santimetre eninde küçük bir doku var elde ve bunun kıyma olarak kullanılması düşünülüyor. İlk olarak hamburger biçiminde denenecek. Daha sonraki çalışmalarla bunun tam bir kas dokusuna dönüştürülmesi planlanıyor. Elde mevcut tam bir et görüntüsü yok. Şu andaki kas dokusu gri renkte. Bunun nedeni de hayvandan alınan doku parçasında demir içeren miyoglobin proteinin olmaması. Bu nedenle tadı da tartışılır."
Suni etin GDO'lu ürünlerle karıştırılmaması gerektiğine dikkat çeken Ertaş, suni et üretiminde GDO'lu ürünlerde olduğu gibi DNA ile oynanmadığını ifade etti. Ertaş, üretim aşamasında etin DNA'sı ile oynanmasa da halihazırda üretilen suni etin içerisinde 'deli dana' hastalığının nedeni olan, prion adı verilen protein molekülleri bulunduğu için sakıncaları olduğunu kaydetti. Ertaş, "Burada hücre beslenmesi için besi ortamı oluşturuluyor. Bu besi ortamında da at fetüsünün serumu kullanılıyor. Ancak bunun şöyle bir dezavantajı var. Bu fetüs serumunda 'prion' dediğimiz protein molekülleri olabiliyor. Bunlar da zararlı ve hücrenin kendi kendine yaptığı moleküllerdir. Bu moleküller de deli dana hastalığına neden olabilirler. Deli dana hastalığı da prion adı verilen protein moleküllerinden kaynaklanıyordu. Bu ileriki aşamalarda kanserojen bir etki oluşturabilir. Hollandalı bilim insanları prionun etkilerini bildikleri için şimdi cioabakter özütlerini kullanmaya yönelik bir çalışma içerisinde" ifadelerini kullandı.
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 29 Şubat 2012 Çarşamba 08:54 |
|
|
|
|