Apne Hastalığının tedavisi için Hendek Devlet Hastanesi bünyesinde kurulan laboratuvarın sorumlusu Uzman Dr. Cahit Bilgin, apne hastalığının uykuda nefesi durdurduğu için ciddiye alınması gerektiğini belirterek, "Tedavisi yapılmadığında hiper tansiyon, kalp yetmezliği, kalp krizi, reflu ve felç gibi hastalıklara yol açabiliyor" dedi.
Bilgin uyku hastalığını tedavi etmek için 6 yıl önce hizmete başlayan 7 yatak kapasiteli uyku laboratuvarına ancak 1 ay sonraya randevu verilebildiğini söyledi. Dr. Bilgin, 6 yıldır uyku laboratuvarında çalıştığını, sadece Sakarya'dan değil çevre illerden de çok sayıda hastanın tedavi için kendilerine başvurduğunu anlattı.Laboratuvarda, 4'ü tarama testi, 3'ü de palisomografi olmak uzere toplamda 7 kişiye aynı anda hizmet verebildiklerini aktaran Bilgin, "Kapasitemiz ve cihazlarımız yetersiz. Aynı anda sadece 7 kişiye hizmet verebiliyoruz. Uyku problemleri her geçen gün artıyor ve insanlar uykusuzluğun veya sağlıksız uykunun hastalık olduğunu yeni yeni anlamaya başladı" ifadesini kullandı.
ABD'DE 1 MİLYON, SAKARYA'DA 40 BİN İNSANDA UYKU APNESİ VAR
Bilgin, Amerikda 1 milyon kişinin uyku apnesi hastası olduğunu, Sakarya'da bu rakamın 40 bin kişiye yaklaştığını belirterek, "Bu hastalardan çok az bir kısmını tespit edebiliyoruz, yılda bin 200 civarında hastaya ulaşıyoruz. Şu anda randevularımızı, 1 ay sonrasına verip, test ve tedavilerini yapmaktayız. Randevu defterimiz her geçen gün kabarıyor. Sakarya'nın bu anlamda 40 yatak kapasiteli bir mekana ihtiyacı var. İnşallah bu yapılırsa mevcut hasta potansiyelini 10 yılda ele almış olacağız" diye konuştu.
Uyku apnesi hastalığının nefes alıp vermeyle ilgili olduğu için ciddiye alınması gerektiğini vurgulayan Bilgin, şöyle konuştu: "Apne hastalığı uykuda nefesi durdurduğu için çok ciddiye alınması gereken bir hastalık. Tedavisi yapılmadığında hiper tansiyon, kalp yetmezliği, kalp krizi, reflu ve felç gibi hastalıklara yol açabiliyor. Nefes alıp verme güçlüğü, derin uyku halini engellediği için sinirler dinlenemiyor ve gün içerisinde devam eden uyku hali, hem insanların çalışma temposunu olumsuz yönde etkiliyor hem de trafikte ciddi kazalara yol açabiliyor. Şimdi çıkarılan kanunlarda toplu taşımada görev alacak sürücülerin uyku apnesinden sağlam raporu almaları gerekiyor. Fakat ülkemizde uyku laboratuvarları yeterli olmadığı için bu yerine getirilemiyor."
OBEZİTE UYKU HASTALIĞINI TETİKLİYOR
Fazla kiloların da uyku bozukluğuna yol açtığını ifade eden Bilgin, kilo artışına bağlı hava yollarında darlık meydana geldiğini, ağız içinin küçüldüğünü ancak dilin yapısını koruyarak ağıza sığmadığı için uykuda nefes tıkanmalarına ve durmalarına neden olduğuna dikkati çekti.
Bilgin, uyku sıkıntısı çeken her yaştaki hastaların anket formu doldurarak başvurabileceğine işaret ederek, "Bu anket formlarını uyku apnesi olma ihtimali yüksek hastalarımıza randevu vererek tarama testi yapıyoruz. Tarama testi sayesinde 3 kat daha ağır hastalara ulaşma imkanımız oluyor. Tarama testinde vücudun belli bölgelerine beyin dalgalarını, göz hareketlerini, kas tonusunu, nefes alışverişini, tansiyonu ve ayak hareketlerinin sıklığını ölçmek için çeşitli aparatlar yapıştırıyor ve bağlıyoruz" ifadesini kullandı.
Uyku bozukluğu obezite gibi çağın hastalığı olduğu için uyku laboratuvarlarının yaygınlaşması gerektiğini anlatan Bilgin "Uyku hastası olan bir insan 10 yıl içinde tedavi edilmezse 3'te bir oranında bu hastayı apneye bağlı nefes durmasından kalp krizi veya felçten kaybedebiliriz" şeklinde konuştu.Bilgin, sağlıklı bir uyku için yatak odasında çiçek, televizyon, ses ve ışığın olmaması önerinde bulunarak, yatmadan en az 4 saat önceden yemek yenmemesini, çay ve kahve içilmemesinin önemine dikkati çekti.
|