Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Öcal Berkan, boyun bölgesinden beyne giden damarlarda meydana gelen sertliğin ani ölümlere yol açabileceğini söyledi.
Berkan, damar yapısının esnekliğini kaybetmesine yol açan birbiri üzerine birikmiş yağ plaklarının, damar iç duvarında birikerek, darlıklara ve tıkanmalara yol açtığını belirtti. Böylelikle ortaya çıkan damar sertliğinin vücuttaki kan akış miktarının dengesini bozduğuna dikkati çeken Berkan, tüm vücutta yaygın şekilde görülebilen hastalığın, boyun ve beyin damarlarının yanında kalp, böbrek ve bacak damarlarını da etkileyerek dolaşım ve fonksiyon bozukluğuna neden olabileceğini ifade etti.
Berkan, damar sertliğinin ciddiye alınması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: "Hastalık kendini ilk aşamada direkt olarak belli etmez. Kontroller sonrası damar duvarında görülen yağ birikimleri ve zedelenmeler hastalığın ilk aşamasıdır. Boyun damarlarında görülen damar sertliği, zaman içerisinde beyne giden damarların daralmasına, beynin beslenememesine, felçlere hatta ani ölümlere yol açabilir. Yine boyun damarlarındaki sertlik, görme, işitme ve konuşma bozukluklarına, bayılmalara neden olabilir. Bunun yanında denge bozuklukları, ani ortaya çıkan uyuklama ve şiddetli baş ağrısı, bellek kayıpları, kol ve bacaklarda uyuşma, güçsüzlük de olabilir. Geçici istemik atak dediğimiz 24 saatten az süren nörolojik bulgular bu hastalık için önemli sinyaller verebilir."
STETESKOPLA TESPİT EDİLEBİLİR
Tanı koymak için boyun ultrasonunun yardımcı olacağını, anjiyografinin ise kesin bilgiler vereceğini dile getiren Berkan, "Her şeyin ötesinde, genç meslektaşlarımızın rutin muayene sırasında steteskopla boyun damarlarını dinlemeleri, ön tanı koymada ve hastalığı erken tespit etmede büyük önem taşımaktadır. Çünkü bu hastalık sessiz devam edip günün birinde ani ölüm veya felçlerle karşımıza çıkabilir" diye konuştu.
Berkan, öncelikle hastalığın risk faktörlerinin varlığının araştırılması ve mümkünse ortadan kaldırılması gerektiğine dikkati çekerek, sigara, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, aşırı kilo için önlem alınmasının şart olduğunu belirtti.
Damar sertliğine genetik ve çevresel faktörlerin yol açtığını, genetik yatkınlığı olan kişilerin çevresel faktörlere de sahip olmalarının ciddi risk oluşturduğuna işaret eden Berkan, hastalıkla ilgili genetik yatkınlığa yol açan genlerin tespit edilmeye başlandığını, yaptıkları çalışmalarda bazı yeni genleri tespit ettiklerini söyledi.
Prof. Dr. Berkan, hastalığın çözümüne ilaçların katkı sağlamasına rağmen ileri derecedeki tıkanıklıklarda kesin çözümün cerrahi müdahale olduğunu sözlerine ekledi.
|