Prof. Dr. Bülent Oktay böbrekler hakkındaki yanlış bilinenleri sıraladı.
Böbrekler, karın bölgesinde arka duvara yakın, iki tabaka yağ yastığı içinde korunuyor. Günlük yaşamda böbreklerle ilgili birçok yanlış bilgiye sahip olunuyor ve bu yanlış bilgiler adeta değişmez doğrular gibi zihinlere yerleşiyor.Prof. Dr. Bülent Oktay, böbrek sağlığı hakkında doğru bilinen 7 yanlış olduğunu belirtiyor. Dr. Oktay, 7 yanlışı şöyle sıralıyor:
“Böbreklerimi rüzgarda üşüttüm: Böbreklerimiz rüzgardan üşütmez. Kişi genel olarak üşüttüğü zaman vücut direnci düşer, mikropla da karşılaşırsa kolay hastalanır. Bunun sonucunda oluşacak iltihabi bir hastalığın böbreğe sıçramasıyla sorun ortaya çıkabilir.Belim ağrırsa, böbreklerim hasta demektir: Bel ağrılarının ilk nedeni böbrek değildir, ama öyle zannedilir, bu ağrılar genellikle hareket sistemiyle ilgili ağrılardır.
Böbrek taşı ağrıyla gelir, ağrı yoksa taş yoktur: Birçok insan böbreğinde taş varsa ağrı ve sızısının oluşacağını zanneder. Böbrek taşlarının önemli kısmı sessizce oluşur ve böbrekte sessizce hasar yapar. Bu nedenle özellikle ailesinde taş hastalığı olanların, kum dökmüş olsalar bile mutlaka belli aralıklarla böbrek taşı olup olmadığına dair testler yaptırmaları gerekiyor."
Bir diğer yanlışın ise böbrek hastalığının zor anlaşılır algısı olduğuna dikkat çeken Aktay, şöyle devam ediyor: “Aksine bir ultrason ve bir kan tahliliyle yarım gün bile sürmeyecek bir test grubuyla onlar kolayca teşhis edilebilir. Erken teşhisle çok daha büyük zararları olabilecek durumlar ortadan kaldırılabilir.
Vücudumda ödem var, böbreklerim hasta olmalı: Vücuttaki şişlikler öncelikli olarak böbreğe ait değildir. Dolaşım hastalıkları, kalp damar hastalıkları, hormonal hastalıklar ve böbrek hastalıklarından kaynaklanan şişlikler olabilir. Oysa günlük yaşamda kişiler göz kapaklarında bir şişme olsa, böbreklerinde sorun olduğunu zanneder. Bu doğru değildir.
Böbrek naklinde işlevsiz böbrekler değiştirilir: Böbrek nakli operasyonlarından sonra kişinin işlev görmeyen böbrekleri değiştirilmez. Teknik sebeplerden dolayı hastanın kasığına takılır. Kasıktaki damarlar küçük olur, böbrek damarları ve kasık damarları çap olarak daha yakındır. Kasık bölgemiz böbreğin orijinal yerine göre cilde daha yakın olduğu için böbreğin orijinal yeri çok daha derindedir.”
Oktay, son olarak böbreğin yüzde 30 irileşme kapasitesi bulunduğunu, vücudun ihtiyaç duyması halinde irileşebileceğini, bunun kötü bir durum olmadığını kaydediyor.
|