Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 'İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası' nedeniyle Kayseri'de gerçekleştirilen toplantıda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, "İş kazalarının önlenmesi için zihniyetin değişmesi gerekiyor" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in açılışını yaptığı hafta kapsamında, Türkiye'de bu alanda gerçekleştirilen en kapsamlı projelerden biri olan ''Türkiye'de İş Yerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Koşullarının İyileştirilmesi Projesi'' (İSGİP), katılımcılara anlatıldı. Hilton Otel'de gerçekleştirilen programda konuşan Bakan Dinçer, 2009 yılı SGK istatistiklerini de açıkladı. Türkiye'de 1 milyon 210 bin 308 iş yerinin faaliyet gösterdiğini hatırlatan Dinçer, "Bu iş yerlerinde 9 milyon 30 bin 202 işçi istihdam edilmiştir. Ayrıca bu iş yerlerinde 64 bin 316 iş kazası, 429 meslek hastalığı vakası meydana gelmiş, bu iş kazalarının bin 171'i ölümle sonuçlanmıştır.
Bu rakamlara göre Türkiye'de günde yaklaşık 176 iş kazası olmakta, 3 kişi iş kazası sonucu hayatını kaybetmekte ve 5 kişi iş kazası sonucu iş göremez hale gelmektedir. İş kazalarının yüzde 80'i de KOBİ'lerde gerçekleşiyor. Bu rakamlarının en aza indirgenmesi için her geçen gün gelişen dünyada bizim de ayrı ve özgün strateji geliştirme zorunluluğumuz vardır. Bizim bilgi üretmeye ihtiyacımız var ve bunu rehber edinmeliyiz" dedi.
Dünyada iş kazasının çok fazla yaşandığı ülkelerin olduğunu belirten Bakan Dinçer, "Bu ülkeler arasında Türkiye iyi konumdadır ancak kesinlikle yeterli değildir. Türkiye'de ilk sıralarda yer almanın sadece doğru olanı kaza başına ölüm olayının fazlalığıdır. En fazla ölümlü iş kazalarının yaşandığı sektör inşaat sektörüdür. Zihniyetin değişmesi gerekir. İşverenler iş kazalarını bir maliyet anlamında veya karlılığı azaltan bir faktör olarak görmemeli. Eğer uzun vadede çıkacak sorun için bugünden önlem almazsak insan hayatından daha önemli bir maliyet olamaz" diye konuştu.
"MESLEK ODALARINA DA GÖREV DÜŞÜYOR"
Dinçer, kazaların en aza indirgenmesi için meslek odalarının çalışmalarını artırmaması ve çözüm yolu üretmemesi halinde hükümetin çabalarının yetersiz kalacağını belirtti. Dinçer, "Kaza olduğu anda 'ah-vah' denilmesi yerine kaza çıkmadan tedbir alınmalıdır. Zemini hazırlamalıyız. Kendi sorumluluklarını başkalarının üzerine atarak çözüm aranmasını istemek doğru değildir. Türkiye geçmişi denetleyen bir zihni yapıya sahip. Tüm dünya ortaya çıkacak tehdidi önlemeye çalışırken bizim hala geçmişte olan biten sorunları çözmemizin ne anlamı var? Denetimlerin önemli bir kısmı, kaza olduktan sonra kazayı tespit etme fikri üzerine ortaya çıkmış durumda.
Bütün çabamızı kaza önlemeye çabalasaydık bunun önüne geçmiş olurduk. Önleyici tedbir üzerine bir yapı oluşturmuyorsak o zaman denetim elemanlarının azlığından yakınıyor olabiliriz. Yönetim zihniyetini değiştirmeye çalışıyoruz. Zihniyet değişimi ile insanların hasta olmamaları mekanizmasını yapmalıyız. Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili üniversite kuruluşları gibi merkezlerde eğitimleri artırmalıyız.
İş sağlığı ve güvenliği kültürünü yerleştirmeye bu ülkenin geleceği olan çocuklarımızdan başladık. Bu kapsamda hazırlanan rehberlerimiz öğrencilerimize ulaştırılmıştır. Öğretmenler de bu güvenliğin artırılması adına çocukları son derece donanımlı bilgiyle bilinçlendirmelidir" ifadelerini kullandı.
PROGRAMDA MİKROFON KRİZİ YAŞANDI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise, dünyada iş kazası olmayan ülkenin bulunmadığına işaret ederek, "Hızla büyüyen ve gelişen ülkeler bu değişime ayak uydurmalıdır. İş kazalarının en aza indirilmesi ile alakalı çaba ve gayretler vardır. Kanun ve yönetmenlikle kazaları azaltmaya çalışıyoruz. 255 kapalı kömür ocağından 114'ü sahanın faaliyetleri denetimi geçemediği için, yeterli şartlara uymadığı için durduruldu. Burada sonucundan memnun kalmadığımız durumlar oluyor ancak o iş yerlerinde şartları yerine getirdiğinde yerli kaynaklar üretimine katkı tekrar başlıyor. İşverenle beraber bu kültürü almak ve tamamlamak durumundayız" diye konuştu.
Uluslararası Sosyal Güvenlik Kuruluşları Birliği Temsilcisi Bernd Treichel ise, iş sağlığı hakkında konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldiğinde mikrofonun azizliğine uğradı. Yaklaşık 10 dakika ara verilen programda, yetkililer teknik masaya gelerek sıkıntının bir an önce halledilmesini istedi. İş kazaları ve iş güvenliği konuşmalarının yapıldığı programda, arızanın giderilmesiyle Treichel tekrar kürsüye gelerek konuşmasını yaptı.
"İŞ KAZALARINDA AVRUPA'DA BİRİNCİ SIRADAYIZ"
İş kazaları ile ilgili Türkiye olarak Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü sırada olduklarını vurgulayan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Aslan, ''İş kazaları hususunda mevzuat sıkıntılarının giderilmesi en önemli sorundur. Tüm kesimler olarak zihniyet meselesi var. Amacımız elbette iş yerlerinde çalışanı yaşatmak olmalı. Bunun için zihniyetin değişmesi lazım. Esas itibarıyla eksiklerimizi çözmemiz gerekiyor. Takdirinin önüne geçemeyiz ancak tedbirimizi almalıyız. İş kazalarının yüzde 75'i önlenebilir kazalardır. Sorumluluk sürekli işçilerin üzerine yıkılmaması lazım. Hep beraber yapalım bunun tedbirini arttıralım" dedi.
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ise, iş kazalarının stratejik planın etkin yapılamamasından kaynaklandığını ifade etti. Müstakil bir iş sağlığı güvenliği hizmetlerinin serbest piyasanın insafına bırakılmaması gerektiğine vurgu yapan Kumlu, eğitim seminerlerinin yeterli olmadığını, sosyal tarafların, meslek birlikleri ve odalar olarak birlikte çalışarak kazaların önüne geçilebileceğini ifade etti.
Konuşmaların ardından 'Seul Deklarasyonu' kapsamında hazırlanan Kayseri Bildirgesi, ortaklar tarafından imza altına alındı. Bildirgeyle ortaklar, dünyadaki tüm iş yerlerinde önleyici sağlık ve güvenlik kültürünün oluşturulmasına öncülük eden Seul Deklarasyonu'nda yer almayı taahhüt etti.
|