|
Hunat Hatun, Müslüman olduktan sonra 1 . Alaeddin Keykubat'la evlenir. Kendisinin adı Huand'dır. Sonradan Hunat diye yaygınlaşır. Esas ismi ise Mahperi Hatundur. Hunad Farsça bir unvanı olduğu için, kendisine Mahperi denmesi daha uygun düşer.
Mahperi Hatun'un hayatı oldukça hareketlidir. Kocasının İmkanlarından faydalanarak o dönemin en önemli külliyesini yaptırır. 13 .Asırda yaşayan Mahperi Hatun, Selçukluların o dönemdeki iç mücadeleleri yanında, dış baskılara karşı da büyük mücadele vermiştir. Kaynaklara göre, o yıllarda şehrin Moğol istilasına uğraması üzerine, kendisi gelini ve kızıyla Adana'daki Ermeni Krallığına sığınır. Sonra Moğollar, bunları Ermenilerden alırlar.
Cami Medrese, Türbe ve Hamam'dan meydana gelen büyük bir külliye İnşa ederek adını veren bu Selçuklu Hamamı için bir olay nakledilir. Derler ki; Mahperi Hatun, inşasına başlattığı camiyi hemen her gün ziyarete gelir ve inşaatın nasıl seyrettiğini kontrol eder. Kendi isteklerine uygun bir şekilde yapımı için de hassasiyet gösterir. Bir gün, yine böyle bir ziyareti sırasında, Caminin baş ustasının isteksiz çalıştığını görür. Sebebini yakınlarına sorar. Aldığı cevap dikkat çekicidir : ''Usta boy abdesti alamadığı için isteksizdir'' Bunun üzerine, camii inşaatını yarıda bırakır ve hemen hamamı başlatır. Hamam bittikten sonra da, burada çalışanların her gün sabah akşam yıkanmalarını sağlar. Böylece de adına yaptırdığı site tamamlanır. Servetini böyle hayırlı bir hizmete adadığı için, günümüzde bile yaşayan Mahperi hatun, Türk kadınının yalnızca evde kalmadığını ve cemiyetimizde önemli görevler üstlendiğini ve servetiyle de hayır kurumları inşa etmek suretiyle insanımıza yardımcı olduğunu simgesinde türbesine defnedilir. Türbe 1249 yılında inşa edildiğine göre, Mahperi Hatunun yaşadığı devirde 13 . Asrın ortalarına rastlamaktadır. |
|
|
|