Türkiye’yi etkisi altına almaya hazırlanan kar öncesi uzmanlar kar körlüğüne karşı uyarıyor.Güneşten gelen ultraviyole ışınlarının karlı ve buzlu zeminlerden yansıyarak göze zarar verdiğine dikkat çeken Dünyagöz Ataköy’den Op. Dr. Ebru Toprak Ün “Güneş gözlüğü ya da koruyucu gözlük kullanmadan uzun süre karlı ve buzlu zeminlere bakmak korneada güneş yanığı oluşturarak kar körlüğüne sebep olabiliyor. Bu nedenle göz sağlığını tehlikeye atmamak için kış mevsiminde de güneş gözlüğü kullanmaya özen gösterilmeli” tavsiyesinde bulunuyor.
Soğuk hava dalgasıyla birlikte Türkiye’yi etkisi altına almaya hazırlanan kar, göz sağlığı için tehlike oluşturabiliyor. Özellikle karlı ve buzlu zeminlerden yansıyan ışınlara uzun süre korunmasız olarak maruz kalmanın kar körlüğüne davetiye çıkardığını vurgulayan Dünyagöz Ataköy’den Op. Dr. Ebru Toprak Ün “Gözde ağrı, batma, yanma, aşırı sulanma, ışıktan rahatsızlık duyma ve görme bozukluğu gibi şikâyetlere neden olan fotokeratit ya da bilinen diğer ismiyle kar körlüğü, kornea tabakasında oluşan güneş yanığı olarak da biliniyor. Karla kaplı alanlarda uzun süre yürüyen, araç kullanan ya da kış sporlarıyla ilgilenen kişilerde sık karşılan kar körlüğüne, aynı zamanda parlak yapay ışık kaynağı olan solaryum ve fotoğraf makinesi ışıkları da sebep olabiliyor” diyor. Deniz seviyesinden yükseldikçe ultraviyole ışınlarının etkisi arttığı için kayak merkezlerinde çok daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Op. Dr. Ebru Toprak Ün, göz sağlığı için kış mevsiminde de güneş gözlüğü kullanmanın önemli olduğunu belirtiyor.
Gözde kum tanesi varmış hissi yaratıyor
Kar körlüğünün gözde kuruluk hissiyle ilk belirtilerini verdiğini söyleyen Op. Dr. Ebru Toprak Ün “Kar körlüğü ile birlikte göz 8 ila 12 saat içerisinde ışığa karşı aşırı hassasiyet göstermeye başlar. Bu hassasiyet zaman ilerledikçe kişinin gözünün içerisinde kum tanesi varmış hissi yaratır ve gözlerde sürekli sulanmayla birlikte devam eder” diyor. Kar körlüğünün yoğun hasar yaratmadığı vakalarda şikâyetlerin birkaç gün içerisinde geçtiğini belirten Op. Dr. Ebru Toprak Ün, tedavi edilmediği takdirde gözde yarattığı ağrıların rahatsız edici boyutlara ulaşabileceğine dikkat çekerek “ Kar körlüğüne dair belirtilerle karşılaşıldığında mutlaka bir göz hekimine başvurularak gözde oluşan hasar tespit edilmeli ve geç kalmadan tedaviye başlanmalıdır” diyor.
Nadiren de olsa kalıcı hasar oluşturabilir!
Kar körlüğünün neden olduğu ağrı ve batma hissinin yanı sıra gözün makula adı verilen görme noktasını ve ışığa duyarlı görme hücrelerini de etkilediğini söyleyen Op. Dr. Ebru Toprak Ün, bu durumun renk kontrastının kaybolmasına ve çevrenin sadece beyaz renk olarak görülmesine neden olduğunu belirtiyor. Etkilenme süresinin kar yoğunluğuna ve ortamda geçirilen süreyle doğrudan ilişki olduğunu vurgulayan Op. Dr. Ebru Toprak Ün “Kar körlüğü genelde geçici şikâyetlerle ortaya çıkmakla birlikte, nadiren de olsa ışınlara aşırı maruz kalınması sebebiyle görme noktasında kalıcı hasarlar oluşabilir” diyor.
Gözleri ovuşturmaktan uzak durun!
Kar körlüğü tedavisinde oluşan kuruluk sebebiyle yoğun gözyaşı tedavisi uygulandığını belirten Op. Dr. Ebru Toprak Ün “ Kar körlüğünde göz pansumanla kapatılabilir ya da göz kapaklarının üzerine soğuk kompres uygulanabilir. Ancak gözleri ovuşturmaktan kesinlikle uzak durulmalıdır. Hastalık nedeniyle gözde oluşan kuruluk, göz kapağı ve gözün birbirine aşırı sürtünmesi sonucu hafiften ağıra doğru değişebilen tahriş bulgularına ve gözün kornea ile konjonktiva gibi yüzeysel dokularına hasar verebilir” uyarısında bulunuyor.
Koyu renklere bakın
Kar körlüğüne karşı alınacak en etkin önlemin koruyucu özelliği olan ultraviyole gözlük kullanmak olduğunu belirten Op. Dr. Ebru Toprak Ün “Gözlük olmadığı zamanlarda ise gözün karla temas etmesini önlemek için mümkün olduğunca koyu renklere bakılabilir” tavsiyesinde bulunuyor. Sarı nokta, göz kuruluğu ve göz alerjisi olan hastalarla birlikte açık renk gözlü olanların kardan çok daha çabuk etkilenebileceğine dikkat çeken Op. Dr. Ebru Toprak Ün bu kişilerin özellikle soğuk havalarda gözyaşı tedavilerini ihmal etmemeleri gerektiğinin altını çiziyor.
Dünyagöz Hastaneler Grubu Hakkında: 1996 yılında hizmet vermeye başlayan Dünyagöz, gözün tüm branşlarında ve en gelişmiş teknolojilerle sunduğu yüzlerce farklı tedavi yöntemiyle 365 gün, 24 saat göz ve göz çevresi sağlığına dair sorunlara çözüm getiriyor. Ülkemizde branş hastaneciliği ile yeni bir dönem başlatan Dünyagöz Hastaneler Grubu, yurt içi ve yurt dışında toplam 23 merkezinde ilkeli sağlık hizmeti veriyor. Dünyagöz; sürekli yenilenen eksiksiz teknolojisi, öğretim üyesi ve uzman doktorlardan oluşan 200 kişilik deneyimli medikal kadrosu, 2000’e yakın personeli ve çağdaş yönetim anlayışıyla kısa sürede dünyanın sayılı birkaç merkezi arasında yerini almayı başardı. Türkiye çapında İstanbul, Ankara, Antalya, İzmit, Adana, Samsun, Gaziantep, Bursa ve Erzincan olmak üzere 9 ayrı ilde 17 şube ve yurt dışında Hollanda, Almanya, İngiltere, Gürcistan ve Belçika’da bulunan 6 ayrı noktada hizmet veren Dünyagöz Hastaneler Grubu, Türkiye’nin Avrupa’daki ilk ve en büyük yatırımını Almanya’nın Frankfurt kentinde gerçekleştirdi. Yatırımlarına aynı hızla devam edecek olup İzmir, Konya ve Gaziantep’te açacağı yeni hastaneleriyle geniş bir coğrafyaya yayılmayı hedefleyen grup, Türkiye’de sağlık turizminin öncülüğünü üstlenerek dünyanın 107 ülkesinden yılda yaklaşık 40 bin hastaya da hizmet veriyor
|