|
Geçmeyen diz ağrılarına dikkat |
|
|
Ortopedi Uzmanı Op. Dr. Zafer Volkan Gökçe, "Geçmeyen diz ağrılarını menisküs veya iç bağ hastalığı zannetmenin bedeli çok ağır olabilir" diyerek, önemli uyarılarda bulundu. Ayakları üstünde durarak dünyayı değiştiren insanın en çok aşınan eklemlerinin başında dizlerin geldiğini söyleyen Op. Dr. Zafer Volkan Gökçe, "Masadan, tuvaletten kalkarken, merdivenden çıkarken, inerken, çömelirken geçmeyen ağrılarımız varsa kireçlenme başlamış olabilir" dedi.
Medilife Bağcılar Hastanesi Ortopedi Uzmanı Op. Dr. Zafer Volkan Gökçe geçmeyen diz ağrılarının menisküs veya iç bağ hastalığı zannetmenin bedelinin çok ağır olabileceğini belirterek, "Diz, kaval kemiği (tibia) uyluk kemiği (femur) ile arasındaki menteşeye benzer bir eklemdir. Eklemin içi ve dışı vardır. Ön taraftan diz kapağı ile korunur. Ayrıca Eklem içindeki tüm kemik yüzeyler eklem kıkırdağı ile örtülmüştür. Ağrı şikayeti sık görülür. Herkes menisküsdür-bağ zedelenmiştir deyip birbirine yardımcı olmaya çalışır. Oysaki vaktinde doğru tanı konmayan diz ağrıları sonuçta dizlerimizin kireçlenmesine neden olabilir. Yani 'başında diz ağrısını umursamayan, sonunda dizini döver.' diye konuştu.
Ortopedi Uzmanı Op. Dr. Zafer Volkan Gökçe, "Dizinde kireçlenme (osteoartroz) olan kişinin ilk yakınması ağrıdır. Hareketle, yük taşımayla, yürümeyle, oturup kalkarken, merdiven çıkarken artan, dinlenince azalan bir ağrıdır. Meteorolojik değişimler de ağrıyı arttırabilir. Hasta hareketle eklemlerinden gelen kıtırtı, kütürtü şeklindeki sesten ve şişlikten de yakınabilir. Hareketleri kısıtlanabilir. Röntgen filmleri ile kireçlenme tanısı desteklenebilir" dedi.
Romatizmal hastalıklardan, enfeksiyonlara, kıkırdak erimelerinden, gut hastalığına, kaza ve çarpmalardan, kalça hastalıklarına kadar birçok farklı durumda diz ağrılarının ortaya çıktığını belirten Op. Dr. Zafer Volkan Gökçe, "Erken tanı sadece kanserde değil birçok hastalıkta önemli. Diz hastalıklarının erken tanısında önce şikayetlerinin tespit edilmesi, sonra da kabul edilmesi gerekir. Bu şikayetle bize başvurduğunuzda ortopedi uzmanı olarak en önemli tanı ve tedavi aracı olarak teknolojinin doktor ve hastalara hediye ettiği 'Artroskopi' uygulamasından faydalanırız. Erken tanı ve tedavideki faydaları ile Artroskopi hastaya değil hastalıklara diz çöktürür" şeklinde konuştu.
"Artroskopi eklem içine bakmak demektir" diyen Op. Dr. Zafer Volkan Gökçe, "Bir eklem içinde meydana gelen sorunları tespit ve tedavi etmekte kullanılan ve 'Anahtar Deliği Cerrahisi' diye bilinen bir uygulamadır. Yarım santimlik 2-3 delikten çok küçük cerrahi aletlerle inceleme ve tedavi yapılır. Genellikle diz ekleminde kullanılmakla birlikte, omuz, kalça, el bileği, ayak bileği ve hatta parmak eklemlerinde de uygulanabilir. Deliklerden ilerletilen aletler yardımı ile de cerrahi işlem yapılır. Diz içinden geçirilen yaklaşık 6 litre sıvı bile tek başına bir tedavi metodudur. 30-90 dakika kadar süren uygulamadan sonra genellikle aynı gün taburcu oluyorsunuz. En geç 1 hafta içinde de aktif hayatınıza geri dönebiliyorsunuz. Şikayet başladığında zarar da başlamış demektir. Sebep ne olursa olsun tedbiri var. Tedavi ihtimalleri var. En kötüsü insanın 'geçer' diyerek kendi kendini savsaklaması. Başlangıçtaki tanı ve tedavi için harcanan vakit ve nakit makul düzeylerde. Diz kıkırdakları aşınıp kireçlendikten sonra kullanılan protezler ve uygulamalar maliyeti yükseltiyor. Yani iş işten, diz dizden geçmeden tedavi şart. Sorun sadece gençlerde ve büyüklerde değil. Çocuklarda da çok önemli. Çocuklarımız büyüme ağrısı denilerek diz ağrıları ile yaşamaya mahkum ediliyor. Özellikle doğumdan itibaren ortaya çıkan kalça ile ilgili farklılık ve hastalıklar diz ağrılarına neden olur" dedi.
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 20 Ocak 2016 Çarşamba 09:47 |
|
|
|
|