Erken teşhisin hayati önemine dikat çeken Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Klinik Şefi Doç. Dr. Gonca Yılmaz, bebeklerde işitme kaybının erken dönemde tanımlanıp tedavi edilmediğinde dil gelişimine zarar verdiğini söyledi.
Yeni doğan taramaları başta olmak üzere, bebek ve çocuklarda düzenli olarak taramaların yapılması gerektiğini vurgulayan Dr. Gonca Yılmaz, ayrıntılı fiziki muayene ile yarık damak ve dudak, katarakt, kalça çıkığı, inmemiş testis gibi problemlerin erken dönemde fark edilebileceği belirtti. Dr. Yılmaz, koruyucu sağlık hizmetlerinin önemli parçası olan taramaların, Türkiye'de de sağlık politikalarının önemli bir ağırlığını oluşturduğunu söyledi.
Doğumdan hemen sonra başlayan tarama testlerinin tanı amaçlı testlerle karıştırılmaması gerektiğini belirten Yılmaz, ''Taramalar, belirli bir hastalığın sağlıklı görünen bir çocukta olup olmadığının kontrol edilmesidir'' dedi. Yılmaz, bebeklerin dünyaya gelir gelmez tarama testlerinden mutlaka geçmesi gerektiğini ifade ederek, ''Doğumdan sonra, fenilketonüri (kalıtsal bir metabolik hastalık), hipotiroidi (tiroid bezinin az çalışması hastalığı), işitme, boy-kilo-baş çevresi ölçümü gibi taramalar sağlam çocuk bölümlerinde yapılmalı'' diye konuştu.
İşitme kaybı, en yaygın görülen doğumsal bozukluk
Taramalarda öykü, gözlem, fizik muayene ile pek çok hastalığın erken dönemde belirlenebildiğini kaydeden Yılmaz, ayrıntılı fiziki muayene ile yarık damak, dudak, katarakt, kalça çıkığı, inmemiş testis gibi problemlerin erken dönemde fark edilebileceğine işaret etti. Yeni doğan döneminde yapılan taramalarla hipertansiyon gibi olası hastalıkların da tespit edilebilineceğini söyleyen Yılmaz, bunun hem sağlıklı bireylerin yetişmesi hem de erken tedavi ile hastaya ve devlete önemli ölçüde maddi kazanç sağlayacağını belirtti.
Bebeklerde işitme kaybının, erken dönemde tanımlanıp tedavi edilmediğinde dil gelişimine zarar verdiğine dikkati çeken Yılmaz, işitme kaybının, 1000 canlı doğumunda 1-3 görülme sıklığı ile en yaygın görülen doğumsal bozukluk olduğunu söyledi. Yılmaz, işitme kaybının erken dönemde yapılan taramalarla belirlenebileceğine dikkati çekerek, ''İşitme kaybı saptanan çocuklardan işitme desteği alabileceklerin belirlenmesi ve 6 aydan önce gerekli müdahalelerin yapılması durumunda, bu çocuklarda 3 yaşında uygulanan dil testlerinde normal sonuçlar alındığı göz ardı edilmemeli'' dedi.
Erken çocukluk taramaları
Doğumdan hemen sonra topuktan alınan bir damla kan ile yapılan fenilketonüri ve hipotiroidi taramalarının çok önemli olduğuna işaret eden Yılmaz, bu taramalar ile sonradan tedavisi çok güç olan ve kalıcı zeka geriliğine neden olan fenilketonüri ve hipotiroidi hastalarının erken dönemde tedavi edilebileceğine dikkati çekti. Yılmaz, çocuklarda büyüme ve gelişmenin de izlenmesi gerektiğinin önemli olduğunu, 2 yaşına kadar her kontrolde boy, ağırlık ve baş çevresinin ölçülmesi gerektiği söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü'nün, gelişmekte olan ülkelerde, 5 yaşından küçük her çocuğun büyümesinin izlenmesini gerektiğini ifade eden Yılmaz, ölçümlerin aynı kişi tarafından, ayarlanabilen duyarlı ölçü aletleri ile yapılması gerektiğini anlattı. Gonca Yılmaz, gelişim testlerinin altıncı aydan itibaren belirli aralıklarla uygulanması gerektiğini belirterek, 0-6 yaş arasında en az 4 kez gelişim testlerinin uzman hekim tarafından yapılması gerektiğini kaydetti.
Çocuklara 3 yaşından itibaren kan basıncı ölçümü, 6-12 ay arasında kansızlık taraması yapılması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Yılmaz, iki yaşından itibaren de hiperlipidemi (kanda yağların, kolesterol, trigliseridler ya da her ikisinin normalden daha yüksek düzeylerde olması) taraması ve üç yaşında diş hekimi tarafından kontrol edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
|