Fizik Muayene:
Terlemenin olup olmadığına özellikle dikkat edilmelidir. Ateşe rağmen terlemenin olmaması dehidratasyon, kusma, ishal, diabetes insipidus (şekersiz şeker jastalığı), anhidrotik ektodermal displazi, ailesel disotonomi ve atropin (madde) kullanımını akla getirir.
Kırmızı gözler özellikle poliarteritis nodoza gibi bir bağ dokusu hastalığının belirtisi olabilir. Kızamık, Coksackie enfeksiyonları, tüberküloz, infeksiyöz mononükleoz, lenfogranüloma venorum ve kedi tırmığı hastalığında palpebral konjunktivit olabilir. Bunun yanında bulber konjunktivit (göz iltihabı) Kawasaki Sendromunda ve leptospirozis'de görülür. Uveit (bir çeşit göz hastalığı) varsa sarkoidoz, juvenil romatoid artrit, sistemik lupus eritematosuz, Kawasakii Sendromu, Behçet sendromu ve vaskülitler düşünülmelidir. Korioretinit (göz hastalığı) varsa sitomegalovirüs, toksoplazmozis ve sifilis hatırlanmalıdır. Tüm nedeni belli olmayan ateşi olan hastalarda dikkatli bir göz dibi muayenesi yapılmalıdır.
Gözyaşının olmaması, kornea refleksinin alınmaması familal disotonomiyi akla getirmelidir. Sinüslerde ve dişlerde hassasiyet ve ağrı olup olmadığına dikkat edilmelidir. Ağız içi pamukçuk (Oral kandidiyazis) birçok immün sistem hastalığının bir bulgusu olabilir.
Ateşle beraber titreme varsa sepsis, endokardit, sıtma, brusella ve lokalize püğ kolleksiyonu araştırılmalıdır.
Boğazda iltihap olsun veya olmasın kızarma varsa bunun nedeninin infeksiyöz monomükleoz, CMV, toksoplazma, salmonella, brusella, tularemi, Kawasakii sendromu veya leptospirosis olabileceği bilinmelidir.
Kaslar ve kemikler dikkatlice muayene edilmelidir. Bir kemikte lokal ağrı ve hassasiyet varsa buna daha çok osteomyelitde ve neoplastik hastalıklarda rastlanır. Jeneralize kas ağrısı ise daha çok dermatomiyozit, trichinosis, poliarterit ve Kawasakii sendromunda ve mikoplazma ve arbovirüs enfeksiyonlarında görülür.
Rektal muayene sırasında pararektal adenopati veya hassasiyet varsa derin pelvik abseler, iliak adenit veya pelvik osteomyelit ayrıca araştırılmalıdır. Rektal muayene sırasında elde edilen gaitada gizli kan bakılmalıdır. Granülomatöz kolit veya ülseratif kolit varlığında belirgin kan kaybı olacaktır.
Hastanın genel aktivitesi ve döküntüleri ayrıca not edilmeli; tirotoksikoz varsa derin tendon reflekslerinin artacağı bilinmelidir.
Laboratuar çalışmaları:
Nedeni belli olmayan ateşi olan bir hastaya tanı koydurucu laborutuar tetkikleri yapılırken hastanın aciliyeti, hastalığının akut veya kronik seyirli olup olmadığı hekimin temposunu ayarlamasına yardımcı olur. Böylelikle gerekli testler gerekli hastalara yapılırken, lüzumsuz tetkiklerin yapılmasını ve para ve zaman israfını önler.
Başlangıç safhasında yapılan laboratuar araştırmalarında beyaz küre sayımı ve idrar tetkikleri mutlaka yapılmalıdır. Beyaz küre dağılımına dikkat edilmelidir. Absolü nötrofil sayısının >5.000/mm3 olması tifo dışındaki ciddi bakteriyel enfeksiyonların lehine değildir. Aksine polimorf nüveli lökositlerin >10.000/mm3 veya çomakların >500/mm3 olması ciddi bakteriyel enfeksiyonların lehinedir.
Eritrosit sedimantasyon hızının >30 mm/saat olması hastanın enfeksiyöz, otoimmün veya malign hastalıklar yönünden araştırılmasını endike eder. Sedimantasyon hızının düşük olması olası bir enfeksiyon hastalığını veya romatoid artriti ekarte ettirmez. Ancak saatte 100 mm'nin üstündeki eritrosit sedimantason hızı tüberkülozu, Kawasaki sendromunu, malignensiyi ve otoimmün hastalıkları akla getirmelidir.
Hastanın kan kültürleri alınmalıdır. Endokardit, osteomyelit, ve derin abselerin tanısında tekrar tekrar kan kültürü almak gerekebilir. İdrar kültürü rutin olarak alınmalıdır.
Tüberküloz tanısı için PPD yapılmalıdır. Öykü ve fizik muayenede düşündürecek bulgular varsa göğüs, sinüs, mastoid ve gastrointestinal sistem grafileri çekilmelidir.
Lösemi, metastatik neoplazmalar, mikobakteriyel, fungal veya paraziter hastalıklar, histiositozis veya depo hastalıklarının tanısı için kemik iliği incelemesi yapılmalıdır.
İnfeksiyöz mononükleoz, CMV hastalığı, salmonellozis, toksoplazmozis, tularemi, brucellozis, leptospirozis ve Juvenil romatoid artrit için diagnostik serolojik testlere gerek duyulabilir.
Osteomyelitlerin ve abdominal apselerin tanınmasında radyoaktif incelemeler faydalı olabilir. Subakut bakteriyel endokarditte olduğu gibi kalp kapaklarında vejetasyonların gösterilmesinde ekokardiyogram yardımcıdır. İntraabdominal apselerden kuşkulanıldığında ultrasonografi yapılmalıdır.
Neoplazmaların tanısında ve pürülan püğ kolleksiyonlarının gösterilmesinde total vücut kompütarize tomografisi veya magnetik rezonans incelemeleri yarar sağlar.
Bazen ayırıcı tanıda biyopsiye ihtiyaç duyulabilir. Organa spesifik bulgular olduğunda bronkoskopi, laparoskopi, mediastinoskopi ve gastrointestinal endoskopiye gerek duyulabilir.
Tedavi: Çocuklarda ateş ve enfeksiyon eş anlamlı değildir. Bunun yanısıra antimikrobik ajanlar antipiretik olarak kullanılmamalıdır ve ampirik tedaviden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Ampirik antibiyotik kullanımı endokardit, menenjit ve ostromiyelitleri baskılayarak tanı güçlüklerine yol açar. Hasta iyice tetkik edildikten sonra ateşi kontrol etmek için antibiyotikler kullanılır.
Prognoz: Çocuklarda nedeni belli olmayan ateşin prognozu (seyri) erişkinlerden daha iyidir. Vakaların çoğunda tanı konulmadan ateş kendi kendine düşer. Yaklaşık % 25 vakada ise dikkatli yapılmış bir incelemeye rağmen ateş süreklilik gösterir ve neden bulunamaz.