|
YUNANLI MÜSLÜMANDAN İLGİNÇ İZMİR ÇIKARMASI! |
|
|
Çok ilginç bir ülkede yaşıyoruz… Ağzı olanın konuştuğu, iki kitap okuyanın muhaddis ve müfessir olduğu, işlerin ehline verilmediği, köşe yazarlarına fıkıh soruların sorulduğu, fıkıh-tefsir ve hadiste profesör olanların iş alanlarına dönmediği, meydanların; Hocam müzik haram mı sorusuna ‘ bu konuda hiçbir sahih nas yoktur. Ben Ahmet Kaya dinlerim ‘diye fetva veren cahillere kaldığı, edebiyatı iyi olanın âlim zannedildiği, Peygamberimizin emirlerinin cemaat önderlerinin emirleri yanında çok zayıf kaldığı, uydurma dua ve rüya tabirleri kitaplarının belkide en çok satıldığı çok ilginç bir ülkede yaşıyoruz…
Dinini sahih kaynaklardan öğrenmek isteyenler Yunanistan’a gitsin… Afrika’ya gitsin… Fakat Türkiye’ye gelmesin… Vallahi gelmesin! Kafası çorba gibi olur dinden soğur… Elli tane islamla karşılaşır… Yetmiş milyon adına ümitsiz olmamaya çalışıyorum ama maalesef durumumuz, bu…
Geçen ay İzmir- İlim-derneğinin daveti üzerine İzmir Seferihisar’da güzel bir mekânda yurdun çeşitli yerlerinden gelen kardeşlerle tanışıp hoş sohbetler ettik… İlim-der’den Gazi abi, Cafer- Necmi, Ali ve diğer kardeşlerimizin kardeşlik anlayışlarını unutmamız ne mümkün… Rabbim firdevsine ağırlasın kendilerini ve adlarını hatırlayamadığım kardeşlerimi…
Dokuz konuşmacıydık. Yunan ve alman kökenli iki kardeşimiz yaptığı konuşmalarla geceye damgasını vurdu… Herkes davetçi olma vasfını tekrardan gözden geçirdi… İlk kez Yunanistanlı bir müslümanla tanışıyordum… Dinimin gözünü seveyim, bizlere düşman ilan edilen bir Yunanlının ağzından bal akıyordu sanki… Nasıl hidayet bulduğu sorusuna cevapla başladı konuşmasına… Hafızamızda kalan bölümü sizinle paylaşmak istiyorum;
Kardeşimiz konuşmasına şöyle devam etti; Hidayet aşamasında çok sevdiğim kız arkadaşıma Müslüman olmasını tebliğ ettim. Bir alman olarak karalara bürünemem dedi… ‘Ya kız arkadaşım ya da İslam’ yol ayrımında kaldım. Ben Allah için kız arkadaşımı terk edip sen yoluna ben yoluma dedim… Günlerden bir gün mescideyken cep telefonum çaldı ve kız arkadaşım mescidin dışına çıkmamı istedi. Mescidden çıktım ve karşımda kız arkadaşım. Gözlerime inanamadım… Allah’ın istediği bir şekilde kapanmış karşımda duruyor. Gayri ihtiyari koşup sarılmak isteyince, sağ elini göğüs hizama getirerek; dur’ ben bir müslümanım. Bana dokunamazsın! Bu caiz değil, Dedi. Ben de Allah-u ekber dedim. Biz dinleyicilerin tamamına yakını o kızla evlenip evlenmediğini sorduk. Tebessüm ederek; Elhamdulillah o kızla evlendim ve şimdi iki çocuğumuz var, Dedi.
Ya Rabbi! Vallahi sen işiten, gören ve bilensin… Yunanlı kardeşimize hayran gözle bakarken birçoğumuzun aklına; Kişi neyi Allah için terk ederse, Allah ondan daha hayırlısını verir’ hadisi geldi, eminim buna… Yunanlı kardeşimiz konuşmasına şöyle devam etti; Biz Yunanlılar Türkleri hep düşman olarak bildik. Bizi kandırdılar… Eğer İzmir’de bir yunanlı görürseniz düşman olarak bakmayın. Belkide dinini aramaya gelmiş bir kardeş adayınınızdır…
Kardeşimizin bu konuşmaları ‘dünya müslümanı olmak’ istememin altını çizmeye yetti… Bizlere tekrardan dönüp; neden bizlere dininizden bahsetmediniz? Neden Yunanistan’a gelerek İslami çalışmalarda bulunmadınız? Deyince ne diyeceğimizi bilemedik… Kem-küm dahi edemedik. Dökülen gözyaşları bir cevaptı ama o ne anladı tahmin edebiliyoruz… Yunanlı ve Alman kardeşlerimiz dünya Müslümanlığı dersleri verirken aklıma ‘Gariblere ne mutlu.’ hadisi geldi. Kaynağından aldığım hadisi sizinle paylaşayım, "İslam garip başladı. Başladığı gibi tekrar garip olacaktır. Gariplere ne mutlu!". (Müslim) Kimler gariptir, ya Rasulallah? Diye sorulunca şöyle dedi: "İnsanlar bozulduğu zaman düzeltmeye çalışanlardır." Başka bir rivayette ise şöyle geçer: Kimler gariptir ya Rasulallah? Diye sorulunca şöyle dedi: "İslam garip başladı, başladığı gibi garip oluncaya kadar da kıyamet kopmayacaktır, insanlar bozulduğu zaman ne mutlu gariplere!" İbn Vehb'in rivayetinde ise Rasulullah (s.a) şöyle buyurur: "Allah'ın kitabı terk edildiğinde ona yapışan ve sünnet kaybolduğu zaman onunla amel eden gariplere ne mutlu!" Bir rivayette de şöyle geçer: "Şüphesiz İslam garip başladı; başladığı gibi tekrar garip olacaktır. Gariplere ne mutlu!" "Hz. Peygamber'e garipler kimlerdir? Diye sorulunca şöyle cevap verdi: “Benim sünnetimden insanların öldürdüğü/ortadan kaldırdığı şeyi diriltendir."(Müslim)
Yunanlı ve alman kardeşlerimiz her aklıma gelişte gariblere ne mutlu hadisi satır satır gözlerimin önüne gelir… Rabbim, bizleri dinimizi yeniden gözden geçirip sünneti ihya eden kullarından eyle. Âmin.
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 15 Mayıs 2009 Cuma 18:31 |
|
|
|
|