|
KAZANDIĞIMIZDA KAYBEDİYORUZ |
|
|
Kendi buyruğumuz doğrultusunda çocukları güçsüz hissettirdiğimizde içlerinde korkunç bir öfkenin uyanmasına yol açıyoruz. O an çocuk öfkeyi ifade edemeyebilir.
Ama içinde kalır, ya kendine zarar veriri ya da ilerde başka yerde patlar. Bu çocuğun kişiliğine bağlı. Bazen daha çok ebeveyin ile çatışmaya yol açar. Nancy Salaman'ın dediği gibi, 'kazandığımızda aslında kaybediyoruz.' Güç gösterisi ile çocuğumuza söz dinletiyorsak, tehditlerle ve cezalarla eğitiyorsak çocuklarımız zayıf ve çaresiz hissederek büyüyorlar.
Buna dayanamıyorlar, güçlü hissedebilmek için bir çatışma ortamı daha yaratıyorlar. Bazı çocuklar bu biçimde sürekli otoriteye karşı çıkarak yaşamaya başlıyorlar. Belki okulda başka çocuklarla çatışmaya başlıyorlar. Araştırmalara göre 3 yaşındaki çocuklar bile arkadaşlarına karşı şiddet uygulamaya başlıyorlar.
Bazen ise çocuklar gizliden güç oyunu oynar. Önünde istediğin gibi davranıp sen bakmazken asıl yaramazlıkları yaparlar. Mükemmel bir çocuk rolünü oynar, ama aslında ikinci bir hayatları vardır. O kadar kontol etmeye çalışan ebeveyinlerin çocukları, ebeveyinlerin hiç haberi olmayan ikinci bir hayat yaratırlar.
Yukardakiler Alfie Kohn'ın Unconditional Parenting kitabından. Daha da zararları var ama burada şimdilik ara vereceğim. Bir dahaki bloglarda nasıl sert disiplinin zarar yarattığını anlatacağım. Peki alternatif nedir? Bazen evet bazen hayır diyen, kendi iç sesini dinleyen, çoğu zaman ondan isteneni yapan çocuklar nasıl yetişiyorlar? Çocuklara saygı duyan, açıklama ile anlatan, sıradışı beklenti içinde olmayan ebeveyinlerle yetiştirilen çocuklar öz güven ve saygı ile davranıyorlar.
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 04 Ocak 2013 Cuma 09:54 |
|
|
|
|