|
PREMATÜRE DOĞAN BEBEKLER ARTIK DAHA ŞANSLI |
|
|
ÇÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAnabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Narlı: ”Tıptaki gelişmeler prematüre doğan bebeklerin yaşama şansını ciddi oranda artırdı”
Türkiye’de her yıl 1 milyon 250 bin bebekten yüzde 10’unun, annede enfeksiyon, kalp, böbrek ve hipertansiyon gibi hastalıklar, anne ve bebek arasındaki kan dolaşımı sorunları gibi nedenlerle erken dünyaya geldiği, bu bebeklerin tıptaki gelişmelerle yaşama şansının ciddi oranda arttığı bildirildi.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nejat Narlı, Adana Metro Hastanesi’nde düzenlenen ”Prematüre Doğum Günü” etkinliğinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, prematüre doğumu tetikleyen birçok etken bulunduğunu söyledi. Bunların başında annede enfeksiyon, kalp, böbrek ve hipertansiyon gibi hastalıklar, anne ve bebek arasındaki kan dolaşımından kaynaklanan sorunların geldiğini anlatan Narlı, yardımcı üreme tekniklerinin gelişmesiyle ikiz veya üçüz hamilelikte de erken doğum olabildiğini ifade etti. Narlı, tüm bunların hamileliğin kalitesini düşürdüğünü belirterek, ”38 haftanın altında doğan bebekler erken doğmuş olarak kabul ediliyor. Dünyada erken doğum oranı yüzde 10 civarında. Ülkemizde de yılda dünyaya gelen 1 milyon 250 bin bebekten yüzde 10’u prematüre. Bunlardan 35 ve 38 hafta arasında doğan bebeklerin büyük bir kısmı kuvöz bakımı gereksinimi olmadan annesinin yanına verilebiliyor. Ancak 35 haftanın altında doğan bebekler kuvöz bakımı ve gerekli olan diğer tıbbi müdahalelere ihtiyaç gösterebiliyor” dedi. Türkiye’de 15 yıl önce yılda ortalama 2 milyon bebek dünyaya geldiğini anlatan Narlı, şöyle konuştu: ”Doğum oranı azaldı, erken dünyaya gelen bebeklerin yaşama şansı ise eskiye oranla daha fazla. Bebeklerin kuvözleri işgal etme süresi uzadı. Bu bebeklerin hayatta kalma şansının arttığının bir göstergesi. Prematüre bebeklerin yaşam oranı arttığı için, kuvöz ihtiyacı eskisi kadar olmasa bile hala var. Bebek doğum oranı 15 yıl önceye göre azalınca sorunlu olan bebek sayısı da azalmış oldu. Bebeklere uygulanan tıbbi müdahaleler ve kullanılan cihazlarda günümüzde 15 yıl önceye göre artık ciddi farklılıklar var. Bu gelişmeler prematüre doğan bebeklerin yaşama şansını ciddi oranda artırdı. Solunum cihazlarının sayısı arttı, erken doğuma bakıştaki bilinç gelişti. Sadece yeni doğan hekimlerinin değil, kadın doğumcu ve çocuk hekimlerinin işbirliği de bu bilincin gelişmesinde önemli rol oynadı. Çünkü daha bebek doğmadan önce erken doğum riski varsa, gelişebilecek sorunları azaltma konusunda girişimlerde bulunuluyor ve planlama yapılıyor. Tüm bu olumlu gelişmeler sayesinde 10 yıl önceye göre prematürede yaşam oranı ciddi şekilde artarken, yaşatılan bebeklerde sakatlık olması gibi sorunlar da azaldı.” Narlı, prematüre doğan bebeğin tüm organ sisteminin risk altında bulunduğunu da söyledi. Prematüre bebeklerin kırılgan olduğunu, bu bakımdan tüm girişimlerin nazik olması gerektiğini anlatan Narlı, ”Çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerin canlandırma işlemi, daha bebek doğmadan anne karnında başlar. Bu aşamada yapılan en önemli işlem, erken doğum riski olan anne adayına verilen ve bebeğin akciğerlerinin daha iyi gelişmesini sağlayacak ilaçlardır. Bu ilaç uygulandığı takdirde bebeğin yaşama şansını artırıp, erken doğuma ait organ ve sistemlere ait sorunlar en aza indirgeniyor” diye konuştu.
Ülkelerin gelişmişlik düzeyinin ölçüldüğü çocuk ölümlerinde prematüre ölümlerinin azalmasının da önemli yer teşkil ettiğini bildiren Narlı, şöyle devam etti:
”Erkek doğan bebekte yaşamın ilk dakikalarında uygun basınç, oksijen yoğunluğu, akciğeri geliştirecek ilacın direkt akciğer içine verilmesi gibi teknikleri içeren özel girişimler, canlandırma ve tedavinin çok önemli yeri var. Akciğerin gelişimini sağlayabilmek ve hasarlanmasını en az düzeyde tutacak bu girişimler, bebeğin sadece doğum sonrası saatlerinde değil, ömür boyu yaşam kalitesini de etkiler. Bebekler, yoğun bakım ünitesinde kendi başlarına yeterli solunumu sağlayacak düzeye gelene kadar izlenir, ilerleyen süreçte beslenme ve oksijen bağımlısı olma sorunu karşısında da yakın takibe alınır. Akciğerde enfeksiyon gelişmesi olasılığı da yüksek olduğu için erken doğanlara özellikle kış aylarında ayda bir yüksek teknolojiyle üretilen aşı uygulanmasında yarar var.”
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 15 Mart 2013 Cuma 09:55 |
|
|
|
|