|
BÖBREK HASTASI ANNE ADAYLARI, KONTROLE DAHA SIK GİTMELİ |
|
|
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruşen Aytaç, kronik böbrek yetmezliği bulunan anne adaylarında, yüksek tansiyon, erken doğum, bebeğin gelişiminde gerilik ve bebek ölümleri riskinin artması nedeniyle tıbbi takiplerinin daha sık aralıkla yapılması gerektiğini bildirdi. Prof. Dr. Aytaç, kronik böbrek hastalığı olan kadınların gebeliklerinin genellikle sorunlu seyrettiğini söyledi. Böbrek yetmezliğiyle doğru orantılı olarak gebeliğe ait sorunların da arttığına işaret eden Prof. Dr. Aytaç, gebeliğin getirdiği dolaşım yükü nedeniyle böbrek yetmezliğinin giderek ağırlaşmasının beklenen bir durum olduğunu kaydetti. Aytaç, kronik böbrek yetmezliği bulunan anne adaylarında yüksek tansiyon, erken doğum, bebeğin gelişiminde gerilik ve bebek ölümleri riski arttığından tıbbi takiplerin daha sık aralıkla yapılması gerektiğini anlatarak, ”Bebeğin gelişim bulguları da yeterli değil ise tedavisinin uygun şekilde yürütülmesi gerekir. Kansızlık ve yüksek kan basıncı gibi durumlara da müdahale edilmelidir” dedi. Prof. Dr. Aytaç, kronik böbrek hastalarında gebe kalamama sorununun görülebildiğini vurgulayarak, diyaliz tedavisi görenlerde bu sorunun daha kolay anlaşılabildiğini belirtti. Gebe kalanlarda ise erken dönemde kayıp, erken doğum veya ölü doğum gibi istenmeyen sonuçların daha sık olduğunu aktaran Aytaç, ”Bu dönemde, gebeliğin ortaya çıkması, tedaviye engel değildir ve hangi diyaliz yöntemi kullanılıyor ise devam ettirilmesinde sakınca yoktur. Seanslarının haftada 5-6’ya kadar çıkarılması gerekebilmektedir. Ancak anne adayında ciddi tansiyon yüksekliği, kalp yetmezliği, yaygın enfeksiyonların görülmesi daha sıktır” şeklinde konuştu. ”Nakilden sonraki hamilelik süreci”
Böbrek naklinden sonra kadınların azalmış olan üreme kapasitesinin hızla normale döndüğüne dikkati çeken Aytaç, böbrek nakli olan kadınların, 2 yıl süreyle genel sağlık durumları iyi olması durumunda hamile kalabileceğini vurguladı. Aytaç, böbreğin iyi durumda olması, idrarda proteinin az ya da hiç olmaması gerektiğini dile getirerek, ”Kan basıncının normal olması veya yükselmiş ise de kolayca kontrol edilebilir olması önemlidir. Hastaların gebeliklerinin yüzde 76’ı canlı doğum ile sonuçlanmakta olsa da düşük ve erken doğum ağırlıklı bebeklerin dünyaya gelmesi oldukça sıktır. Bebeklerde doğumsal bozuklukların artmaması önemli bir özelliktir. Böbrek naklinden sonra gebe kalan kadınlarda daha sıkı takip zorunludur” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Aytaç, böbrek nakli olan gebelerde, sezaryenle doğum oranının yüzde 50 civarında olduğunu da sözlerine ekledi.
|
|
|
|
Sayfayi öner |
Yorum Ekle |
|
Yorumlar(0) |
Oluşturma | 25 Ekim 2013 Cuma 11:20 |
|
|
|
|