Çocuk Kalp Vakfı Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, Her yıl yaklaşık 14 bin bebeğin doğuştan kalp hastalığıyla dünyaya geldiğini söylüyor.
Pedodonti Uzmanı Dr. Dt. Banu Kürkçü, hamilelik döneminde diş çürümeleri ve dişeti kanamalarının artabileceğini belirterek, “Rahat bir hamilelik geçirmek için mümkünse gebe kalınmadan tüm diş tedavi ve bakımı tamamlanmalıdır” dedi. Kürkçü, yaptığı açıklamada, artan östrojen hormonuna bağlı olarak normal yaşantıda sorun yaratmayan plakların, hamilelik döneminde dişeti kızarmalarına, kanamalara hatta dişeti büyümelerine sebep olduğunu dile getirdi. “Hamilelik tümörü” olarak da adlandırılan dişeti büyümelerinin, doğum sonrasında zamanla küçülerek yok olduğunu kaydeden Kürkçü, şunları ifade etti: “Gebelik sırasındaki diş bakımı bu problemin görülme olasılığını azaltmaktadır. İkinci sıklıkla karşılaşılan problem de diş çürüğündeki artıştır. Halk arasında bebeğin annenin dişlerindeki kalsiyumu kullandığına ve bu yüzden diş çürüğünde artışın meydana geldiğine dair bir görüş olsa da bununla ilgili bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.
Diş çürüğündeki artışa bulantı sebebiyle iyi fırçalamama ve şekerden zengin beslenmenin sebep olduğu bilinmektedir. Rutin diş kontrolleri anne ve bebekleri için herhangi bir risk taşımaz. Ancak diş hekimine hamileliğin kaçıncı ayında olunduğu ve kullanılan ilaçlar hakkında bilgi verilmesi önemlidir. Diş tedavileri mümkün olduğunca gebeliğin ikinci üç aylık dönemine (4, 5, 6. aylar) ertelenmeli ve ağrılı işlemlerden kaçınılmalıdır.
Lokal anesteziklerin bebeğe zarar verdiğine dair bir veri yoktur hatta ağrının anne ve bebek üzerinde daha fazla strese yol açtığı bilinmektedir. Antibiyotik olarak penisilin türevleri güvenli bir şekilde kullanılabilirken tetrasiklin türevleri, kesinlikle kullanılmaması gereken antibiyotik grubudur. Bebeklerin diş gelişimi rahim içi dönemde olduğu için tetrasiklinler geri dönüşümü olmayan diş renklenmelerine sebep olmaktadır. Diş hekimleri kullanılacak her türlü ilaç hakkında anne adayını kontrol eden doktor ile iletişim halinde olmalıdır.” Kürkçü anne adaylarına, henüz hamile kalınmadan ileride sorun çıkaracak tüm diş tedavi ve bakımlarını tamamlamalarını da önererek, şunları ekledi: “Hamileler günde en az 2 kere dişlerini fırçalamaları, hem bebeğin hem de bebeğin diş gelişimi için dengeli beslenmeleri, şekerden zengin ara atıştırmaları azaltmaları, rutin diş kontrollerini yaptırmaları ve kusma sonrasında dişlere zarar vermemek için en az 45 dakika diş fırçalamadan kaçınmaları, çok rahatsız oldukları durumda ise karbonatlı su ile gargara yapmalarını tavsiye ediyoruz.
Bebeğin ağzındaki bakterilerin kaynağının annesi olduğu unutulmamalıdır.”Sarıoğlu, bu hastalıkla doğan bebeklerin yüzde 50'den fazlasının ise yaşamları boyunca en az bir kez cerrahi operasyonla karşı karşıya kaldığını belirtti.
Ülkemizde Çocuk Kalp Sağlığı hizmetlerinin hasta güvenliği ve kalite göstergeleri açısından ileri dünya standartlarına yükseltilmesi için yapılması gereken çalışma ve düzenlemelerin ele alındığı 'Türkiye 2. Çocuk Kalp Sağlığı Platformu', Türk Çocuk Kardiyolojisi ve Kalp Cerrahisi Derneği, Çocuk Kalp Vakfı ve Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği tarafından İstanbul'da düzenlendi.
PROF. DR. SARIOĞLU: 'ÇOCUK KALP HASTALIKLARI YÜZBİNLERCE AİLEYİ ETKİLİYOR'
Çocuk Kalp Vakfı Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ını teşkil eden çocukların kalp sağlığının, özellikle doğumsal kalp hastalıklarının önemli sağlık sorunlarından biri olduğunu söyledi. Son zamanlarda bazı merkezlerde önemli gelişme ve ilerlemeler sağlanmış olmasına rağmen yurt çapında çocuk kalp sağlığı hizmetlerinin uluslararası standartların gerisinde olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sarıoğlu şunları söyledi: 'Ülkemizde her yıl 13.000-14.000 çocuğun doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya geldiği, bu çocukların önemli bir kısmının çeşitli yetersizlikler nedeni ile tedavi şansına kavuşamadığı, hayatını kaybettiği veya kronik kalp hastası durumuna düştüğü bilinmektedir.
Her yıl üst üste biriken hastaları da dikkate aldığımızda, yüz binlerce ailenin sağlık sorunları yanında psiko-sosyal ve ekonomik sorunlarla da karşı karşıya kaldığı görülmektedir. Bu platformun amaç ve hedefi; çocuk kalp sağlığı hizmetlerinin, 'Hasta güvenliği ve Kalite göstergeleri' açısından yurt çapında, Dünya standartlarına yükseltilebilmesi için gerekli çalışma ve düzenlemelerin başlatılmasıdır.
Gündemdeki sorunların çözümü; Sağlık Bakanlığı, SGK, İlgili meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütlerini ilgilendirmektedir. Bu platform çözüm önerileri geliştirmek üzere önemli bir sorumluluk üstlenmiş bulunuyor. Platform olarak belirtmek isteriz ki artık lokal, gündelik başarılarla yetinmekten vazgeçmeli, yurdumuzun tümünde çocuk kalp sağlığı hizmetlerinin, uluslararası standartlara yükseltilmesini hedeflemeliyiz.
Burada kişisel ve grupsal çıkar ve beklentilerin ötesinde ve üstünde bir ülke ve insanlık sorunu vardır. Çabalarımız bu soruna çare bulunmasına yöneliktir. Bu bizim hastalarımıza, ailelerine, bilime ve uzmanlık alanımıza karşı öncelikli sorumluluğumuzdur' diye konuştu.
PROF. GÜRBÜZ: 'DOĞU'DA MERKEZ SAYISI AZ, SIKINTI YAŞANIYOR'
Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Gürbüz ise toplantının, ilgili hekimler, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kamu Hastaneler Birliği ve bürokratların katılımıyla daha da zenginleştiğini söyledi. Toplantıda, Türkiye'deki çocuk kalp ameliyatlarıyla ilgili sorunların tartışıldığını ve ortak bir çözüm bulunması konusunda önemli adımlar atıldığını vurgulayan Prof. Dr. Gürbüz, şöyle devam etti: "Erişkin kalp ameliyatlarında bir sorun yaşanmamaktadır.
Ancak çocuk kalp cerrahisine girdiğimiz zaman daha yoğun bir emek gerektiren bir grup olmakta birlikte, şu anda Türkiye'de 100 aktif cerrahımız bunu 27 merkezde gerçekleştirmektedir. Buradaki asıl problem, bu merkezlerin daha çok Batı'da lokalize olması. Halbuki çocuk nüfusunun daha yoğun olduğu Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde bu tür merkezlerin sayısının az ve bölgesel dağılımların orantısız olduğunu görüyoruz. Bunlar da masaya yatırıldı ve bakanlıklarımızla birlikte ortak çalışmalar yaparak, bunların bir sonuca kavuşacağı kanaatindeyiz."
10 YAŞINDAKİ KALP HASTASI NESLİ KEMANIYLA İZLEYENLERİ BÜYÜLEDİ
Bebekken kalp ameliyatı olan 10 yaşındaki Nesli Coşku Özgül, etkinlikte yer alan plaket töreninde kürsüye çıkarak, kemanla "Bu kalp seni unutur mu?" şarkısını çaldı. Bir yıldır keman çaldığını söyleyen Özgül, salondakilerden büyük alkış aldı. Sağlığı için ileriki yaşlarda bir kez daha kalp ameliyatı olması gereken Özgül, "Ameliyat olacağım diye korkmuyorum. Bunun çok ciddi bir şey olmadığını biliyorum. Bu yolda ailem ve doktorlar bana çok yardımcı oluyor" dedi.
Nesli Çoşku Özgül'ün babası Hakan Özgül, kızına 2 aylıkken teşhis konulduğunu anlatarak, "Daha sonra çocuk doktorumuzun yönlendirmesiyle şimdiki hocalarımızla irtibata geçtik. Daha sonraki süreçte kızımız 9 aylıkken ameliyat oldu. Şu anda gayet iyi. Nesli ergenlik çağında bir operasyon daha geçirecek, onu bekliyoruz. Çok da rahatız. Doktorlarımıza güveniyoruz. Kızımın da bu konuda herhangi bir endişesi, korkusu yok. Biz de aile olarak hazırlıklıyız çünkü en Türkiye'nin iyi hocaları yanımızda" dedi.
|