Okulların kapanmasıyla birlikte karne, tüm ebeveyn ve çocukların ilk Gündem maddesi oldu.

     Başarılı bir sene geçirenler şimdiden yaz tatilinin keyfini çıkartmaya başladı. Ancak karneleri hepsi beklenen başarı ortalamasını yakalayamayan çocuklar ve aileler için sıkıntılı bir sürece girildi.
 
     Peki, aileler notları belli bir başarı ortalamasının altında kalan çocuklara nasıl davranmalı? Yazı nasıl değerlendirmeli? Çocuğun notları mı yoksa yıl içinde gösterdiği çaba mı ödüllendirilmeli? Kötü karneye hediye olur mu?
 
     “Her çocuk yoğun bir dönem sonrası, ödüllendirilmek ister” diyen DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Klinik Psikolog Ayşen Kayahan ailelerin yaz tatili programları ile ilgili ciddi kafa karışıklığı yaşadığını anlatıyor. Kayahan, “Yaz tatili; aileye ve öğrenciye hem dinlenme olanağı hem de yeni döneme hazırlanma fırsatı sunan uzun bir süreçtir. Öğrencilerin pek çoğu tatili, Kitap ve defterlerden uzak, televizyon ve bilgisayar başında olmak için bir fırsat olarak görür. Okullar kapandıktan sonra duruma göre birkaç hafta gerçekten pek çok zorunluluktan uzak, dinlenerek geçirilebilir. Dinlenerek ve tatil yaparak geçirilen belli bir süre verimliliği arttırmaktadır. Ancak tüm yaz tatilini okumadan, akademik alanlarda hiçbir çalışma yapmadan geçirmek doğru değildir. Tatil aynı zamanda okuma alışkanlığının iyice pekiştiği, eksik olan konuların desteklendiği, açıkların kapatıldığı, ilgi alanlarına yönelik çalışmaların yapıldığı bir zaman dilimidir” dedi.
 

     Tatilin sadece dinlenme değil, bazı hazırlıklar için de fırsat olduğuna dikkat çeken Kayahan, “Tatil yeni edinilen becerilerin geliştirilmesi açısından önemlidir. Ayrıca yaz tatili çocukların yaşadıkları zorlukların sebeplerini araştırmak ve çözüm üretmek için bir fırsat olabilir” dedi.
 
ÖDÜL PAZARLIK OLMAMALI..!

     Çocukların ödül talep etmesinin normal olduğunu ancak bu ödüllerin pazarlık konusu olmaması gerektiğini anlatan Kayahan, “Bazen dönem başında ödülü belirlemek çocuğun motivasyonunu olumlu etkileyebilir ama ödül sürekli bir pazarlık konusu olmamalıdır. Çocukların beceri alanları birbirinden farklıdır, dolayısıyla tüm derslerde aynı başarıyı gösteremeyebilirler. Önemli olan çaba harcamasıdır. Ancak çocukların da zaman zaman zorlandıkları konuda kaçınma davranışı gösterip, çalışmaya yeterince ilgi göstermeyebileceği unutulmamalıdır” dedi.
 
     Karnesi başarısız olan çocukları değerlendirirken dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu anlatan Kayahan, “Çocuğu; çalışmıyor, tembel, sorumsuz diyerek durumu sadece keyfi bir isteksizlik gibi değerlendirmek yerine, zorlanıyor ve kaçınıyor gibi düşünmek doğru olacaktır. Çocuk için bir çalışma programı çıkarırken çok zorlayıcı ve suçlayıcı olmadan, parçalara bölüp küçülterek bir program hazırlamak çocuğun uyumunu arttıracaktır” dedi.
 
     Bu dönemde hem zevkli hem de eğitici aktivitelere yönelmenin önemine değinen Kayahan, “Örneğin, başlangıç olarak görselliği yüksek kitaplar seçilebilir. Veliler çocuktan, yaşadığı şehir ve çevresiyle ilgili tanıtıcı kitapları okuyup, notlar almasını isteyebilir. Çocuğun sevdiği ve zevk aldığı faaliyetleri, beraber yapmak paylaşımın en güzel halidir. Yapılması gereken çalışmalara biraz keyif katabilirsek, tatil anlam kazanmış olur” dedi.