The Lancet Oncology Dergisi tarafından yayımlanan yeni bir araştırmaya göre 10-15 yıl doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda rahim içi (endometrium) kanseri riski yarı yarıya iniyor.
1965 and 2014 yılları arasında yüksek gelirli ülkelerde 143,019 kadından oluşan 36 çalışmaya bakıldığında, uzun süre doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda endometrium kanseri riskinin azaldığı görüldü.
Yapılan çalışmaya göre; doğum kontrol hapı, kanser olma riskini yüzde 25-50 oranında azaltıyor. Eğer bir kadın hiç doğum kontrol hapı kullanmamış ise o kadının hayatı boyunca endometrium kanseri ile karşılaşma oranı 75 yaşına kadar yüzde 2 ila 3. Eğer 5 yıl kullanmışsa risk yüzde 1.7’ye düşüyor. Doğum kontrol hapı kullanımı 10 yılı geçtiyse, kansere yakalanma riski yüzde 1.3’e düşüyor. Ve 15 yıllık kullanımın ardından ise oran yüzde 1’e geriliyor.
“BİZDE ÇOK KORKULUYOR AMA DÜNYADA EN ÇOK KULLANILAN YÖNTEMLERİN BAŞINDA”
Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) Başkanı Prof. Dr. Cansun Demir, doğum kontrol haplarının yaklaşık 50 yıldır dünyada kullanıldığını ve bu hapların çocuk olmasını önlemenin dışında başka etkilerinin olduğunu da söyledi.
Prof. Dr. Demir, doğum kontrol haplarının kemik erimesini ve yumurtalık kistlerinin oluşumunu önleme ve de memede fibrokistik hastalığın önlenmesine katkı sağladığını vurgulayarak, "Ayrıca doğum kontrol haplarınını; 1. Endometrium (rahim) kanseri 2. Over (yumurtalık) kanseri 3. Kolon (kalın barsak) kanserini önlediği de ispatlanmış durumda. Bu nedenle bizde çok korkulmasına rağmen dünya da en çok kullanılan yöntemlerin başında geliyor” dedi.
"MEME KANSERİ RİSKİNİ ARTIRDIĞINI GÖSTEREN BAZI ÇALIŞMALAR VAR"
Prof. Dr. Cansun Demir, “Doğum kontrol haplarının ispat edilmiş bir kansere neden olduğu gösterilememiş ancak meme kanserini artırdığını gösteren bazı çalışmalar var. Ama bu ispatlanmış olmamakla beraber; bunun aksini gösteren başka çalışmalar da var” şeklinde konuştu.
“ESKİDEN 2-3 YIL DENİYORDU”
Doğum kontrol hapı kullanımında belirti bir süre olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Demir, şunları söyledi: “Artık maksimum bir süre yok. Eskiden 2-3 yıl denirdi ve daha fazlası önerilmezdi ama şimdi eğer kişi sigara içmiyor ise menopoza kadar kullanımında sakınca olmadığı söyleniyor. Doğum kontrol haplarının sigara içen kişilerdeki en büyük riski tromboemboli yani bacaklara pıhtı yapması.”
30 YIL SONRA BİLE...
Günümüzde mevcut olan bilgilerin zaten rahim içi kanseri riskinin doğum kontrol hapı kullanımı ile azaldığı yönünde olduğunu açıklayan Hacettepe Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. İsmail çelik ise, “Yayınlanan bu yeni çalışmada ise bu risk azalmasının ne kadar sürdüğü ve bu koruyuculuğu etkileyebilecek diğer olası faktörler araştırılmıştır. Bu aşamada çalışma hakkında kısa bilgiler vermek gerekirse: Daha önceden yapılmış olan 36 epidemiyolojik çalışmanın verilerinin bir arada değerlendirildiği bir çalışmadır. Toplamda 27.276 rahim içi kanserli hasta ve 115 bin 743 kansersiz hastaya ait veriler bir araya toplanmıştır.
Doğum kontrol hapı kullanımı ile rahim içi kanseri arasındaki olası ilişkiler ise şöyle incelendi: Tanı yaşı, vücut kitle indeksi, doğum sayısı, menopoz durumu, menopozda hormon kullanımı, sigara içimi, ilk adet yaşı, etnik köken, alkol kullanımı ve doğum kontrol hapı kullanım süresi. Çalışmada elde edilen ana bulgular özetlenecek olursa, yaklaşık olarak 10-15 yıl boyunca doğum kontrol hapı kullanılırsa rahim içi kanseri riskinin hemen hemen yarı yarıya azalacağıdır. Çalışmada ayrıca, bu risk azalmasının doğum kontrol hapı kullanımı kesildikten 30 yıl sonrasına kadar devam ettiği belirtiliyor” dedi.
TARTIŞMALAR DEVAM EDİYOR
Bu çalışmalarda elde edilen sonuçları bir arada inceleyen birçok metodolojik araştırmanın da yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Çelik, doğum kontrol hapının gebeliği önleme dışındaki etkileri ile ilgili olarak bildiklerimizi özetleyecek olursak şunları söylemek mümkün; Kardiyovasküler olay riskini artırır, genellikle bacak toplardamarlarında pıhtılaşma ve bu pıhtıdan kopan parçanın kan dolaşımına girerek genellikle akciğerlerdeki küçük damarlarda tıkanma yapar, inme ve kalp krizi riskinı artırır, meme kanseri riskini artırabilir, yumurtalık kanseri riskini azaltır, kolorektal (kalın bağırsak) kanseri riskini azaltır, serviks (rahim ağzı) kanseri riskini artırdığını gösteren bazı çalışmalar var. Ancak bu konudaki tartışmalar devam ediyor. Karaciğer kanserlerini artırdığına yönelik de çalışmalar mevcuttur” şeklinde konuştu.
MEME KANSERİ GELİŞİMİ RİSKİNİ ARTIRIYOR MU?
‘Doğum kontrol hapı kullanımı ile toplam kanser riskinde azalma olduğu yönünde çalışmalar mevcut olsa da, meme kanseri gelişimi riskini artırdığı unutulmamalıdır’ diyen Prof. Dr. Çelik, şunları söyledi: “Dünyada kanser araştırmaları için üst merkez olarak kabul edilen Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu (International Agency for Research on Cancer – IARC), doğum kontrol hapı kullanımının meme kanseri riskinde neden olduğu artışla ilgili olarak 2012 yılında bir rapor yayınladı. Bu raporda özellikle erken yaşlarda ve ilk gebelik öncesinde doğum kontrol hapı kullanımı ile meme kanseri gelişme riskinin en yüksek olduğu, ilk gebelik sonrasında meme hücrelerindeki değişim ile birlikte bu riskin azaldığı belirtildi.Ancak yine de risk hiçbir zaman sıfıra inmemekte ve doğum kontrol hapı kullanımına bağlı olarak meme kanseri gelişme riski devam etmektedir.”
BİLİMSEL OLARAK YANLIŞ DEĞİL AMA…
Prof. Dr. Çelik, “Doğum kontrol hapı kullanımının rahim içi kanser riskini azalttığını ifade eden bu çalışma, halihazırda bu konudaki bilinen verileri bir araya toplamış ve sadece doğum kontrol hapı – rahim içi kanseri ilişkisinde rol oynayan etmenleri değerlendirmiştir. Ancak, doğum kontrol hapının rahim içi kanseri dışında da birçok farklı etkisi mevcuttur. Dolayısıyla, “Doğum kontrol hapı kullanımı ile rahim içi kanseri azalıyor” temalı bir ifade bilimsel olarak yanlış olmasa da, bu ilaçların diğer sağlık etkileri de göz önünde bulundurulduğunda mutlaka hekim gözetiminde kullanılması gerektiği vurgulanmalıdır. Unutulmaması gereken, doğum kontrol hapının esas kullanım amacının, isminde de anlaşıldığı üzere, doğum kontrolü sağlamak yani istenmeyen gebelikleri önlemek olduğudur” dedi.
|