Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Şeyda Atabay, çocuklarda göz sağlığına dikkat çekti.
Anne karnındaki yaşam sırasında en son gelişen duyu sisteminin görme olduğunu ifade eden Op. Dr. Şeyda Atabay, "Gebeliğin 25. haftasından itibaren ise giderek artan bir şekilde ışık gibi görsel uyaranlara bebeğin güçlü yanıtlar verdiği gözlenmiştir. Göz kapağı hareketleri de yine bu dönemde başlar. Bebeğin göz kapakları 26. haftaya kadar kapalıdır. Gerçekte rahim içi mutlak karanlık değildir.
Tıpkı sesleri geçirdiği gibi ışığı da geçirmektedir. Bu nedenle bebek gündüz ile geceyi rahatlıkla ayırt edebilir. Doğmamış bebeğe dışarıdaki ışığın sadece yüzde biri ulaşır. Ancak bu miktar doğmamış bebeğin renkleri algılaması ve belleğine kaydetmesi için yeterlidir. Özellikle kırmızı tonlar daha iyi algılanır. Eskiden sanıldığı gibi anne karnındaki bebek duyuları az gelişmiş bir canlı değildir. Aksine çok erken dönemlerden itibaren duyuları gelişmeye başlar ve çevresini tanıyarak hafızasında bilgileri depolar. Bu nedenle gerek ses, gerek ışık, gerekse dokunma gibi uyaranların bebeğe ölçülü olarak uygulanmasında fayda vardır" diye konuştu. Bu hastalıklar çocuklarda da görülüyor
Çocuklarda pek çok göz hastalığının oluşabileceğini belirten Op. Dr. Şeyda Atabay, şu bilgileri verdi:
"Bunlar katarakt, glokom (göz tansiyonu), göz tembelliği, göz kapağı düşüklükleri, Prematüre Retinopatisi (ROP), Göz Tümörleri gibi çok ciddi olabildiği gibi enfeksiyon gibi basit hastalıklar da olabilir. Genelde göz kontrollerinde sıklıkla görülen miyopi, astigmatizma, hipermetropi gibi göz bozuklukları çocuk ve bebeklerde de sık olarak karşımıza çıkar. Peki bu hastalıklar için risk faktörleri mevcut mudur? Sorusuna ise tabi ki evet olarak cevaplayabiliriz. Bunlar ailede kalıtsal göz hastalığı hikayesi, hamilelikte ilaç kullanımı, hamilelikte geçirilen ateşli bulaşıcı hastalıklar, prematüre doğum öyküsü, küvez oksijen tedavisi hikayesi, doğum şekli, doğumdan sonra travma, kaza, düşme, ateşli hastalık ve havale öyküsü gibi durumlardır.
'Ne zaman doktora başvurmalı?' bizim sık rastladığımız sorulardandır. Maalesef çocuklar ve bebekler az gördüklerini ifade edemezler çünkü farkında değildirler. Gözlerinde bir sorun olup olmadığı bir göz uzmanı tarafından muayene edilmeden farkedilemez ve geç tanı konulması tedavilerde gecikmeye ve göz tembelliğinden gözün kaybına kadar geniş bir alanda problemler oluşturabilmektedir. Erken tanı ve tedavi önemli çok önemlidir. İlk muayene doğumdan hemen sonra ilk 6 ay içinde yapılmalıdır. Bu dönemde olası bir konjenital katarakt, glokom, tümörler veya gelişimsel bozukluklar, gözyaşı kanal tıkanıklığı, şaşılık tanınabilir. Gelişen teknoloji sayesinde artık 1 aylık bir bebekte dahi astigmat varlığı, gizli şaşılık (mikrotropya), yüksek hipermetropiler ve göz tembelliği yaratabilecek pek çok sorun kolay bir şekilde tanınabiliyor." Çocukları her sene göz kontrolünden geçirmek gerekir
Gelişmiş cihazlar sayesinde bebek ve küçük çocukları korkutmadan belli uzaklıktan ölçümlerin yapılabilediğini dile getiren Op. Dr. Şeyda Atabay, "Böylece çocuğu muayeneden korkutmadan, muayene olduğunu bile anlamadan tedavilerini gerçekleştirebiliyoruz. Genellikle önerimiz bebek ve çocuklarda yıllık göz kontrolünden geçmektir. Ancak hastalık tanısı konmamış ve yıllık kontrole getirilmeyen çocuklarda ilk kontrolü 1 yaşına kadar yaptırdıktan sonra ikinci kontrol için uygun yaş 3 yaştır. Bu yaşta çocuğumuz artık bizimle iletişim kurmaya başlar, gösterdiğimiz hayvan resimlerine tepkiler verir ve görme yüzdesi belirlenebilir. Bu dönem bizim sıklıkla göz tembelliği rastladığımız ve tedavisini en iyi uygulayabildiğimiz bir dönemdir.
Ağaç yaşken eğilir sözünün göz hastalıklarına çok güzel oturduğu bir dönemdir. Çünkü daha geç yaşlarda karşılaştığımız göz tembelliklerinin tedavileri daha zordur, tedavi yaşı ne kadar geç ise başarı o kadar düşüktür. 3. muayene zamanı ise hemen okul öncesi dönemdir. Bu dönemde karşılaşılan göz rahatsızlıkları çocukların görmelerini oldukça çok etkiler. Okul çağı çocuklarında ders başarısında düşüklük, çabuk sıkılma, derslere ilgisizlik, dikkat dağınıklığı, tik oluşturma gibi durumlar sıklıkla göz bozukluğu ile alakalıdır. Sonuç olarak bir problem olduğunu düşünmesek bile çocuklarımızı yılda bir kere göz hastalıkları uzmanı tarafından muayene ettirmeliyiz. En uygun zaman okul döneminin başladığı aylardır. Çocuklar az gördüklerinin farkında değildirler ve doğru zamanda yapılmayan tedaviler göz kayıplarına neden olabilmektedir" dedi.
|