Alerjik hastalıkların başında besin alerjileri geliyor. Besin alerjileri, solunum yolu alerjilerini tetikleyerek her 13 çocukta görülüyor.
Besin Alerjileri ve Anafilaksi Networku, bugün ki adıyla Food Allergy Research and Education, Mayıs ayı boyunca, halkı besin alerjileri ve özellikleri hakkında bilgilendiriyor.
Besin alerjisinin önemine dikkat çeken, Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony, Avrupa’da en önemli iş günü kaybı sebebi olan, çok tehlikeli sonuçlar doğuran astım gibi solunum yolu alerjilerinin temelinde besin alerjisi bulunduğunu söyledi. Özellikle çocuklarda, temelinde besin alerjisi olan alerjik nezlenin; okul günü kayıplarına yol açtığını, günlük fiziksel ve sosyal aktivitelere katılımı engellediğini sözlerine ekledi.
İnsanın hayatı boyunca karşılaştığı, bütün besinlerin alerji yapma potansiyeli olduğunu, en çok besin alerjisi yapan gıdaların başında süt, yumurta, buğday, deniz ürünleri, fındık fıstık gibi çerezlerin ve deniz ürünlerinin bulunduğunu belirtti.
Doç. Dr. Akgül Akpınarlı besin alerjileri farkındalık ayı kapsamında şöyle konuştu: “Besin alerjileri genellikle erken çocukluk döneminde, başlama eğilimindedir, fakat anne karnında başlayabileceği gibi erişkin yaşlarda ya da yaşlılıkta da ortaya çıkabilmektedir. Çocuklukta başlayan besin alerjileri genelde %80-90 geçer, %10-20 besin alerjileri ömür boyu devam edebilir.
Besin alerjileri bazen hafif alerjik bulgular ile kendini gösterirken bazen de hayati tehdit eden, ANAFILAKSI denilen, aniden gelişen bütün vücut fonksiyonlarının durduğu şok seklinde kendini gösterebilir. Besin alerjilerinin bulguları tutulan organa göre değişir. Besin alerjilerini vücutta tutmadığı organ ya da sistem yoktur. Besin alerjileri ile ilgili en tipik beklenti ciltte kaşıntı, kızarıklık ya da döküntü yapmasıdır. Oysa besin alerjileri bu bulgular dışında birçok organı da tutabilir.”
Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony besin alerjilerinin, ciltte: hassasiyet, kuruluk, kaşıntı, kızarıklık döküntü, ürtiker ya da kurdeşen denilen lezyonlar ve çocukluk çağı egzaması denilen “atomik dermatit’’ yapabileceğine dikkat çekti. Doç. Dr. Antony; “Alerjiler burunda: kaşıntı, akıntı, tıkanıklık, hapşırma ve arkaya akıntı yani geniz akıntısıyla, kokulara karşı aşırı hassasiyet ya da koku alamama, gözlerde: kaşıntı, kızarıklık sulanma, geniz eti ve bademcik büyümesi, geçmeyen ve sık tekrar eden kulak yolu enfeksiyonları ve kulakta: su toplaması, geçmeyen veya sık tekrar eden sinüzitler, hava yollarını tutması nedeniyle sık tekrar eden Krup dediğimiz, genelde aniden sabaha karşı ortaya çıkan gürültülü havlar tarzda öksürükler olarak kendini gösterir.
Bronşlarımızı tutması nedeniyle sık sık ortaya çıkan öksürük, hırıltı ve nefes darlığıyla giden alerjik bronşit ve Astım, sindirim sistemimizi tuttuğunda karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, kabızlık ve reflü gelir.
Bunların yanı sıra bazen spesifik olarak tek bir organı tutmamakla birlikte genel bir halsizlik, iştahsızlık, büyüme geriliği, kansızlık, çok sık hasta olma, durumlarıyla da karşımıza çıkabilir” dedi. En çok dikkat edilmesi gerek durumun, besin alerjisine bağlı gelişebilen anafileksi olduğuna vurgu yaparak, besin alerjisi teşhisinin hastanın öyküsüne, fiziki muayyenine, bulgularına, alerjik deri testlerine ve kanda spesifik olarak bakılan IgE ile konulabildiğine değindi. Tedavide alerjik olunan besin ve o besinin türevlerinin diyetten çıkarılması gerektiğini belirtti.
|