Otizm hakkında bunları biliyor musunuz?Otizm spektrum bozukluğunun bilinen bir sebebi yok; ancak bilimsel topluluklar tarafından beyin yapısında ve fonksiyonlarındaki anomaliler sonucu tetiklendiği kabul ediliyor. Bu durum, tipik çocuk beyinlerine kıyasla otistik beyinlerin şekil ve yapılarındaki farklılıkları gösteren çalışmalar ışığında ortaya konuyor. Bazı çocukların otizme yatkınlıkla doğdukları teorisini destekleyen kanıtlar da bulunuyor: ancak bilim adamları, bu ‘tetiğin’ ne olduğunu henüz belirleyebilmiş değiller. Bu yüzden araştırmacılar, genetik koddaki düzensiz bölümlerin otizmin kök sebebi olabileceğini ifade ediyorlar.
Son yıllarda ise daha önce hiç düşünülmeyenleri açığa çıkaran bir takım bilgiler edinildi. Otizmin sebebi net olmasa da, araştırmacıların otizmin ‘tek’ bir sebebini bulma olasılıkları oldukça düşük olsa da bilim adamları, otizmin modern insanın hayat tarzının bir sonucu olabileceğini düşünmeye başladılar. Bu bağlamda tıbbi ve bilimsel toplulukları harekete geçirmesi gereken kayda değer çalışmalar var.
Çevresel toksinler
Otizm, gelişimin kritik evrelerindeki – özellikle de fetal evredeki – anomalilerle ciddi şekilde ilişkili olduğundan, bilim adamları, otizmin en güçlü ön göstergelerinden bazılarının çevre ile ilişkili olduğuna inanmaya başladılar. Hamileliğin belirli evrelerinde, fetüs, annesinin maruz kaldığı toksinlere – plastik yapıcılar, reçeteli ilaçlar, çevresel böcek ilaçları gibi – karşı son derece hassastır.
Chicago Üniversitesinden insan genetiği profesörü Andrey Rzhetsky’nin de vurguladığı gibi “Bu küçük moleküllerin bazıları, esasen normal gelişimi değiştir” Prof Rzhetsky, birkaç yıl önce, PLOS Computational Biology dergisinde Chicago Üniversitesinden araştırmacılarla yaptığı bir çalışmayı yayınladı; otizm ve zihinsel engel oranlarının doğumsal gelişim sırasında zararlı çevresel faktörlere maruz kalma ile ilişkili olduğu açığa çıktı. Ekip, Amerikan nüfusunun 1/3’ünden ve 21 farklı ülkeden toplanan verileri inceledi. Çevresel kurşunların, ilaçların ve çok çeşitli sentetik moleküllerin (böcek ilaçları, cıva, alüminyum ve daha fazlası) fetüsü mahvettiklerini gördüler. Bu maddelerin otizmle ciddi şekilde ilişkili olan erkek cinsel organında doğumsal anomalilerle de bağlantılı olduğu ortaya çıktı.
Bu çalışma, tıbbi ve bilimsel toplulukları alarma geçirmesi gereken birçok araştırmadan yalnızca birisi – otizmle savaşta önleyici tedbirler alınması kritik. Otizm hastası bir çocuk taşıma riskini düşürmek isteyen ebeveynlerin bu tür önlemler konusunda eğitilmeleri gerekiyor.
Otizmin genetik bir sorundan fazlası olduğu açık. Çevremiz, beynin gelişimini değiştiren maddeler olan nörogelişimsel toksinlerle dolu. Poliklorlu difenil, kurşun, cıva, alüminyum, bromlu alevlenmeyi geciktiriciler ve böcek ilaçları, birçok örnekten yalnızca birkaçı.
Aşılar
Tıbbi/bilimsel topluluklarda, son birkaç on yıldır otizmde görülen artışta aşıların payı olabileceği fikri ile alay eden bilim insanları var. Açıkçası bu durumla otizm arasında herhangi bir doğrudan bağlantı keşfedildiğini iddia edemeyiz; ancak bu hastalığı birlikte çalışarak bu denli yaygın yapan çoklu faktörleri saptama gerekliliği, önemini koruyor.
Bu kuşkuculuğa rağmen, aşıların incelenmeye değer olduklarını düşünen birçok doktor var.
Örneğin, aşı içerikleri üzerindeki mevcut endişeleri ortaya döken birçok çalışma var. Journal of Toxicology dergisinde yayımlanan ve British Colombia, Lousiana ve MIT üniversitelerinden bilim insanları tarafından yapılan bir çalışma, alüminyumun, 1820'lere kadar biyosferde neredeyse hiç bulunmadığını gözler önüne serdi. Alüminyumun endüstriyel çıkarımı, maddenin yiyeceklere, üretime, ilaçlara ve daha fazlasına bulaşmasına olanak tanıdı. Çalışma, alüminyumun “biyosemiyotik entropiyi tetiklemek için sayısız zararlı yöntemle ve çoklu seviyeler boyunca hareket ederek” merkezi sinir sistemine hasar verdiğini vurguluyor.
Aşılama oranlarındaki düşüşün birçok sebebi var ve tepki göstermek yerine dinlemeyi tercih eden ebeveynleri anlamamız gerekiyor. Aşı taraftarı birçok topluluk, bazı ebeveynlerin aşıdan neden uzak durduklarının farkında bile değiller.
|