İzmir Halk Sağlığı Müdürü Bediha Salnur, beklenen sıcak hava dalgasından nasıl korunulması gerektiğine ilişkin uyarılarda bulundu.Salnur, Kuzey Afrika üzerinden gelen aşırı sıcakların çeşitli sağlık problemlerini yol açtığını, sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısının da artarak metabolizmayı bu yeni duruma uyum sağlamaya zorladığını ifade etti.
Terleme ile vücut ısısının dengede tutulmaya çalışıldığını belirten Salnur, ancak 65 yaşın üzerinde olanlar, bebekler, hamileler, açık alanda çalışan işçiler, aşırı kilolular, kronik hastalığı bulunanlar ve sürekli ilaç kullanmak zorunda olan vatandaşların risk altında olduğuna dikkati çekti.
Sıcak hava dalgasından mutlaka korunulması gerektiğine işaret eden Salnur, "Günün en sıcak saatleri olan 10.00-16.00 arasında mecbur kalınmadıkça dışarı çıkılmamalı. Dışarıda çalışması gerekenler mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamalı. Aşırı hareketlerden kaçınılmalı, sık sık tuz içeren sulu gıdalar almaya dikkat edilmeli." uyarısında bulundu.
Dışarıda bulunulduğunda açık renkli, hafif, bol ve sıkı dokunmuş kumaşlardan yapılan giysilerin tercih edilmesi gerektiğini belirten Salnur, "Geniş kenarlı ve hava delikleri olan şapkalar giyilmeli ve güneşin zararlı ışınlarından koruyan güneş gözlüğü kullanılmalı. Güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde denize girilmemeli ve güneşlenilmemeli" değerlendirmesini yaptı.
Tehlikeli saatler dışında denize girmek isteyenler güneşten koruyucu krem (en az 15 koruma faktörlü) kullanması gerektiğini vurgulayan Salnur, şunları kaydetti:
"Şapka ve gözlük gibi koruyucu önlemler alınmalı ve uzun süre kesintisiz güneşlenmemeli. Yoğun fiziksel aktivite ve spor yapmak için sabah ve akşam saatleri tercih edilmeli, her bir saatlik spor için en az 2- 4 bardak sıvı alınmalı. Ağır fiziki aktivitelerden kaçınılmalı. Risk altındaki yetişkinler ve yaşlılar, günde en az iki kez güneş veya sıcak çarpması yönünden izlenmeli. Bebekler ise bu açıdan daha sık izlenmeli."
Bebek, çocuk, engelliler ve hayvanların kapalı ve park etmiş araçlarda kesinlikle bırakılmaması gerektiği uyarısını da yapan Salnur, şöyle devam etti:
"Araçların iç ısıları, klima olsa dahi park edildikten çok kısa süre sonra yükselmektedir. Araç terk edilirken herkesin dışarı çıktığından emin olunmalı. Kapalı alanlar iyi havalandırılmalı. Güneş gören pencereler perde ve benzeri güneşliklerle gölgelendirilmeli. Vücut ısısının yükselmemesi için sık sık duş alınmalı, bunun mümkün olmadığı durumlarda ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmalı veya silinmeli."
"Beslenmeye dikkat edilmeli"
Aşırı sıcak havalarda beslenme ve sıvı alımının da hayati öneminin olduğuna dikkati çeken Salnur, susuzluk hissi olmasa bile günde en az 2-2,5 litre civarında sıvı tüketilmesi gerektiğini belirtti.
Kahvaltıda az yağlı peynirler, zeytin ve taze sebzeler bulundurulmasını öneren Salnur, kafein içeren içecekler yerine de süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çaylarının tercih edilmesi gerektiğini vurguladı. Salnur, "Yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılmalı. Yemeklerde bitkisel sıvı yağlar kullanılmalı. Yemekleri pişirirken kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda veya az suda pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalı. Vücut direncini artırmak ve vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral almasını sağlamak için bol miktarda sebze ve meyve tüketilmelidir." bilgisini verdi.
Terleme ile artan sıvı ve mineral kaybının önlenmesi için her zamankinden daha fazla miktarlarda sıvı alınmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Salnur, mide kramplarına neden olabileceği için çok soğuk ve buzlu içecekler tercih edilmemesi gerektiğini, kafein, alkol ve fazla miktarda şeker içeren içeceklerin vücutta daha fazla sıvı kaybına yol açtığı için tüketilmemesinin uygun olacağına işaret etti.
|